Futbol işi para işi. 30 Nis 2018
Biraz da kader kısmet işi. Şansınız da olacak, top sizi sevecek yani.
Başka ne işi?
Bilgi işi tabii ki.
Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?
Ayet de böyle demiyor mu zaten.
Kulüp Başkanı ve yöneticilerin sadece paralı insanlardan oluşması yetmez; futbolu bilmeleri, olabiliyorsa içinden gelmeleri, bu camiayı çok iyi tanımaları ve yakından takip etmeleri de gerekir.
Ve bu çok önemlidir. 1998’deki büyük selden bu yana amatörde olan Bartınspor’umuzun başarısızlığındaki en önemli nedenlerden biri parasızlıksa diğeri de bu bilgi(sizlik) meselesidir.
Bakın yönetimlere; futbolun içinden gelen, futbolu iyi bilen isimler ya hiç yoktur ya da yok denecek kadar azdır.
Para ve bilgi ile birlikte olması gereken başka şeyler de var tabii ki. Bunu zincir gibi düşünün.
Bu zincirde para ve bilginin yanı sıra sporun, özellikle futbolun olmazsa olmazlarından altyapı da olmalı.
Ve tabii ki de taraftar da.
Bunlardan biri veya birkaçı olup da diğerleri olmazsa olmaz.
Altyapısız da şampiyon olup 3. Lige çıkabilirsiniz ama temelsiz bina ne kadar sağlam olur onu siz takdir edin.
Dolayısıyla zincirin halkaları tam ve sağlam olmalı.
İşte bakın bu sezon her zamankinden çok para bulundu ve harcandı.
Bildiğimiz kadarıyla edilen masraf 3 milyon lirayı geçkin bir deli para, yani eski parayla 3 trilyon lira.
Gelmiş geçmiş bütün sezonların para rekoru kırıldı dersek abartılı bir laf etmiş olmayız herhalde.
Ama buna rağmen olmadı.
Olmamasının nedenlerinden biri yönetimin futbol bilgisinin yetersiz oluşudur.
Futbol bilgisinin yetersiz olması futbolu bilenlere sormaya, onlardan fikir ve görüş almaya engel değil tabii ki ama ne yazık ki bu konuda da olumlu hiçbir şeye şahit olmadık, olamadık.
Hepimiz gördük ve yaşadık.
Bu da birçok hatayı beraberinde getirdi.
Sonuç da ortada zaten.
Netice itibarıyla aralıksız 20 yıldır amatörde olan bir takımımız var.
Bir de başkanı istifa eden başarısız bir yönetim.
Bartın, futbolu amatörde olan sayılı illerden biri aynı zamanda.
Yakında kongre yapılacak.
Şu anda görünür de Bartınspor’un başarılı olabilmesi için haiz olan şartları taşıyan, bunun için gereken tanıma uygun bir tek isim var.
O isim de Enes Eser.
Eser, Bartınspor’da futbol oynamış, burada kendini gösterip parlamış ve çoğu İstanbul takımı olmak üzere 3.ligde çok sayıda takımda oynamış, 2. Ligde ve 1. Ligde de top koşturmuş bir kardeşimiz.
Futbolun içinden geliyor.
Bu işi biliyor yani.
Kendisini var eden, futbol dünyasının içine sokan, ekmek veren, yücelten, Enes Eser yapan Bartınspor’a vefa borcunu ödemek istiyor.
Bunun için bu sezon maddi manevi önemli desteklerde bulundu.
Açık artırnadan protokol kombinesi almaya, futbolcu transferine para vermeye, deplasmana otobüs kaldırmaya, galibiyete prim vermeye, şapka ve forma yaptırmaya, takıma otellerde indirim yaptırmaya varıncaya kadar tahminimce 50 bin lira civarında parasal desteği oldu Enes Eser’in.
Hani sadece İstanbul’da semt adı olarak kaldığını sandığımız vefa böyle bir şey işte.
Gönül borcunu ödemeye çalışıyor Bartınspor’a.
Tam bir Bartınspor sevdalısı. Hani her takıma lazım olanlar vardır ya böyle birisi yani.
Pusula’da emekli olmadan önce yazdığım bir yazıda bu adam yönetimde niye yok diye yazmıştım?
Şimdi bu adam bu işi yapar, kulüp başkanı olsun diyorum ve aha buraya da yazıyorum.
En büyük özelliği futbolu biliyor olması, ki bu çok önemli.
Böyle bir kulüp başkanı transferi bilerek yapar, futbolcuyu da hocayı da öyle rastgele, onun bunun tavsiyesiyle, kulaktan dolma değil bilerek, tanıyarak alır.
Futbolcunun ve hocanın haleti ruhiyesini iyi bilir, ona göre hareket eder.
Tekniği bilir, taktiği bilir.
Hakemleri bilir, federasyonu bilir.
Rakipleri de bilir. Taraftarı da bilir. Bilir oğlu bilir.
Hiç kuşku yok ki oralardan geldiği için altyapıya da önem verecektir.
Yeri gelir çıkar kendisi bile oynar. O kadar da değil amma da abarttın diyeceksiniz ama neden olmasın?
Murat Sözkesen’leri, Engin Baytar’ları görmedik mi?
Otelcisinden inşaatçısına, otobüsçüsünden kafe işletmecisine, nakliyatçısından galericisine pek çok kişi şampiyonluk ve 3. Lig vaadiyle bu kulübü yönetti.
Şimdi de eski bir futbolcu yönetsin. Bir de onu deneyelim bakalım.
Tabii burada belirleyici olan daha çok Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın’dır.
Çünkü Bartınspor’un giderlerinin yarısından çoğunu belediye karşılıyor.
Siz deyin yüzde 50 ben diyeyim yüzde 60.
Bu hesaba göre bu sezonun 3 milyonunun 1,5 milyonu belediyeden çıkmış diyebiliriz.
Aslında bu kadar çok para verip de işin içinde olan bir belediye varken Bartınspor neden Bartın Belediyespor olmuyor, bu da ayrı bir tartışma konusu.
Bartınspor Bartın Belediyespor olsun diye çok yazdım. Cemal başkan yediğimiz goller bana yazılır diye korkuyor olmalı ki buna bir türlü yanaşmıyor.
Halbuki Bölgesel Amatörden 3. Lige, 2. Ligden 1. Lige, oradan süper lige varıncaya kadar onlarca, belki de 100’den fazla belediyespor var ve bunların başkanları yedikleri gollerden, kaybettikleri maçlardan korkmuyor, takım başarılı olamazsa seçim kazanamam diye düşünmüyor da ve böyle bir örnek de olmadığı halde bizimki çekiniyor işte.
Belediyespor olsun olmasın parayı veren düdüğü çalar misali Bartınspor’da da Belediye Başkanı Cemal Akın’ın dediği olur.
Nitekim son iki dönemin başarısızı Bulut’u da başkan yapan Belediye Başkanı Cemal Akın’dır.
Yaşı itibarıyla futbolu bıraktıktan sonra ticarete atılan ve bildiğim kadarıyla işi de iyi olan (iyi olmasa Bartınspor’a bir sürü para vermezdi, veremezdi zaten) Enes Eser’in başkanlık için hevesli, istekli, azimli ve inançlı olduğunu, bu işi yapabilecek, başarabilecek kapasitede ve yetkinlikte olduğunu düşüyorum.
Bartın’ın imkânları zorlanınca para bulunuyor.
Yeni sezon için de bulunur. Enes Eser başkanlığında emektar kaptan Ferruh’un da işin içinde olduğu, futbolu bilen iyi bir yönetimle, yine belediyenin ve Bartın’ın desteğiyle bu sezon bu işin olacağına inanıyorum.
Bunu 30 senelik gazetecilik tecrübemle, gözlemlerimle ve genelde yanılmaz hislerimle söylüyorum.