Malum, Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen yıl Nisan seçimlerinde Zonguldak’ta bir söz verdi. Madene bin 500 işçi alınacak?
Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ekonomisi Karaelmas’a dayalı bu kadim topraklar için bu önemli bir müjde kuşkusuz. İşsizliğin kol gezdiği caddelerde, ilçelerde, kasabalarda, köylerde yankılandı haber.
Umut, korkudan sonra en güçlü duyguydu.
Sonra Hazine Bakanı “İşlem Ocak’a kadar tamamlanacak” diye bir açıklamada bulundu. Umuda tutunanlar elini çabuk tutmalıydı.
Lakin kriterler, mevzuatlar derken iş uzadı uzadı… Başvuruların nereye yapılacağı belirlemek bile 2018’in devrilmesine yetti de arttı. Anladık ki bu işlem seçime kadar böyle uzayıp gidecek.
Çünkü siyaset icat edildiği günden bu yana böylesi kararlar hep politik oldu.
Hay hay; demeyeceğiz ki siyasi… İş iştir, seçim ya da değil. Aileleriyle birlikte 5 bin kişinin kaderi değişecek, günden güne küçülen emeğin başkentinde yeni yüzler yürüyecek.
Sonra Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar’ın sözleri düştü ajanslara. Şöyle diyordu Sayın Vekil; “speküle etmenin anlamı yok. Cumhurbaşkanımız bir söz verdi, elbette yerine getirilecek. 1000+500 olarak belirtilmişti. İkisini birlikte yapmaya kalkarsak süreç uzar ve vatandaşın beklentisi artar. Biz hemen 1000 işçiyi alalım ve yine 2019 içinde kalan 500 işçiyi alalım diye düşünüyoruz.”
Öfkelendim.
-Siz kimi kandırıyorsunuz? Devlet 1500 işçiyi gerçekten aynı anda alamıyor mu? Devleti böyle beceriksiz göstermeye ne hakkınız var?
Sonra bilmediğimiz bir şey vardır belki diye Zonguldak’ın en etkili gazetecilerinden Ali Rıza Tığ’a sordum durumu. Sağolsun, süreci uzatan bir bilgiyi paylaştı. Bin 500 madencinin sadece Zonguldak-Bartın-Karabük’ten alınması için bir mevzuatın değişmesi gerekiyormuş.
Malum, bürokrasi… Bu düzenleme için süreç uzamış.
Geri kalan, olayı taksite bölme durumuna gelince… O da tahmin ettiğimiz gibi; önden bin kişiyi alıp, giremeyenlerin tepkisini önlemek ve umutları seçim sonrasına taşımak için 500 kişinin alımını ötelemek.
Yani politik strateji.
Ali Rıza, bu durumu “İşçi alınması politik bir karar. Bu yüzden taksit yapılması da normal” sözleriyle yorumlayacaktı.
Köksal Toptan’ın seçim kaybettikten sonra “Ağabey” adlı biyografisinde anlattığı gibi “Bartın’da efsane olduğumu sanıyordum” sözleri geldi aklıma.
Köksal Bey, Bartın’ın vilayet olduğu dönemde işe alınacakların listesini tak gönderiyor, dönemin Valisi Yavuz Erkmen şak işleme koyuyordu.
Küskünler ordusu, efsane vekile hayatının şokunu yaşatmıştı. İşte durum tam da bunu anlatıyordu.
Siyaset okulunda dersler böyle olunca, okulun dikkatli öğrencileri detayı atlamıyordu kuşkusuz.
Bir avuç kömür için bir ömür verenlerin şehrinde umutlar bile taksit taksit dağıtılıyordu…
xxx
RAKAMLARLA TTK
14 bin işçi norm kadrosu olan kurumda 7 bin 500 işçi çalışıyor.
Alınacak bin 500 işçiye rağmen norm kadro tamamlanmıyor.
xxx
GÜNÜN FIKRASI
Madem Ali Rıza Tığ’dan bahsettik, onun köşe yazıları stiliyle son verelim. Yani fıkrayla:
Hayvanoğlu hayvan:
Bir gün bir sınıfa yeni gelen öğretmen tanışma faslında ismini söyler:
-Çocuklar benim adım Aslan Aslanoğlu der.
Öğretmen sınıfa bir dahaki girişinde öğrenciye sorar:
-Söyle bakalım evladım benim adım neydi?
Öğrenci cevap verir:
Hocam valla bi hayvanoğlu hayvandı ama hangi hayvandı bilmiyorum.