Gençlik Spor Bakanlığı’nın iller arası yıldız çocuklar futbol organizasyonu, büyük bir gelirim üretti. 14 yaşındaki çocukların maçı, karakolda bitti.
17 yaşındaki kız çocuğu bir hakemin yönettiği maç, Zonguldak İl Hakem Kurulu, polisler, savcılık, darp raporu düzenleyen doktor, Zonguldak’ın masa başı habercileri eliyle hızla yayılan bir linç girişimine dönüştü. Son olarak Bartın’a tehdit mesajları da gelmeye başladı.
Bir ay sonra LGS sınavına hazırlanan 14 yaşındaki bir öğrenci ile eğitimci ailesinin yaşamını alt üst eden olayla ilgili Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu’na sesleniyoruz; bu çocuklara sahip çıkın…
BARTINSTAR/HABER ANALİZ
Önce durumu özetleyelim: Gençlik Spor Bakanlığı tarafından organize edilen Yıldızlar Analig Futbol turnuvası, şehirlerarası bir gerilime neden oldu.
Çaycuma’da Gençlik Spor İlçe Müdürlüğü gözetiminde yapılan Batı Karadeniz şehirleri arasındaki takımlar arasında final mücadelesi, Bartın ile Karabük arasında geçtiğimiz Perşembe günü oynandı.
Maçı 17 yaşındaki orta hakem Nisanur Yıldırım yönetti. 2011 doğumlu çocuklardan oluşan Bartın karması ile Karabük karmasının maçı çekişmeli geçti. 10’uncu dakika Bartın takımından bir oyuncunun bileği çıktı, ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Hemen hatırlatalım; yıldızlar maçı, yarım sahada 20’şer dakikadan oynanıyor.
Bartın karması 18’de 1-0 öne geçti. 1 dakika sonra Karabük karması, penaltı kararıyla 1-1 eşitliği sağladı. 30’da bir ikili mücadelede yere düşen arkadaşına “Ne var lan bunda!” diyen Bartınlı futbolcu, kaba sözden kırmızı kartla oyundan atıldı.
Hakeme “Hocam sana bir şey demedi, küfür de etmedi” diye itiraz eden Bartınspor antrenörü, sarı kartla cezalandırıldı. Sık sık duran karşılaşmanın son dakikasında Karabük ekibi, 2-1’le maçı galip tamamladı. İki dakika uzatma veren hakeme “Hocam 2 dakika olur mu, maç kaç kez durdu. En az 5-6 dakika uzatma olmalı” diye itiraz eden Bartın Antrenörü Şerif Sevinçhan, bu kez doğrudan kırmızı ile sahadan atıldı.
Maçın özeti böyle. Buraya kadar bir sorun yok.
Maçın ardından Bartınlı bir oyuncu, hakeme yaklaşıp “Hocam hakkımızı yedin, hakkımı helal etmiyorum” deyince bir kırmızı da ona çıktı. Çaycuma Gençlik Spor Müdürlüğü’nden bir antrenör, oyuncuyu hakemden uzaklaştırdı.
İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Maçtan sonra zehir zemberek bir rapor ortaya çıktı. Hakem kızımızın darp raporu alarak olayı savcılığa taşıdığı ortaya çıktı.
Zonguldak basını, Bartınlı bir çocuğu suçlu ilan edince biz de konunun Bartın’daki taraflarıyla görüştük. Hakeme temas olduğunu söyleyen bir kişi bile bulamadık. Polis ifadelerinde de öyle bir beyan yok.
Sahada gözlemci yok. Kamera yok. Güvenlik yok. Yan hakem yok. Çaycuma ilçe milli eğitimin antrenörleri, temas olduğuna ilişkin tek cümle kurmuyor.
Peki bu durum neden yaşanıyor. Yanlış yönlendirme mi var ya da husumet doğuracak yanlış anlaşılma mı? Muamma…
Zonguldak basınının masa başı habercileri, peş peşe haberler üretti. “Hakeme saldırı” başlıkları altında “öğrenildi” diye biten cümleler birbirini izledi.
Kısa süre sonra Bartınlı ortaokul öğrencisinin eğitimci ailesi ile Bartın takımının antrenörü, polisten gelen telefonla şaşkına döndü. Haklarındaki şikayet nedeniyle ifadeye çağrılıyorlardı.
Aslında 30 saniyelik bu gerilim yönetilebilirdi. Ancak öyle olmadı. Küçüklerin maçı, büyükler eliyle gereksiz filme dönüştürüldü. Bol bol telefon trafiği yaşandı. Hakem kızımız, maçtan sonra Bartın’ın antrenörünü aradı, “Özür dilerse şikayeti geri çekerim” mesajları verildi.
Öğrenci velisi hakemi aradı, “Çocuklar maçıdır, bir kusur olduysa…” diye gerilimi düşürücü cümleler de kuruldu.
Ancak bu kez “İl hakem kurulu olayın peşini bırakmıyor” devreye girdi.
Konuşmalarda iddia sahiplerinin çelişkili ifadeleri birbirini izledi.
Konu artık basına malzeme olmuştu. Bir ay sonra lise sınavlarına hazırlanan bir çocuk, saldırgan ilan edildi. Ailesi, polis, savcılık gibi kurumlarla anıldı.
Bartınlı öğrenciye, kadına şiddet, sporda şiddet gibi suçlardan yargılanıp hüküm giydirilmeye kalkıldı.
Saha içinde 30 saniye süren bir aksiyon, sonunda evlerde huzuru kaçıracak boyutlara ulaştı. Son olarak dün Çaycuma’dan Bartın’a tehdit içerikli mesajlar geldi. İşte “Özür dilesinler, yoksa Bartın’a gelip hepsini toplarız…”
Yahu ne oluyorsunuz. Muz cumhuriyeti mi burası! Maçı oynayan da, yöneten de bizim çocuklarımız. Bir çocuklar futbol maçının ardından böylesi bir husumet neden yaşanır?
Günlerdir büyük bir huzursuzluk üreten ve tacize ulaşan gelişmeler üzerine Bartınlı aile de konuyu savcılığa taşımaya hazırlanıyor. Evladı lince uğrayan bir eğitimci anne, günlerdir gözü yaşlı. Baba dersen evladının bozulan psikolojisini düzeltmek, yeniden derslerine motive etmek olağanüstü bir çaba harcıyor.
Bu organizasyonun sahipleri; tüm bunlar neden yaşanıyor biri izahat versin. Koca koca kurullar, polis, savcı, doktor… Olayın tüm tarafları, bu değirmene su taşıyanlar, hiç mi aranızda sağ duyulu kimse kalmadı.
BartınStar diyor ki; yerel basın, hakem kurulları, polisler, savcılar; birlik, beraberlik ve kardeşlik üretmesi beklenen çocuklar futbol müsabakasından üretilen bu gerginliği sonlandırın. Bir çocuğumuzun eğitiminden ve bir genç hakemimizin geleceğinden daha önemli ne olabilir?
