Bartınspor’dan sual edecek olursanız!..

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Haber şu kadar: Bartınspor, evinde ağırladığı Çarşambaspor’a 2-0 yenildi.

xxx

Çarşambanın gelişi aslında pazartesiden belliydi. Ama alt yapı, Bartınlı yetenekler, denk bütçe gibi romantik söylemlerle, Bartınspor’u tercih ettiği için teşekkür edilen çocuklarla sezon başladı.

Bir de gördük ki; gelecek sezonun alt yapısı falan yok ortada. Takımın deneyimli abisi Süleyman, uyur gezer gibi çıktı sahaya. Rakip 10 kişi kalmış, bizim Ümit Kocabaş hakemin gözü önünde rakibe vuruyor. Ki dengelensin durum!

Takımda iki ya da üç iyi ayak var, onların birini de Çarşamba’nın hocası aradı maçtan sonra: “Burada harcanıyorsun, bize gel” dedi.

Hadi bırakalım sezonu, orta sıraları falan da geçelim, bir takım olma gayretlerini, yeteneklerinizi görelim değil mi?

x

Neresinden başlayalım, kime sığınalım bilemediğimiz bir durumla karşı karşıyayız. Fellik fellik sorumlu arıyoruz, hesap soracak.

Ancak herkesin arkasına sığındığı bir hal var.

Ama tribün öyle demiyor. Sövüyor, rakibi alkışlıyor, kendi oyuncusunu yuhalıyor.

İnsan utanıyor.

Yapmayın, etmeyin diyoruz, nafile.

Faruk Narin, o romantik söylemleri diline dolayanlara “hadi ordan!” diye çıkışırdı. Kibarca aktarayım; “Ben bu taraftarın önüne takım çıkartacağım. Bırakın bu işleri…” diye devam ederdi nüktedan üslubuyla.

Ne haklıymış.

Birincisi, bu takım senin eserin Kenan Dursun.

Her şeyi bilmek zorunda değilsin, bilenlerle çalışacaktın. Yöneticiliğin birinci kuralı…

Geçen sezon şampiyonluğa oynayan takım kadar para harcandı bu takıma. Gelin manzaraya bir bakın. Bakın da bir şey söyleyin.

Bizi Kamil Hoca yanılttı falan deyin.

Onu da siz seçtiniz. Vebalini üstleneceksiniz.

Bunları başarı beklediğimizden falan yazmıyoruz, umut kırıntısı arıyoruz hepsi bu.

Bu çocukların çoğu kafalarında Bartınspor’u bitirmiş.

Zaten yetenekleri çok sınırlı, bir de taraftarın önüne attın mı kaosun göbeğinde kalıyorsun işte.

Bak ilk yarıda geriye düşmesine rağmen çok da kötü değildi takımın direnci. İkinci yarının başında rakip kaleci, ceza sahası dışında topu elle kesince kırmızı kartla atıldı. Rakip eksildi.

Hadi bir umut, en azından bir üstünlük kuralım, beraberlik gelsin.

Bir de gördük ki, meğer Çarşamba 1 kişi fazla oynuyormuş. Bir eksilince, bizimkilerden daha iyi top oynamaya başladılar.

Üstüne de farkı açtılar, 2’ye çıkardılar.

İşte bizim Ümit Kocabaş da buna dayanamadı. O da attırdı kendini.

Futbol acımasız bir oyun.

Sahaya çıktığında bir şey göstermek zorundasın. En somutu gol…

Hadi onu gösteremiyorsun; bir aksiyon, bir reaksiyon, bir organizasyon.

Bir hırs, bir ihtiras, bir “gencim ben, geliyorum” duruşu…

“Şimdi gücüm yetmiyor ama yetenekliyim biraz sabır” vuruşu…

“Siz beni seneye görün” koşuşu…

Göremiyoruz.

“Benim ne işim var burada” der gibi, sahaya akşamdan kalma gibi çıkan deneyimli isimler…

Üç dakika içinde beş pas hatayı yapan cisimler…

Elde kalanı siz hesaplayın.

Bartınspor forması, ergenliklerini yaşayamamış çocukların egolarını tatmin edecekleri bir yer değil.

Ya adam gibi sahaya çıkın, yine kazanmayın ama sporcu ahlakıyla bir duruş sergileyin.

Ya da defolup gidin.

En azından Boğaz tesislerindeki paslı yatakta, hayalleri olan bir çocuk uyusun.

Bartınstar.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Bartınspor’dan sual edecek olursanız!..

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir