Kimisi “turizme hizmet” dedi, kimisi “cennete saplanan hançer.” Kimisi çevre duyarlılığı ile söyledi, kimisi sırf siyasi duygularla. Tartışmaya en ağır eleştiri yerel basından geldi: Onlara göre her şey kötü, sadece onlar iyi. Sanırsınız ki Güzelcehisar yandı bitti kül oldu…
Bartınımızın cennet köşelerinden Güzelcehisar’da uzunca bir süredir bir tartışmadır gidiyor. Mesele, bölgeye has lav sütunlarının turizme kazandırılması amacıyla yapılan peyzaj projesi.
Konu “çevre” olunca, malum hassasiyet artıyor. Çünkü iktidar ve muhalefet arasındaki en çetin tartışmalar bu konuda yaşanıyor.
Lakin sorun şu ki, tartışmalar bir türlü zamanında yapılmıyor. Proje başlayalı epey bir zaman geçtikten sonra CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya projeyi “Güzelcehisar’ın eşsiz güzellikteki sahiline saplanan hançer” olarak nitelendiriyor, yetinmeyip projeyi hazırlayan mimarlar hakkında soruşturma istiyor.
Bu açıklamayı önemseyen yerel medyamız, konuyu manşetlerine taşıyor. Günlerce iştahla tantanasını yapıyor. Hatta bir müddet sonra karşı tarafa gidip görüş alıyor, onu da aynı şehvetle manşetine taşıyor. Duruşu yok yani!
Sokakta vatandaştan görüşler alınıyor. Kimisi “böyle şey olur mu canım” derken kimileri “Bu proje aylarca anlatıldı. O gün ses çıkarmayanlar, bu gün istemezükçülük yapıyor” diyerek tarafını belli ediyor. Şehrimizin kıdemli gazetecilerinden, Pusula Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Arif Üçler de tartışmaya katılarak yazılar kaleme aldı.
“Proje bitsin, ortaya güzel bir eser çıksın, ilk önce eleştirenler, gürültü patırtı çıkaranlar giderler görmeye, üzerinden geçip de lav sütunlarına bakmaya. Beni dedi dersiniz!” diyerek tartışmanın suni olduğuna dikkat çeken Üçler’in konuyla ilgili görüşleri şöyle:
Alasını yapmışlar
Güzelcesihar’daki lav sütunlarını turizme açmak için uygulanan proje için demedik laf bırakmadılar.
CHP’liler ve Eğitim-Sen’ciler bu projeye muhalefetin bayraktarlığını yaptılar.
Yanlarına Milletvekili Rıza Yalçınkaya’yı da aldılar.
O da açtı ağzını yumdu gözünü.
Zaten bu kumpanya her şeye muhalefet etmekle ünlüdür.
Bir kere de memlekette yapılan şu iş iyi olmuştur dediklerini duymadım.
Onlara göre her şey kötü, sadece onlar iyi.
Projeyi çizen akademisyenlerin bilim insanlığına dil uzatmak da dahil olmak üzere dünya kadar eleştiri yaptılar.
Kıyameti kopardılar.
Sanırsınız ki Güzelcehisar yandı, bitti, kül oldu.
Buraya lav sütunlarını görmeye gelecek olanlar için yapılan yürüyüş yolunu tren yoluna bile benzettiler.
Bu proje çok gürültü kopardı.
Bu gürültüyü koparanlar acaba dünyada turizm cennetlerinde buna benzer uygulamalar olduğunu biliyorlar mı?
Araştırmışlar mı, sağa sola bakmışlar mı?
Bu tartışmalar sırasında aklıma gelen ilk şey bu projenin başka projelerden, benzeri uygulamalardan esinlenilerek yapıldığıydı.
Bizim birçok şeyimiz özgün değil zaten.
Bakarız, görürüz, alırız, uyarlarız.
Aynısı olmasa da değişik bir versiyonunu yaparız.
Maldivler’i bilirsiniz.
Hani insan uyurken değil uyandığında başlayan bir rüyadan söz ediyorum.
Resmi adıyla Maldiv Cumhuriyeti, Hint Okyanusu’nda 1.200 adadan oluşan bir devlet. Hindistan’ın güneyinde ve Sri Lanka’nın yaklaşık 750 kilometre güneybatısında yer alıyor.
Dünyanın birçok ülkesinden olduğu gibi Türkiye’den de turist akını olan bu ada devletini tam 16. kez ziyaret eden Hürriyet Seyahat Eki yazarı Erol Kaynar öyle güzel fotoğraflar çekmiş ki, biri hemen akıllara Güzelcehisar’ı getiriyor.
Adamlar öyle bir yapmışlar ki bizim plajda yapılanlar onun yanında hiç kalır.
Denizin içine yürüyüş yolu yapmışlar, neredeyse bir kilometre var.
Yolu tahtadan bir güzel giydirmişler.
Yürüyüş yolu sizi nereye götürüyor biliyor musunuz?
Bungalov evlere.
Hem de birkaç tane de değil bir sürü.
Hatta sürüsüne bereket.
Ve onlar da denizin içinde.
Bizim plajın kenarına yaptıklarımızın âlâsını, hem de dik âlâsını adamlar plajdan başlayıp denizin içine kadar yapmışlar.
Kimse çıkıp da doğal yapıyı bozdunuz, burayı mahvettiniz, turizmi baltaladınız, öldük, bittik, yandık dememiş belli ki.
Dünyanın her yerinden turistler akın akın geldiklerine göre, Türkiye’den bile THY uçak üstüne uçak kaldırdığına göre bu uygulamalardan dolayı ne doğa ne de turizm zarar marar görmemiş.
Kimse bu ne biçim proje deyip de Maldivler’e gitmemezlik etmemiş.
Bizim CHP’liler, Eğitim-Senciler, falancılar filancılar iyi ki Maldivler’de yaşamıyorlar.
Yoksa orada da kıyameti koparırlardı.
Maazallah adamlar neye uğradıklarını şaşırırlardı
Allah Maldiv sakinlerini korumuş valla.
Belki de bu zihniyetteki kişiler ‘ele verir talkını, kendi yutar salkımı’ misali, turist olarak oralara gittiler, bu yürüyüş yollarından geçtiler ve bungalov evlerde kaldılar, keyif çattılar, kim bilir.
Zaten burada da proje bitsin, ortaya güzel bir eser çıksın, ilk önce eleştirenler, gürültü patırtı çıkaranlar giderler görmeye, üzerinden geçip de lav sütunlarına bakmaya.
Bakın buraya yazıyorum.
Herkesten önce giderler.
Beni dedi dersiniz!
Derleyen: 74medya
