Ruhsatsız ocak sahibinin pişkinliği: Zorla çalıştırmıyoruz!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

xxx Zonguldak’ta gündem, kaçak maden ocağında iki genç fidanın ölümüyle sonuçlanan grizu faciası. Şehrin en etkili gazetecilerinden Ali Rıza Tığ, olayla ilgili çok sert bir köşe yazısı kaleme aldı. Şehirdeki ahbap-çavuş ilişkilerine dikkat çeken Tığ, bir ay önce bombalanan kaçak madenle ilgili müthiş bir iddiayı gündeme taşıdı.

xxx Sadece kaçak ocak sahiplerinin tutuklanmasıyla olayın çözülemeyeceğinin altını çizen Pusula gazetesinin sahibi Ali Rıza Tığ, o madenin doğru düzgün bombalanmadığı için bu günkü trajedinin yaşandığına dikkat çekti. Pusula yazarı Öznur Güneş ise kısa süre önce kaçak maden işleten bir patronun “Zorla çalıştırmıyoruz” şeklindeki pişkin cevabını köşesine taşıdı. İşte o iki önemli yazıyı peş peşe haberimize taşıyoruz:

xxxxxx

Ali Rıza Tığ:

Ölen biz oluyoruz, gülen siz oluyorsunuz!

Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, kaçak kömür ocağında yaşanan metan gazı patlamasında ölen iki maden işçinin Çatalağzı Beldesi’nde yapılan cenaze törenine katıldı.

Bir Vali’nin kaçak kömür ocağında ölen işçilerin cenazesine katılması güzel bir olay. Maden ocağının sahibi 3 kişi ile saha sahibi de tutuklandı.

Tamam, dosyayı kapatacak mıyız? Sayın Vali, bu toprağın çocukları bu ocaklarda ölmeye devam ediyor. Ocak sahiplerine bakın, bir de ölenlere…

Eğer doğru bakar, baktığınızı görürseniz, bu ocağın bir ay önce neden doğru düzgün bombalanmadığını anlarsınız! Eğer anlarsanız sorun çözülür.

Trafik kazalarını tümden önleyemezsiniz. Maden kazalarını da tümden önleyemezsiniz. Ama kaçak ocak işini isterseniz önleyebilirsiniz. Ama isterseniz.

Bu sadece Valinin isteğiyle olacak iş değil. Devletin topyekün istemesi lazım. Güneydoğu’daki kaçakçılık gibi kaçak kömür işine de göz yumulursa bu iş bitmez.

Biz 30 yıldır Zonguldak’ta gazetecilik yapıyoruz. Ne Valiler ne siyasetçiler gördük. Günlerini geçirip, cüzdanlarını doldurup gittiler. Ölen biz olduk.

Bu toprağın insanını jandarma zoruyla ocağa sokup kömür çıkarttıran devlet, şimdi kömür çıkartmak isteyen insanları engelliyor. Ölünce başında dikiliyor.

Bu toprağın insanı, toprağını ekip/biçmekten mahrum edildi. Tarlada üretimden koparıldı, madende kömür üretimine zorlandı. Şimdi “Git köyüne üret” diyor.

İşte öyle olmuyor. “Açlıktan öleceğimize tok ölürüz daha iyi” diyen binlerce genç kaçak ocaklara gidiyor. Ölen biz oluyoruz, gülen siz oluyorsunuz.

Ocağa inmeden yevmiye yazdıran maden mühendisleri, arkası sağlam maden işçileri de var bu şehirde, biliyoruz. Ama biz ölüyoruz, biz ölüyoruz.

Madenleri çalanlar, taşı toprağı kömür diye satanlar kentin en güzel yerlerine konanlar sefa sürerken, bu toprağın sahibi olanlar birer, ikişer ölüyorlar.

Kentin sahibi olduğunu sananlar. Kenti yönettiğini sananlar. Siyaset yapanlar. Mutlu musunuz? İki can daha verdik toprağa. Gencecik çağlarında.

Arkada gözü yaşlı eş. Acının ne olduğunu bilmeyen bir evlat. Yüreği yanan analar, bacılar bırakarak yolcu ettik iki genç yüreği! O bebeğin gözlerine bakabildiniz mi?

 

*******

Öznur Güneş:

Kaçak ocak sahibi ile görüştüm…

Zonguldak’ın Kilimli İlçesi’ne bağlı Gelik Beldesi’nde bir kaçak ocakta metan gazı patlamasıyla birlikte meydana gelen kazada iki işçi hayatını kaybetti.

25 yaşındaki Erdem Korkmaz ve 33 yaşındaki Uğur Korkmaz, hayatını kaybetti.

Erdem ve Uğur’a hepimiz üzüldük, kimse bu şekilde ölmek istemez.

Kim bilir hayatta nasıl hayalleri vardı, neler planlıyorlardı?

Biri evliydi çocuğu vardı, biri bekardı. İkisi de işsizlik yüzünden kaçak ocakta çalışmaya başladı.

Daha iyi şartlarda çalışmayı onlar da isterlerdi,  ne yazık ki olmadı!

Kaçak ocak meselesi kentimizde büyük bir sorun.

Maalesef kaç kişi bu yolda hayatını kaybetti.

Ancak henüz çalışanlar var ve bu işten evine ekmek götüren kesim küçümsenecek bir rakam değil.

Kaçak ocaklar devlet tarafından patlatılıyor, mühürleniyor ancak yeniden açılıyor.

İnsanlar ölüyor, geride gözü yaşlı analar, aileler kalıyor.

Haberler yapılıyor, haberler yapıldıkça insanlar kaçak ocaklarda çalışmaya devam ediyor.

Şimdi en yakın örnek; iki gün önce kaçak ocakta hayatını kaybeden Erdem Korkmaz.

Henüz yaşına girmemiş bir bebeği olduğunu öğrendik.

O bebeğin ne kadar çok masrafı var; hastane masrafı, mama parası, bez parası, giyim kuşam parası.

Ev kirası, elektrik ve su parası gibi bir sürü masrafı var.

Erdem, sigortalı olarak özel ya da devlet işinde çalışabilseydi belki de ölmeyecekti.

Her ölüme  ‘kader’ ya da ‘takdiri ilahi’ diyebilir miyiz? Diyemeyiz!

Bu ölen insanları kaçak ocaklarda çalışmaya mecbur eden sistem utansın!

Kaçak ocaktan ekmeğini kazanmaya ve ekmek kazandırmaya mecbur eden sistem ve yöneticiler utansın!

Bundan bir ay önce bir kaçak ocak sahibi ile konuştum.

’20 kişiye ekmek veriyorum, hepsi de evli barklı, çocuklu adamlar’ dedi.

‘Paralarını hiç aksatmıyorum, kömür de veriyorum’ dedi.

‘Sigortaları da olsaydı keşke ama maalesef devlet bu imkanı sağlamıyor’ dedi.

‘Sigortalarını ödesinler diye fazla yevmiye veriyorum’ dedi.

Kaçak ocağı patlatmak ya da mühürlemek sorun değil.

Bu işe kökten çözüm bulmak lazım, ama insanları işsiz ve ekmeksiz bırakarak değil.

Kaçak ocak sahibine dedim ki: ‘İnsanlar ölüyor ama üzülmüyor musunuz?’

‘Biz kimseyi zorla ocağa sokmuyoruz, gerçekten işe ihtiyacı olan gelip çalışıyor’ dedi.

Bu toplumsal sorunumuz gittikçe büyüyor maalesef.

Zonguldak’ta kaçak ocaklarla ilgili bir komisyon oluşturulmalı.

Bu komisyon içinde milletvekilleri, Emniyet Müdürlüğü, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) yöneticileri, TMMOB Maden Mühendisleri Odası, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) gibi kurumların olması gerekir.

Kaçak ocaklar yasal değil tamam ama böyle yasal bir komisyon oluşturularak raporlar hazırlanıp hükümete sunulabilir.

Hem yasal yönden sağlam hem de kaçak ocaktan ekmek kazananları mağdur etmeyen bir karar çıkartılmalı.

Yoksa insanlar ölmeye devam edecek…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ruhsatsız ocak sahibinin pişkinliği: Zorla çalıştırmıyoruz!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir