1. Haberler
  2. GENEL
  3. Bartın’ın sakini değil, sahibiyiz

Bartın’ın sakini değil, sahibiyiz

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bazılarımız kuşaklardır bazılarımız ise hayatının belli bir döneminde Bartın’da yaşamakta. Her durumda da Bartın bizim kentimiz, memleketimiz. Bartın’ın sakini değil, sahibiyiz. Bartın’ın sahibi olmanın verdiği hakkı savunmalı, kentimize sahip çıkmalıyız. Evlatlarımıza, sonraki kuşaklara güzel, yaşanır bir Bartın teslim etmek bizim sorumluluğumuzda.

Ancak yaşanır bir Bartın için mücadele şart çünkü Bartın’ın ormanına, ırmağına, denizine, taşına toprağı göz dikenler çok. Tabiri caizse Bartın’ın etinden, sütünden, taşından toprağından rant elde etmek isteyenler var.

Bu güzel kentin sahibi olmanın verdiği hak sadece sözde kalamaz. Bartın’ın doğasını, kent kültürünü, ormanını, ırmağını, denizini, kıyısını, insanını, çocuklarını gençlerini yaşlılarını, börtüsünü böceğini kuşunu balığını ilgilendiren tüm kararlarda biz Bartınlılar artık söz hakkı istiyoruz. Kentin sakini değil sahibi olmanın verdiği hakla, Bartın’ın geleceğini etkileyen her şeyi bilmek, bütün kararlara katkı sunmak, onaylamak veya itiraz etmek için söz hakkımızı geri istiyoruz.

Söz Hakkımızı Geri İstiyoruz

Kenti yönetenlerin ben yaptım oldu mantığıyla hareket ettiği, Bartın halkının fikrini bile sormadan giriştiği işlere daha fazla tahammülümüz yok. Memleketimizi ilgilendiren her türlü girişim mutlaka ve sadece biz Bartınlıların bilgisi dâhilinde ve onayıyla hayata geçmelidir.

Bartın halkının kent yaşamında sözde değil gerçekten söz sahibi olabilmesi Kent Konseyi mekanizmasının çalışır duruma getirilmesiyle mümkün olabilir. Hatırlatayım; bir zamanlar Bartın’da Kent Konseyi vardı. 2008 yılında kentin hak ve hukukunun korumak, yerel yönetime yön vermek, kentin sorunlarına çözüm önerileri getirmek amacıyla Çevre, Çocuk, Gençlik, Kadın ve Engelli meclisleriyle oluşturulmuştu. Ancak ne yazık ki 2009 yılı seçimlerinden bu yana Kent Konseyi yerel yöneticiler tarafından desteklenmedi ve işlevsiz hale getirildi.

Kent Konseyi Neden Kurulmadı?

Tam bu noktada 2019 yerel seçim kampanyasında yarışan bütün belediye başkan adaylarının kent konseyinin çevre, kadın, genç, çocuk ve engelli meclisleriyle birlikte kurulacağını vaat ettiğini hatırlatmak isterim. Benzer vaatler on yıldır her seçimde propaganda malzemesi olarak kullanıldı ve seçim geçer geçmez unutuldu. Bir Bartınlı olarak köşemden sorayım, seçimlerde verdiğiniz sözleri, ballandıra ballandıra anlattığınız vaatlerinizi neden yerine getirmediniz?

Bu soruyu özellikle üç dönemdir Bartın’ı yöneten Cemal Akın’a… Ve kenti yönetme iddiasıyla yarışan ve Bartın halkının hatırı sayılır teveccühünü kazanan bütün belediye başkan adaylarına soruyorum; Kent Konseyi neden kurulmadı? Çevre, Gençlik Çocuk, Engelli ve Kadın meclisleri neden oluşturulmadı?

Vaatler yerine getirilmezken, Kent Konseyi bilinçli şekilde işler hale getirilmez ve Bartın halkının kent yönetiminin demokratik karar süreçlerine katılımı sağlanmazken biz Bartın halkı; il genel meclisi veya belediye meclis salonlarında nerdeyse halktan kaçırılarak alınan ve Bartın halkına dayattığınız kararları kabul etmek zorunda değil. Bartın’ın sahibi Bartın halkıdır, yerel yöneticiler, siyasetçiler, seçilmişler veya atanmışlar değildir. Özetle söylemek gerekirse Bartın halkı hancıdır, diğerleri ise yolcudur.

Bartın halkı hancıdır, diğerleri ise yolcudur

Kentin bugününü ve geleceğini koruyan, tek önceliği Bartın olan ve Bartın halkının katılımıyla oluşan mekanizmalar –Kent Konseyi, Çevre, Kadın, Çocuk, Gençlik ve Engelli meclisleri ve Mahalle Meclisleri – hızla oluşturulmalı, katılımcı demokrasi kentimizde hayata geçirilmelidir. Bunu başarmak -Bartın halkına hakkı olan söz hakkını vermek- yerel yöneticilerin sorumluluğundadır.

Sadece bu durumda; Kent Konseyi’nin işlevleştirilmesi durumunda Bartın’da şu anda şiddetle hissedilen muhalefetsizlik hastalığı aşılabilir. Muzdarip olduğumuz muhalefetsizlik, rant peşinde olanların kentin talanı noktasında menfaatlerine uygun hamleleri kolaylıkla hayata geçirmesiyle sonuçlanmaktadır. Halkın katılımı olmadan, karar mekanizmalarındakilerin valilik makamının, il genel meclisinin, belediye başkanlığı makamının ve belediye meclisinin çok fazla noktada eksik kaldıklarını, Bartın’ın ve Bartınlıların menfaatlerini öncelemediklerini görüyoruz.

İzleyen yazılarımda nerelerde ve nasıl eksik kalındığına tek tek değineceğim. Kentin dokusunu bozan hoyratça girişimleri, esnafı korumak için alınmayan önlemleri, Bartın’ın doğasını denizini ırmağını ormanını talan etmeye yönelik hamlelere göz yumulmasını, ülke ve kent ekonomisi derin bir darboğazdayken Bartın’a faydası olmayan yatırım girişimlerinin dayatılmasını, devlet hastanesinde, diğer kurumlarda kentin her tarafında sürüp gidenleri, ben yaptım oldu mantığıyla girişilen pek çok anlamsız projeye ve girişimlere önümüzdeki yazılarımda değineceğim.

Kentin ve Bartın halkının geleceğini savunan yapıcı muhalefet noktasında ana muhalefet partisi ve tüm diğer siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının da sorumluluğu vardır. Ancak en büyük sorumluluk Bartın halkındadır. Çünkü bizler Bartın’ın sakini değil, sahibiyiz.

Muhalefete muhalefet etmeyi çok anlamlı bulmasam da Bartın’ın içinde sıkıştığı muhalefetsizlik durumunda muhalefet partilerine de izleyen yazılarımda söyleyecek birkaç sözüm olacak.

Köşemde yer vermemi istediğiniz konuları e-posta adresime yazabilir, katkı sunabilirsiniz. Görüşmek üzere.

EK BİLGİ: Kent Konseyi Nedir?

Kent Konseyleri 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 26313 sayılı Kent Konseyi Yönetmeliği’ne dayanarak kurulmuş yapılardır. Belediye Kanunun 76.Maddesine dayanılarak hazırlanan kent konseyi yönetmeliği çerçevesinde tüm belediyelerin kurmakla yükümlü olduğu kuruluştur. Bu konseyde karar vericilerin yanı sıra sivil toplum kuruluşları da yer alır. Merkezi yönetimin, yerel yönetimin, meslek kuruluşlarının ve sivil toplumun ortaklık anlayışıyla hemşehrilik hukuku çerçevesinde buluştuğu, kentin kalkınma önceliklerinin sorunlarının sürdürülebilir kalkınma ilkeleri temelinde belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiği uzlaşmanın esas alındığı demokratik yönetim mekanizmasıdır. Örneğin Amasra Kent Konseyi, 2020 yılının Şubat ayında kurulmuş ve faaliyetlerini sürdürmektedir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
hasta
Hasta
Bartın’ın sakini değil, sahibiyiz
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir