Turhan Öztürk

Oysa herkes öldürür sevdiğini kulak verin dediklerime!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bartın KOM şubeden bir komiser şöyle demişti bir gün; “bu şehirde zaten hiç normal insan yok ki, herkes çok önemli…”

Tanınmış yazar Kemal Bilbaşar da, Yeşil Gölge romanında şöyle demişti: “Burada ne İstanbul ne de Ankara’ya hasret çekilmez. Onlara göre ‘Ben Bartınlıyım’ demek, üstünlük için yeter…”

İşte tam da öyle bir yer Bartın.
Delisi de meşhur, akıllısı da. Herkes birbirini iyi bilir.

Gerek sosyal medyada gerekse yerel medyada sık sık karşılaştığımız bir deyiş var: “Bartın’ın sahibi yok” diye.

Bartın’ın sahibi Bartınlılar. Başka sahip aramaya gerek var mı?
Ancak görevini layıkıyla yapmayanlar var.
İhmal edenler.
Suistimal edenler var.

Tüm bunları yaparken de “Bartın’ı çok seviyorum” cümlesinin arkasına sığınanlar var.

İşte asıl meselemiz bu.
İnsan sevdiğine bunu yapar mı?

xxx

Kurumlar arası eş güdüm, boşuna enerji tasarrufu, mağdur olan insanlar.

Geçen hafta Kozcağız-Kumluca ulaşımını sağlayan karayolu, DSİ’nin bölgede yapacağı çalışmalar nedeniyle trafiğe kapatıldı. Trafik işaretleri, tam baraj mevkiinden yeni yolu işaret ediyordu.

Ancak bir sorun vardı.

Bu karardan Karayolları’nın haberi yoktu ve yeni yapılan yol, trafik emniyetini sağlayacak düzeyde henüz tamamlanmamıştı.

Kriz oldu, kurumlar karşı karşıya geldi.

Karayolları geldi, jandarma eşliğinde DSİ’nin trafiği kesen uygulamasını kaldırdı.

Kapatılan yol, yeniden açıldı.

Kurumlar arası iletişimsizlik, eksik yazışmalar, vatandaşın kafasını karıştırdı.

Söyleyin hele, bu koordinasyonu kim sağlayacak Sayın Valim.

xxx

Bir süredir malum, Hendekyanı bölgesinde ENERJİSA bir proje yürütüyor. Elektrik kabloları yer altına alınıyor. Belediye de yolları yeniliyor, asfalt çalışmaları yürütüyor.

Uygulama Kanlıırmak caddesinde de bir süredir devam ediyor.

İki aylık bir çalışma sonunca kablolar yer altına alındı, belediye de yol çalışmasına başladı.

Ancak durun bir dakika!

Tam çalışma bitti derken; bu kez Irmak Islah Projesi’ni yapan müteahhit, ırmak boyunda çalışmaya başladı.

İki aydır yeraltına alınan elektrik hatlarının sökülmesi ilgili kurumlara iletildi.

Yeraltı kablo hattı, şimdi ırmak kıyısına yapılacak cam settin yanına yeniden yapılacak.

Ahali şaşkın, kurumlar şaşkın, mahalle sakinleri şaşkın.

6 ay sürecek bir çalışma bu.

Bu planlama daha önce neden yapılmadı?

Zaman kaybı, enerji kaybı, milletin vergileriyle oluşan kaynak kaybı…

Sayın Valim, değerli belediye başkanım, bu durumu nasıl izah edeceğiz.

xxx

Bitmedi.

Halk Eğitim Merkezi kursları bir bir açılmaya başladı. Aylardır görev bekleyen eğitimcilerin bir kısmı iş başı yaptı.

Ancak önemli bir kısmı hala bekliyor.

Niye biliyor munusuz?

Halk Eğitim Merkezinde usta öğreticiler arasında hiyerarşik bir düzen var.

Sırası gelene görev veriliyor. Sıradaki eğitmen kursunu açmadan, diğeri kursu başlatamıyor.

Şimdi bir beldemizde, Valiliğe ait bir kurs yerinde temizlik yapılacakmış. Bu temizlik haftalardır yapılamadığı için oradaki kurs bir türlü açılamıyor.

Açılabilse, hiyerarşik sıraya göre diğerleri de başlayabilecek.

Ancak devlet işi bu, işler öyle hemen çözül(e)mez.

Usta öğretici görevine başlayamadığı için, ondan sonra görev bekleyen eğitimciler de silsile yoluyla haftalardır bekliyor.

Neden?

Çünkü o sınıf temizlenemedi!

Kim bilir kaç yazışma yapılması gerekiyor sıradan iş için.

Güler misin ağlar mısın durumu yani.

Zaten Halk Eğitim eğitmenleri, yılın kısa bir döneminde süre alabiliyor.

O da delik deşik; sömestir, resmi tatilller, yok kar tatili vs…
Böyle günlerde hem saatleri hem ücretleri eksiliyor usta öğreticilerin, sigortaları da ödenmiyor.
Derken çalışma dönemi de kuşa dönüyor.

Şimdi söyleyin bakalım; bu vebal kimin?

xxx xxx

KILIÇDAROĞLU AMASRA’DAKİ YEMEKTE NE İSTEDİ?

CHP’nin Cuma günü yapılan kongresi gerçekten efsaneydi. Çok çetin geçen yarışı 3 oy farkla İsmail Cem Akyol kazandı.

Perde gerisinde geçmişi uzun yıllara dayanan hesaplaşmlalar, birbirinden hiç de hazzetmeyenlerin bu kez ittifak yaptığı görüldü.

En çarpıcı olan da; delege listesini kendi elleriyle oluşturan ekibin kaybetmesiydi.

Kaybedenler kulübü, umudunu büyük kurultaya bağladı.

Kazananlar ise diğer partiler tarafından bile çalışıldı.

Neyse, uzun mesele bu; konumuza dönelim biz.

Kongreden bir gün sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Bartın’daydı.

Yan yana görünmek, fotoğraf vermek, kulağına fısıldamak için yarışanlar vardı gün boyu.

Kemal Bey’in gün içindeki yoğun temasları ardından Amasra’da Noorth Door otelde bir yemek tertiplendi.

Yemeğe davet edilenler kadar edilmeyenler kimlerdi.

Aysu Bankoğlu, Recai Çakır, Selim Karakaş, İsmail Cem Akyol yemekteydi.
Fatma Mazhar, Tolga Küçükyılmaz, Amasra ilçe başkanı Ogün Basançelebi masadaydı.
Bartın belediye meclis üyesi Kemal Çubukçuoğlu, il genel meclis üyesi Bahattin Kazguç masadaydı.

Karabük il başkanı ve milletvekili, Zonguldak milletvekili Deniz Yavuzyılmaz yemekteydi.

Maden faciasının yıl dönümü temasları sırasında iç siyasete zaman ayıramayan Kılıçdaroğlu, asıl mesajını burada verdi.
2024 Mart’ında yapılacak seçimleri hatırlatarak “Bartın Beledisini almanızı istiyorum” dedi.

Başka neler mi konuşuldu?

Onu da siz öğrenin, her şeyi devletten beklemeyin.

xxx xxx

BARTINSPOR’U BİR MAÇTA İDAM ETMEYELİM

Tamam, sezonun ilk maçında yenildik.
Tamam; iyi bir futbol da ortaya koyamadık, futbol adına doğruları gösteremedik.

Grubun şans tanınmayan takımına tarifsiz bir mutluluk yaşattık.

Ancak biraz sabır…

Sadece ilk maçın skoruna bakarak onca emekleri de çöpe atmayalım.

Hemen hocayı, futbolcuları, yönetimi tribüne göndermeyelim.

Bu çocuklar da…

Bu teknik kadroda…

Bu yönetim de herkes kadar bir krediyi hak ediyor.
Neler yapabileceklerini görmek, yeteneklerini gösterebilecekleri zaman tanıyalım.

Ayrıca kulübe sahip çıkmak için kuyruğa girenler var da biz mi görmüyoruz.
Yanlışları söylerken yıkıcı olmayalım.
Bu kulüp hepimizin.

Oysa herkes öldürür sevdiğini kulak verin dediklerime!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir