xxx Avusturya’ya gelin giden Kumlucalı Asiye Kovancı’nın hayatı kabusa döndü. Şiddet gördü, eve hapsedildi. Hatta aç bırakıldı. Bırakıp gelmek isteyince karnındaki bebeği ile tehdit edildi. Ancak kızı 8 aylık olduğunda memlekete dönebildi.
xxx Uluslararası çocuk kaçırma davasıyla karşı karşıya kaldı. Ardından boşanma davası geldi. Yerel mahkeme küçük kızı anneye verdi. Koca itiraz etti, İstinaf da anneye verdi. Ancak Yargıtay’dan tam tersi karar çıktı. Küçük kızın Avusturya’ya iadesi istendi.
xxx Kızına mahkeme kararıyla el konmak istenen Asiye, son çare olarak hukuk savaşını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yardım istedi. O anne Asiye Kovancı, Bartınstar’dan vicdanlara seslendi:
xxx Kızımı Avusturya’ya götürmek istiyorlar. Evlatlarımı acımasız ve vicdansız o eve göndermek istemiyorum. Babasının tek derdi, aldığı çocuk parası nedeniyle hakkında açılan davadan kurtulmak.. İşte her satırı haber, her satırı sarsıcı bir yaşam hikayesi…
BARTINSTAR/YAŞAM/ÖZEL
Türkiye ile Avusturya arasında krize neden olan olayın başlangıcı bundan 6 yıl önce Bartın’da başladı. Avusturya’da yaşayan Kovancı ailesi, oğulları Ramazan için Bartın’ın Kumluca beldesinde yaşayan Yılmaz ailesinin kızı Asiye’ye talip oldu. O yıllarda Ramazan 32, Asiye henüz 22 yaşındaydı. Düğün dernek kuruldu, mutluluk hayalleri ile yüzükler takıldı, nikah defterine imza atıldı. Evli çift, Avusturya’da damadın ailesiyle birlikte aynı evde yaşamaya başladı. Kocasının kendisinden önce bir evlilik yaptığı ve bu evliliğin 6 ay sürdüğünü çok sonra öğrenecekti.
AVUSTURYA HAYATI KISA SÜREDE CEHENNEME DÖNDÜ
Avusturya’da mutluluk rüyası kısa sürdü. Asiye’nin anlattıklarına göre genç kadın evde hapis hayatı yaşamaya başladı. Kimseyi tanımıyor, dil bilmiyordu. Psikolojik ve fiziksel şiddet, günden güne dozu artarak devam etti. Anlattığına göre kayınpederi kendisini dövmüştü. “Eşimin ailesinin ciddi psikolojik sorunları vardı ve ben bunları maalesef yaşayarak öğrendim” diyen Asiye Kovancı, boşanmak için harekete geçti. Ancak ne dil biliyordu, ne sokağa çıkabiliyordu ne de Avusturya’da bir tanıdığı vardı. Üstelik bu süreçte gebe kalmış ve bir kız çocuğu dünyaya getirmişti. İnternetten bir Türk avukat bularak ona mail attı, yardım istedi.
EVDEN ÇIKMADAN İKİ YIL GEÇTİ. SONUNDA BİR AVUKATA ULAŞTIM
Şöyle anlattı yaşadıklarını: “Eşim, çocuğu asla alamayacağımı, çocuğun Avusturya vatandaşı olduğu için asla onu göremeyeceğimi söyleyerek tehdit etti. O yüzden hiçbir yere başvuru yapamadım. Çünkü zaten kapı arkasında yaşıyordum. Evden çıkmama asla müsaade edilmiyordu. Birilerine anlatacağımdan korkuyorlardı. Evden çıkmadan iki senemi geçirdim. Daha sonra bunun bir son bulması gerektiğini düşünerek internetten bir Türk avukat gördüm. Mail attım. Gördüğüm şiddet her şekilde kayıtlı ve kanıtlıdır. Bunlara rağmen şu an çocuğum Avusturya hükümetine teslim edilmek isteniyor. Vicdansızca bir karar çıktı. Hiçbir şekilde aklım mantığım almıyor…”
DEDESİ KALP KRİZİ GEÇİRİNDE BARTIN’A DÖNDÜ
Bu süreçte kızı Yağmur’u kucağına alan Asiye, avukattan istediği desteği alamadı. Zaman ilerliyor, yaşadığı kabus bitmiyordu. 1 yıl sonra ikinci çocuğuna hamile kaldı. Sonra Bartın’dan, ailesinin yaşadığı Kumluca’dan bir haber geldi. Dedesi ciddi bir kalp rahatsızlığı geçirmişti. Türkiye’ye gitmek istediğini söyledi. Ramazan buna karşı çıkmadı. 8 aylık kızı ve karnımda iki aylık bebeğiyle birlikte uçağa bindi. “Kaçtı” iddialarına tepki gösteren genç kadın, şöyle konuştu:
KAÇMADIM! DEDEMİN RAHATSIZLIĞI ÜZERİNE UÇAĞA EŞİM BİNDİRDİ
“Eşim bizzat kendisi bindirdi uçağa. Avusturya’daki hava alanında o dönemde uçak yoktu. Eşim beni Almanya’dan kendisi bindirdi. Benim asla Almanya’ya gitme gibi bir şansım yok çünkü dil bilmiyorum, yer bilmiyorum. Hiçbir araç vesaire hiçbir şey bilmiyorum. Nerden binilir nerden inilir hiçbir şekilde fikrim yok. Çünkü 2 yıl boyunca kilitli kapı arkasında yaşattılar beni. Yani yanımda biri olmadan hiçbir yere gidemem. Bu nedenle eşim beni Avusturya’dan çıkarak Almanya havaalanına götürdü. 8 aylık kızımla beni uçağa bindirdi. Türkiye’ye geri geldik…”
AYRI EVDE YAŞAMAK İSTEDİĞİNİ KOCASINA SÖYLEDİ
Bu yolculuk 4 sene önce yaşandı. Asiye, iki yıllık evliliği ardından kucağında bir, karnındaki ikinci bebeği ile Türkiye’ye geldi. Bir müddet sonra, kocasıyla açık açık konuştu. Asiye, yaşadığı şiddet yüzünden aynı eve dönmek istemiyordu. Yani kocasıyla çözülmeyecek bir sorunu yoktu. Ayrı evde yaşamak istediğini söyledi. Ailesi Avusturya’da başka evleri de vardı. Bazıları kiradaydı. Ayrı bir ev ayarlamak Yılmaz ailesi için zor değildi. Ancak öyle olmadı. Çok geçmeden kendini uluslararası çocuk kaçırma davasının tarafı olarak bulacaktı.
KOCASI AYLARCA ARAMADI. GAZETEYE İLAN VERİNCE GERÇEK ORTAYA ÇIKTI
Asiye Kovancı için bitmek tükenmek bilmeyen yargı süreciyle böylece başlamış oldu. İfadeler, tutanaklar birbirini izledi. Bu süreçte Ramazan Kovancı da ortadan kayboldu. Hiç aramıyor, sormuyor, telefonlara çıkmıyordu. Aylar birbirini kovaladı. İkinci çocuğu Ali’yi dünyaya getirdi. Kocasından hala bir ses yoktu. Sonunda Avusturya’nın yerel bir gazetesine ilan verince kocası aradı. Psikolojik tedavi gördüğünü belirtip hastane bahçesinden görüntü atıyordu. Bunun bir yalan olduğunu, bir firmada çalıştığı bu ilandan sonra ortaya çıktı. Ramazan Kovancı bu süreçte Avusturya hükümeti tarafından kızı Yağmur için ödenen çocuk yardımı paralarını almaya devam etti. Ancak aşı randevularından çocuğun Avusturya’da olmadığı anlaşılınca cezalık duruma düştü.
Asiye Kovancı, Avusturya’da yaşadığı sırada bir Türk avukattan yardım istedi.
AYRI EV İÇİN SÖZ VERDİ, 3 AY SÜRE İSTEDİ! BOŞANMA DAVASI AÇTI…
Küçük Ali 7 aylık olduğunda Ramazan Kovancı eşini ikna etmek için Türkiye’ye geldi. Konuştular. Hatta ayrı ev konusunda bile uzlaştılar. Ramazan ayrı ev için Asiye’den 3 ay süre istedi. Söz vermişti. Ancak 3 ay sonra Bartın’daki adrese boşanma celbi geldi. Herkes şaşkındı. Dava Ulus ilçesinde başladı. Yerel mahkeme, küçük kızın annesinde kalmasına karar verdi. Yürekler bir nebze olsun ferahladı. Ancak Ramazan Kovancı itiraz etti, davayı İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı. İstinaf da yerel mahkemenin kararını onadı. Küçük kızın annesinden ayrılması hukuka uygun değildi.
HİÇBİR HUKUK SİSTEMİ BU YAŞTAKİ BİR ÇOCUĞU ANNESİNDEN AYIRMAZ
Asiye Kovancı’nın anlattıklarına göre kocası, Adalet Bakanlığı ve Yargıtay’da tanıdıkları olduğunu belirterek bu kararı döndüreceğini söylemişti. Dava Yargıtay’a taşındı. Ve Yargıtay’dan çocuğun Avusturya’ya iadesi kararı çıktı. Asiye’ye göre bu karar vicdansızcaydı.
Şöyle anlattı: “Biz bu kararı hiçbir şekilde anlayamadık, hazmedemedik. Ne vicdana ne hukuka uygundu. Baba çocuklarını görmeye bile gelmedi bu süre zarfında. Mahkemece izni olduğu halde. Tüm kayıtlarda var bu durum. Çocuklarının ne yediğini bilmez, ne içtiğini bilmez, nelere alerjileri var bilmez. Kaldı ki bunun yanında hiçbir hukuk sistemi bu yaştaki çocukların annesinden ayrılmasını talep edemez. Avusturya yasalarına göre de, avukatlarımla beraber de inceledik, Avusturya yasalarına göre de 10 yaşından küçük çocuklar annenin ciddi bir kusuru olmadığı sürece her zaman anneye verilir. Maalesef bu yargı bizde işlemedi…”
ÇOCUKLARIM BABALARI TARAFINDAN ALIKONMA KORKUSU İÇİNDE YAŞIYOR
Asiye Kovancı yaşadıklarını işte bu cümlelerle anlattı. 4 yıldır süren hukuk mücadelesinden yorulmuştu. Anlatmaya devam etti: “Ben sesimi hiçbir şekilde duyuramadım. Ben bir anneyim. 4 yıldır çocuklarım için mücadele veriyorum. Şu an çocuklarım babası tarafından alıkonulma, geri götürülme korkusu içindeler. Çünkü bu çocuklar çok küçük ne benden ne birbirlerinden ayrılmak istemiyorlar. Yağmur bugün dört buçuk yaşında, oğlum da 3. Bu kardeşlerin de birbirinden ayrılması mümkün değil. Birbirlerinden ayrı yemek yemez, uyumaz. Çocukların psikolojileri şu an berbat durumda ve maalesef bunu onlara yaşatan babaları.”
AVUSTURYA’DAKİ DAVASI KAPANSIN DİYE ÇOCUKLARI İSTİYOR
Kocasının intikam duygusuyla hareket ettiğini belirterek “Çünkü ona göre bu işkencelere dayanmam gerekiyordu” diyen Asiye Kovancı, şöyle sitem ediyor: “Yaşadıklarımı anlatabilmek için her yolu denedim. Ancak başaramadım. Ben Şiddet mağduru bir anneyim. 4 yıldır devam eden hukuk savaşımı bu şekilde kaybetmek istemiyorum. Ben çocuklarımı acımasız vicdansız bir eve göndermek istemiyorum. Onları tanımayan birinin eline vermek istemiyorum. Bu biyolojik babaları da olsa ha ben sokaktan geçen birine çocuklarımı teslim etmişim ha babalarına, hiçbir farkı yok bunun. Çünkü bu adam çocukları hakkında hiçbir bilgi bilmez. Bu adam şu an Avusturya’daki cezasının kapanması için çocuklarını almak istiyor. Çocuğuna bakmak için değil, çocuğunu sevdiği için değil. Eğer çocuğunu seven bir insan olsa 4 yıldır 2 kere gelmezdi buraya. 4 yıldır hiçbir şekilde aramadı. Ailesi de aynı şekilde torunlarını aramadılar sormadılar. Ben doğum yaptıktan aylar sonra geldi eşim buraya. Benim tek isteğim çocuklarımı güzel yetiştirebilmek. İslam’a uygun, çağdaş bir şekilde hayata hazırlamak. Sadece adalet istiyorum.”
ANAYASA MAHKEMESİNE TAŞIDI, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A SESLENDİ
Çocuklarını kaçırmakla suçlanan Asiye Kovancı, Yargıtay’ın kararı ardından son çare olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurma kararı aldı. Mahkeme yoluyla el konmak istenen kızı sonuna kadar direneceğini söyleyen genç kadın, “Jandarmayla gelip kızımdan koparmak istiyorlar. Henüz hukuki süreç bitmedi” diyerek sonuna kadar direneceğinin mesajını verdi.
STAR HABERDEN NAZLI ÇELİK BİLE ONU DUYMADI
Asiye Kovancı’nın dramatik hikayesi, Star Ana Haber bültenine de konu oldu. Sunucu Nazlı Çelik, özel haber logosuyla çocuğuna bir kez bez almamış bir babayı savundu. Onun dramını sorgulamadı.
https://youtu.be/zPrv2hCpYho
