Müjde müjde, yaklaşık bir yıldır ara verdiğim Bartınstar yazılarına yeniden başlıyorum. Bir kadının yeniden kolları sıvaması, yeni başlangıçlar yapması için 8 Mart’tan daha iyi bir zaman düşünemiyorum.
Sevgili Turhan’ın Bartın Star’da bana ayırdığı köşede Bartın’a dair eleştirel üslupta ancak yapıcı ve katkı sunan yazılar yazacağım. Kent ve doğa mücadelelerindeki gelişmeleri, hayvanların, çocukların, gençlerin ve kadınların tarafında olan bitenleri aktaracağım. Kentlilik kültürüne ve kent tarihine dair paylaşımlar yapmayı deneyeceğim. Bartın’ın bugün ve gelecekte yaşanabilir bir şehir olması için katkı sunmaya çalışacağım. Sanat ruhun gıdasıdır şiarıyla sizinle bazen şiirler, bazen müzik ve tiyatroya dair sohbetler edeceğim. Umarım severek takip edersiniz.
Yazılarımda bir kişinin ya da tarafın sözcüsü olmak yerine, yıllar sonra geri kavuştuğum sevgili memleketimin gelişmesi, geçmişine sahip çıkması ve yaşanabilir uygar bir kent olması için neler yapabileceğine kafa yoracağım.
8 Mart’ın bana verdiği motivasyonla giriştiğim yazmalarda ilk konu başlığım 8 Mart olacak elbette…
UKRAYNALI KADINLARA CİNSİYETÇİ YAKLAŞIM ÇİRKİNLİĞİ
Bileşenlerinden biri olmaktan gurur duyduğum Bartın Kadın Platformu çok güzel işlere imza atıyor. Çeşitli kurumlardan, farklı geçmişlerden ve donanımlardan kadınların bir arada müthiş bir uyumla çalıştığı ortamdan elbette sadece güzel işler çıkar. Platformun, bu seneki 8 Mart odağında barış, ekonomik kriz ve İstanbul Sözleşmesi vardı. Bartın Kadın Platformu kadınları, Karadeniz’de birkaç yüz kilometre ötede olanlara duyarsız kalmadı. “Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi” taleplerini onlarca dilde üzerlerinde barış yazan önlüklerle, samimiyet ve kararlılıkla dile getirdiler. Karadeniz’den Bartın’dan tüm dünyaya barış sesini yükselttiler. Savaş fırsat bilenerek Ukraynalı kadınlar hakkında kahve köşelerinde üretilen ve sosyal medyada marifet gibi paylaşılan cinsiyetçi, eril, çirkin laflara da tavırlarını koydular.
Bartın Kadın Platformunun gelenekselleştirdiği 8 Mart bisiklet sürüşü, 6 Mart Pazar günü gerçekleştirildi. Bisiklet sürüşünde, faturasından ayrı kesintisinden ayrı yaka silktiğimiz EnerjiSa’ya uğrandı ve ıslıklı alkışlı protesto edilerek Bartın halkının duygularına tercüman olundu. 8 Mart bisiklet sürüşüne alkış ve kornalarıyla, bakışları ve selamlarıyla destek verenler oldukça çoktu, geçen seneye göre çoğalmıştı. Son üç senedir 8 Mart bisiklet sürüşlerine katıldığım için biliyorum hepsini.
BARTIN KADIN PLATFORMUNU GÖRMEZDEN GELENLER…
Tam bu noktada belirtmeden geçemeyeceğim. Bartın Kadın Platformu gerçekten çok güzel ve ulusal anlamda ses getiren çalışmalar yapıyor ama Bartın halkı hemşerisi kadınlardan oluşan Bartın Kadın Platformunun yaptıklarından pek haberdar değil. Bartın Kadın Platformunun bu güzel, Bartın sınırlarını kat be kat aşan eylemlilikleri ne yazık ki yerel medyada yer bulamıyor, Bartın gündemine giremiyor. Biraz da bu yüzden ben kendi alanımda yer vermeyi uygun buldum. Bartın Kadın Platformu sosyal medya hesaplarınız takibiniz için yazının sonuna ekliyorum, takip etmeniz dileğiyle.
Bartın’da yıllardır üreten, kurumsallaşmış bir Kadın Platformu var ama kenti yönetenler nedense bu oluşumu görmezden geliyor. Platformun, kadına dair çalışmalara katılması ve çözüm önerileriyle katkıda bulunması için herhangi bir girişimde bulunulmuyor. Oysa yerelde yürütülen sivil toplum girişimleriyle tanışmak, çalışmalara katmak ve güçlendirmek kenti yönetenlerin asli görevidir. Yeri gelmişken Bartın Kent Konseyinin kurulması talebimi tekrarlamak istiyorum. Kent konseyi ve bünyesinde oluşturulacak meclislerin (örneğin Kadın Meclisi) işletilmesiyle Bartın’ın sivil toplum örgütleri kent için katkı sunabilir. Katılımcı demokrasi için, medeniyet için, halkın Bartın’ın yönetimine katkı sunması için Bartın Kent konseyinin kurulması şarttır. Bir Bartınlı olarak Kent Konseyi talebimde ısrarlıyım, her fırsatta bu talebimi tekrarlayacağım.
Dönelim 8 Mart’a… Konumuz, yıllar önce Bartınlı kadınların talebiyle ve iyi niyetlerle başlayan ancak sonrasında tuhaf bir hal alan 8 Mart gece yürüyüşü. Kadınların 8 Mart’ta meşaleli gece yürüyüşü yapmaları, bunun da Bartın’da yapılması gurur verici. Ancak dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir durum Bartın’da her 8 Mart’ta tekrarlanıyor. 8 Mart dünya kadınlar günü gece yürüyüşüne erkekler önderlik ediyor! Bu gülünç ve gülünç olduğu kadar da düşündürücü bir durum. Adı üstünde “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” 8 Mart’taki tüm eylemlilikler -özellikle 8 Mart gece yürüyüşleri- tüm dünyada kadınlar tarafından örgütlenir, öncülüğünü de kadınlar yapar. Bu tuhaf durumun bir an önce düzeltilmesini, bundan böyle tüm 8 Mart eylemliliklerinde kadınların ön saflarda olmasını, 8 Martlara ve kadınlara destek vermek isteyen erkeklerin de tüm eylemliliklerde kadınların arkasında yer almasını gönülden diliyorum.
Gelelim diğer bir 8 Mart mevzuna… 8 Mart sebebiyle Galla pazarını ziyaret edip kadınlara çiçek dağıtan siyasilerin, yerel yöneticilerin fotoğraflarına rastladım. Pazarda kadınlara çiçek dağıtmak yerine pazardaki tuvaletlerin temiz ve sağlıklı olması için çaba gösterilmesini beklerdim. Yıllardır Galla pazarı tuvaletlerinin içler acısı durumunu dile getiriyoruz, resmi girişimleri yapıyoruz ama değişen bir şey yok. Tuvaletler leş gibi. Ne o çiçek verdiğiniz kadınların ne esnafın ne de alışverişe gelenlerin kullanabileceği durumda değil.
Galla pazarında dağıtılan çiçekler fotoğrafta güzel durur, halkla ilişkiler çalışmasıdır anlıyorum ama sonuçta o çiçekler çöpe gider. Tuvaletler çiçekler kadar iyi bir PR malzemesi değildir ama Galla pazarına temiz, insana yakışır tuvalet kazandırılması Bartın halkı için yapılacak önemli bir hizmettir ve çöpe gitmez.
8 Mart, Bartın Kadın Platformu, Kent Konseyi, fener alayı çiçekler tuvaletler derken bu seferlik yazımızın sonuna geldik. En kısa zamanda görüşmek üzere sağlıcakla kalın.
*Bartın Kadın Platformu sosyal medya mecralarını takip etmeye davet ediyorum. https://www.facebook.com/bartinkadinplatformu @bartinkadinplatformu @bartinkadin
