ABD’de yapılan bir araştırma, hayata negatif bakanlara kıyasla iyimserlerin daha uzun yaşadığını ortaya koydu.
Buna göre pozitif insanların 85 yaşından fazla yaşama ihtimali daha yüksekmiş.
Bu durum, iyimserlerin duygularını daha kolay düzenleyebilmesine ve stresin olumsuz etkilerinden korunabilmesine bağlanıyor.
Peki iyimser olabilmek, daha doğrusu mutlu olabilmek insanın kendi elinde midir?
Sorun bakalım bu hafta sonu kendinize siz de “Mutlu musunuz?” diye…
Durun hemen cevap vermeyin öyle…
İşinize, gücünüze, mevkiinize, paranıza, pulunuza bakıp da verdiğiniz cevaplardan söz etmiyorum…
Kalbinizin verdiği cevaba bakalım önce…
Ustanın bile “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin?” diye meydan okuduğu o ressamın yapamadığını, biz buluruz bu yazının sonunda belki de…
En son ne zaman kendimiz için bir şeyler yaptık ve çok mutlu olduk hatırlıyor muyuz acaba?
İnsan hayatında çok mutlu olduğu kaç gün, kaç gece, kaç saat vardır sizce?
Bir elin parmaklarını geçenler şanslıdır elbette.
Mutlu olmak için, önce mutlu etmek gerekir belki de.
Ne demiş Özdemir Asaf, “Mutlu edemeyeceksen, meşgul de etmeyeceksin…”
Sizi en çok kim, ne mutlu etti ömrü hayatınızda…
İlk gençlik yıllarındaki o ilk öpücük mü?
İş hayatındaki ilk zaferiniz mi?
Ya da hayatınızın aşkını bulduğunuz o gün mü?
Şüphesiz sizi mutsuz eden de olmuştur hayatınızda, ben oralara hiç girmeyeceğim.
Mevlana ne güzel söylemiş, “Mutluluğu sende bulan senindir, ötekiler misafir” diye…
Bir de hayatları boyunca doya doya mutlu olamadığını düşünenler vardır.
Ömrünü güç, kudret peşinde harcayıp ona ulaştığını sananlar da fena halde yanılırlar…
Tarih bunun örnekleriyle doludur…
Dönemin Hristiyan dünyasındaki kraliçelerin en güzeli Maria Stuart, ömrünün son yılını zindanda geçirip, cellat eliyle ölmedi mi 1500’lü yılların Avrupası’nda…
Tarih; gücü, kuvveti, iktidarı mutluluk sanan insanların hüsranıyla doludur aslında…
Daha geçtiğimiz birkaç yıl öncesine kadar devlet başkanlarını çadırında ağırlayan Ortadoğu’nun en güçlü liderlerinden Kaddafi sokaklarda sürüklenerek öldürülmedi mi ülkesinde?
Evet, belki de siz yeterince mutlu olamadığınızı düşünenlerdensiniz, kim bilir bu hayatta.,.
Ama yine de Romalı şairin dediği küpe olmalı kulaklarımızda…
“İnsan son gününü beklemeli her zaman, mutlu dememeli ona ölmeden, cenazesi kaldırılmadan…”
Peki, “mutluluk nedir, nasıl bulunur?” diye mi sordunuz şu anda…
Onu da “Bir lokma, bir hırka” ile mutluluğu bulanlara sormak lazım belki de bu hayatta…
İyi hafta sonları…