Sezonun en kritik maçına cezalı ve moralsiz gideceğiz?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bartınspor’u yakından takip eden spor yorumcusu Murat İzler, maçın analizini Bartınstar için yaptı. “Bartınspor’da kaptanın gördüğü kırmızı yakışmadı. Sezonun en kritik maçına eksik, sakat, cezalı ve en önemlisi moralsiz gideceğiz…” dedi. İşte Murat İzler’in yazısı:

BARTINSTAR/MURAT İZLER

Başlayan maçlar 4 ihtimallidir…

İlk üçünü biliyorsunuz..

Dördüncü ihtimal ise hava şartları veya insan eliyle çıkan istenmeyen olaylar nedeniyle maçın yarı da kalma ihtimali..

Bugün istenmeyen olaylar maç sonunda oldu.

Maç sonunda gazeteci arkadaşımıza uygulanan şiddeti tasvip etmiyor onaylamıyorum.

Eğer oraya toplanan seyirci topluluğu, rakip her ne yapmış olursa olsun şiddet amaçlı toplandı ise onu da onaylamıyorum.

Kulübünüzce hakkımız yenildi ise gerekli mercilere hak arama girişimleri yapılacaktır.

Futbol gerilimi ve stresi yönetme sanatıdır.

Burada herkese görev düşüyor.

İlk şart yükselen adrenalin kontrol altında tutmaktır. Başarı böyle gelir.

Özetle sakin olunmalı…

Gelelim oyuna…

Olaylar vahim..

Bunun emarelerini işaret etmiştik..

Çünkü kimse geliyorum diyen emareleri görmedi, görmek istemedi.

Olaylar sporun önüne geçmesin diye bari biz futbolda kalalım, maça dönelim..

Ama ders çıkaralım..

Sezonun tamam ya da devam maçınca eksik, sakat, cezalı ve en önemlisi formsuz moralsiz gideceğiz..

Grubun en ateşli taraftarının önünde, muhteşem bir stadyumda çıkacağız.

Herkes herkesle kavgalı

Taraftar, yöneticilere sitemkar.. Futbolcu, taraftara.. Yönetici, seyirciye bağırır..

Aşçı, bahçıvana, bahçıvan şöföre…

Özetle yazdığımız çizdiğimiz her şey gerçekleşti..

Maça gelebilirsek eğer..

Rakip Polatlı için uyarmıştık zor takım diye..

Maç başlar başlamaz galibiyet için geldiklerini anladık.

Bazı oyunculara dikkat çekmiştik. Özellikle atletik, fizik olarak güçlü deneyimli skorer santraforlarının üstünde durmuştuk.

Hep de işaret ettik, geçiş futbolunu oynayamıyoruz. Bloklar arası geçişi sağlayacak bir pas örgümüz yok. Çok top kaybediyoruz. Ne defansımız ne de orta sahamız hızlı değil. Oturmuş bir oyun şablonumuz yok, bazı mevkilerdeki oyuncularımız bu lig için yetersiz. Bazı mevkilerde hala arayışımız sürüyor. Gole yakın oyuncumuz, son vuruş becerimiz yok.

Takım sahaya çıktığında ilk baktığımız nokta hocanın tercihleri, dokunuşları olur malum..

Geçen haftaya göre orta sağ oynayan Enes (61) baktık ki, sol kanada çekilmiş. Belki içe kat edip şut atabilsin diyedir. Ama bu kez önündeki ve arkasındaki Mert Ali ve T. Akdeniz ile hiç oynamadığı için iş ve güç birliği, yardımlaşma içine giremedi. Kırılma anlarından maçı sağ açık olarak bitirdi ayrı konu..

Hocanın da stoper tercihi Şükrü ve Oğuzhan Koçak idi. Bu kez Abdullah Keleş (44) bençte kaldı. Hoca tercihlerine saygımız var, zira haftanın 6 günü kendisi onlarla beraber.. Formdakini, formsuzunu, sakatını sağlamını o en iyi bilir..

Fakat eğer Yeldar’ı kaybettiysek eğer, kendisinin payı var. Haftalardır kendisine şans verdi, 90 dakikalar sabır gösterdi. Alternatifini denemedi..

Bu gün ise 60 dakika eksik oynadığımızı fark edince kenara almak istedi. Ama Yeldar’a seyirci tepkisi olunca, Yeldar da vücut diliyle bir şeyler anlatmak isteyince olanlar oldu.

Belki “Ben sistem kurbanıyım, bu sistem de başarısız görünüyorum” demek istedi. Kendisine sormak lazım.

İlk bakışta iyi görünen şeyler yok mu? Var. Daha önce dikkat çektiğimiz, kornerlerde duran toplarda defanstaki adam paylaşımımız, dağılana kadar, yorulan kadar eksik kalana kadar fena değildi.

Kalecimiz de tüm yüksek ortaları topladığı için, bazukalar da direkten döndüğü için, 95’inci dakikaya kadar maçı önde götürdük.

Darbeye bağlı düşme neticesi hak ettiğimiz iki penaltı verilmedi. Oysa oyunun başlarında verilen penaltıdan farkı yok idi diğer ikisinin.. Hakem efendi madem vermediğin penaltılar penaltı değildi, ilk penaltıyı niye verdin?

Tüm bunlardan bağımsız olarak, maçın bütününe bakarak galibiyeti hak ettik mi? Hayır etmedik.. Güçlü olan, kazanma azmi olan öz güveni olan, bırakın yarı sahamıza, bizi ceza sahamıza hapseden, acz içinde bırakan rakip takım idi.

Bir de bizim takımdan dönmüş 94 sırt numaralı rakip oyuncu Hacı, ekstra motivasyon ve aksiyonları ile öne çıktı.

Golden sonra seyirciye yaptığı hareketi hakem belki görmedi ama umarım gözlemci görmüştür.

9 kişi kalmamıza neden olan kaptan daha kontrollü daha sakin olmalıydı.

Kızaran ikinci oyuncumuz Mahsum’un oyunda kalması zor idi. Mahsum kora kor mücadeleci, temaslı oyunu seven bir oyuncu olduğu için en küçük provokasyonda ikinci sarıyı görebilir idi, öyle de oldu.

**

Daha önce 90 +’larda attığımız ya da çokça yediğimiz gollere de örnekler vermiştik. Daha çok da oyunu elimizde tutamıyor yiyorduk.

Bu kez de tarih tekerrür etti. Dejavu yaşadık.

Rakip orta saha bir dakika bile oyundan düşmedi. Çok hızlı ve dikine fuleli oyuncuları ile hiç bir engel ile karşılaşmadan geçtiler ve ceza alanımıza girmeyi başardılar. İyi hoş 20-30 ve 35 metreden hiç bir direnç ile karşılaşmadan füzeler gönderdiler. Birinde kalecimiz başarılı idi, kalecimizi geçenleri de direkler önledi.

Hocanın oyuncu hamlelerine gelince; stoperimiz atılınca kulübedeki tek stoperi (44) almaktan başla çaresi yok idi zaten.

Fizik olarak da ortalamayı ve direnci artırmak için Cengiz’i aldı son 20 dakikada ama, kendisini formsuz ya da hala hastalık etkisinde gördük.

Fatih oyuna girdikten sonra zaten stratejik taktik faullerle kaleye gitmesi engellendi. Oyun eksikliği de göze çarptı.

Sonuç: ligin başından beri en dibi yaşıyoruz. Haftaya Karabük’e formsuz ve  cezalılarla gidiyoruz.

Muhteşem bir statta muhteşem bir seyirciye karşı oynayacağız. Tamam mı devam mı maçımız olabilir.

Camia bir kaos ortamından geçiyor.

Toparlanmak her geçen gün zorlaşıyor.

Suçlu kim; ortak suçluyuz…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Sezonun en kritik maçına cezalı ve moralsiz gideceğiz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir