Bartın’da Sonbahar Başkadır

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Halk sağlığını sağlamak, covid illetinden korunmak için günlerimiz ev hapisleriyle, kısıtlamalarla geçiyor. Ancak bizleri eve tıkan pandemi zehircileri asla yavaşlatmıyor. Aksine insanların evde tıkılı kalmasını fırsat bilenler ranta, talana, zehirlemeye tam gaz devam ediyor.

Zehirciler Sonbaharda İşbaşındaydı

Zehircilerden biri kırk köyden kovulduktan sonra gözünü Bartın’a dikti. Terkehaliller köyünde “sadece depo yapıyoruz” diyerek yuvalanmaya girişti. Bartın’daki yuvalanma girişimleri daha önce örneklerini bildiğimiz üzere medya üzerinden algı yönetimiyle başladı. Pandemi baskısı altındaki halkın gözünün boyanması için seçmece medyanın davet edildiği basın açıklaması hamlesiyle başlayan PR çalışması, yerel medyayı hedefleyerek ekilen para-pul söylentileriyle devam ederek zehir gerçeğini gölgeleyecek bir başarı yakaladı. Ne iddiaların gerçekliğini ne de zehircilerin gerçek yüzünü tam olarak bilmiyoruz. Ancak bu girişimler karantina günlerinde Bartınlıların sosyal medya gündeminde epeyce yer aldı.

Öteki zehirci hani şu -tekrar tekrar kovduğumuz-, bir yanına Çinli ortağını öte yanına da bölge vekilini alıp sözde ‘yıkılmadım ayaktayım’ diyerek gövde gösterisi yaptı. 15 yıldan beri 1 (yazıyla -bir-) kilo bile kömür çıkartmayan, emekçilere verdiği hiçbir sözü tutmayan, “ben kömürcü Mehmet ağa değilim, kömürle ne işim olur” demesinden kömür çıkartmakla, yerelde istihdam yaratmakla yakından uzaktan alakası olmadığını bildiğimiz zehirci firmaya; söylediği şarkının devamıyla cevap verelim; ‘arkanı dön ve çık istenmiyorsun artık…’

Bartınlılar adına zehircilere sesleniyorum; yerli kömür çıkartacak, bölgede istihdamı güçlendirecek, çevreyi zehirlemeyecek çevreye zarar vermeyeceksen buyur kal, yoksa Bartın sizi istemiyor! Amasra’da termik istemiyoruz. Yeni zehirciye de sesleniyorum Amasra’da termik santrale müsaade etmedik, Bartın’da zehirli kimyasal depolamana veya işlemene hiç müsaade etmeyiz. ‘arkanı dön ve çık istenmiyorsun artık…’

Bartın Irmağı İndigo Mavisi Akıyor

Yedi bin yıllık Parthenios; “Muhteşem Akan Su” sonunda indigo mavisi aktı. Suçlu Kim? Yapılan resmi açıklamalardan anladığım kimsenin suçu yok. Yetkililer her şeyin normal olduğunu, tekstil firmasının artıma tesisinden Irmağa salınan kimyasal atıkların yasal sınırlarda olduğunu ve herhangi bir çevre kirliliği oluşmadığını açıkladı. Her şey normalse yoksa suçlu Parthenios mu? Bartın Çayı, Karadeniz’in mavisini kıskanmış, mavi bana daha çok yakışır, biraz da indigo mavisi akayım demiş olabilir mi acaba? Benim aklıma başka bir açıklama gelmiyor.

Turizmin gözdesi olacak, yatırımlar yapılacak, Venedik olacak diye beklediğimiz göz bebeğimiz Irmağımızın ölümünü hep birlikte izliyoruz. Rengiyle, balık ölümleriyle, kokusuyla, kirliliğiyle sonunda rengiyle yıllardır imdat çığlıkları atan Irmağımıza sahip çıkalım. Anlaşılan o ki kenti yönetenlerin, çevreden, yerel yönetimden halk sağlığından sorumlu olanların, hatta Bartın muhalefetinin Bartın Irmağı’na sahip çıkmaya niyeti yok. Bartın’ın sakini değil, sahibi olduğumuzun bilincine varmalı, bu gidişata artık dur demeliyiz. Bize emanet edilen Amasra, Güzelcehisar, Bartın Irmağı, ormanlarımız, ağaçlarımıza, denizimize sahillerimize sahip çıkmalıyız yoksa bu zehir oyunlarını izler durur, çocuklarımızın, torunlarımızın yüzüne bakamayız.

CHP Hat-Trick Yaptı

Bartın’da sonbahar başkadır demiştik, sonbaharda siyaset de başkadır Bartın’da…

2019 genel seçimlerinde Kurucaşile ilçesinden Cumhuriyet Halk Partisi temsilcisi olarak Bartın İl Genel Meclisi’ne seçilen ve İl Genel Meclisi’nin tek kadın üyesi olan Nurdanur Metin partisinden istifa ederek AKP’ye geçti. Bir partiden seçilip diğer bir partiye geçmenin etiğini, yanlışını doğrusunu tartışmalıyız. Tartışırken Nurdanur hanım örneğinde olduğu gibi siyasete giren kadınların karşı karşıya kaldığı zorlukları göz ardı etmemeliyiz. Ayrıca Nurdanur hanımın kamuoyuna yaptığı açıklamaları ve özellikle adaylık sürecini de mercek altına almalıyız.

Ancak şimdilik bu tartışmayı bir kenara koyup Bartın CHP örgütünün son yıllarda iktidar partisine ve/veya iktidar bloğuna transfer ettiği siyasetçilere değinmek istiyorum;

Önceki dönem CHP Bartın merkez ilçe başkanlarından Aykut Oktay Ulu, 2009 yerel seçiminde Cumhuriyet Halk Partisi listesinden belediye meclis üyeliğine seçilmiş ardından partisinden istifa ederek MHP’ye geçmişti. Ulu, sonraki seçimlerde MHP çatısı altında siyasi çalışmalarını sürdürdü ve hâlihazırda Bartın Belediyesi’ndeki aktif görevine devam etmektedir.

Mart 2014 yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi adayı olarak yarışan ve yüzde 53 oyla ikinci kere CHP adayı olarak Amasra Belediye Başkanı seçilen Emin Timur, yaklaşık 4 ay sonra partisinden istifa edip AKP’ye geçmişti. Timur’un AKP rozeti dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından takılmış olsa da sonraki seçimlerde AKP’den aday gösterilmedi.

Ve son olarak Bartın İl Genel Meclisi’nde Cumhuriyet Halk Partisi Kurucaşile temsilcisi olarak seçilen Nurdanur Metin Hanım, bir buçuk sene sonra partisi tarafından yalnız bırakıldığını belirterek istifa ederek AKP’ye geçti. Nurdanur hanımın siyaseten izleyeceği yolu hep birlikte izleyeceğiz.

Son istifayla birlikte Bartın CHP örgütü hat-trick yapmış bulunuyor. Futbolda hat-trick başarıdır, üç gol atmışsınızdır. Siyasette seçilmiş partilileri başka partilere kaybetmek başarı mıdır ya da nedir değerlendirmeyi sevgili okurlara ve partililere bırakıyorum. Şahsen CHP’nin hat-trickine bir başka açıdan bakıp; yoksa Cumhuriyet Halk Partisi Bartın’da böyle böyle iktidar mı olacak diyorum J

2020’ye hoşcakal, 2021’e hoş geldin diliyorum. Sağlıcakla kalın.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Bartın’da Sonbahar Başkadır

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir