AK Parti İl Başkanlığı, “Pankartı indirmek için arkadaşlarımızı gönderdik. Bu sırada Karakaş’ın kendilerine ve Cumhurbaşkanı’na küfür ettiği”ni savunarak suç duyurusunda bulundu. Karakaş ise iddiayı reddetti, mitinge 1 gün kala meydan bölgesine pankart asanları suçladı.
BARTINSTAR/SEÇİM2023
14 Mayıs 2023 seçimleri, iktidar partisi ile ana muhalefet partisinin il başkanlarını adliyelik yaptı. AK Parti Bartın İl Başkanı Yaşar Arslan, Cumhuriyet Meydanında bulunan Karakuş AVM’nin binasına astıkları Erdoğan posterini, 1 Mayıs’taki CHP’nin mitingi dolayısıyla siyasi nezaket gereği kaldırmak için gittikleri bölgede bulunan CHP İl Başkanı Selim Karakaş’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti Bartın İl Yönetimine yönelik ağır küfürler ettiği gerekçesi ile savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.
Polemiğe neden olan olay 30 Nisan akşamı gerçekleşti. İl Başkanı Yaşar Arslan, “30 Nisan’da Karakuş AVM’nin binasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim afişini asmıştık. CHP il yönetimi de 1 Mayıs’ta düzenleyecekleri miting nedeniyle partimizden afişin kaldırılmasını talep etmiş. Bu bilgi bize verildiğinde zorunluluğumuz ve yasal bir engel olmamasına rağmen siyasi nezaket göstererek il yönetim kurulu üyemiz Mert Celkanlı ve parti mensuplarımızı afişin kaldırılması çalışmaları koordine etmek üzere bölgeye gönderdik. Bu esnada, CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, İl Başkanı Selim Karakaş ve partililer de oradaymış. İkili bir diyalog olmadan, Sayın Karakaş’ın kendi partilileri ile konuştuğunu ve “Bunların hepsi …, başlarındaki de öyle, bu pankartı kaldırmazlar” diye bir siyasi il başkanına hatta bir vatandaşın ağzında yakışmayacak şekilde bariz küfürlerine şahit olundu. İl yönetim kurulu üyemiz, küfürleri duymasına rağmen yine de nezaket kuralları çerçevesinde ‘Siz bir il başkanısınız ve halka mâl olmuş bir kişisiniz bu küfür size yakışıyor mu, bununla ilgili şikayette bulunacağım’ demesine rağmen özür bile dilemeden, Sayın İl Başkanı, ‘Elinizden geleni ardınıza koymayın’ diyerek arkasını dönüp gitmiş” açıklaması yaptı.
İL BAŞKANINDAN KAMUOYU ÖNÜNDE ÖZÜR BEKLİYORUZ
Yaşanan olayın ardından gerekli suç duyurusunu yaptıklarını ifade eden Arslan, şu görüşleri paylaştı: “Biz o pankartı kaldırmak zorunda değildik. Sırf Bartın’da siyasi nezaketimizi bozmayalım, kentimizin huzurunu sürdürelim, karşılıklı anlayış içerisinde seçim çalışmalarımızı sürdürelim dedikçe, bazıları siyasi çöküşlerini ortalığı karıştırmaya çalışarak unutturmaya çalışıyor. Sayın başkandan ‘Size küfür etmedim’ demesini ya da özür dilemesini beklerdik. Bir il başkanının değil, normal bir insanın bile ağzına almayacağı küfürleri kendi partisinin kadınları yanında bile edebilen bir anlayışla burada rekabet etmek, mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunu hemşehrilerimizin takdirine bırakıyoruz. Sayın İl Başkanın seçim propagandasında söylediği, ‘Ülkeyi birleştireceğiz, ülkeye bahar gelecek, kutuplaştırmaya son vereceğiz, kardeşlik kazanacak’ ifadeleri mevcut. Bu söylemler ile ağızlarından çıkan iğrenç küfürleri milletimizin takdirine bırakıyoruz. Sayın Başkandan acilen ettiği küfürler nedeniyle kamuoyu karşısında özür bekliyoruz. Bizi istedikleri kadar, tartışma ortamına çekmeye çalışsınlar, siyasi hezeyanlarına alet etmeye çalışsınlar. Yapmak istediklerinin farkındayız ama ne yaparlarsa yapsınlar biz uymayacağız. Bartın küçük bir yer. Unutmayalım ki, ne kadar siyasi olarak ayrı düşünsek de, birbirimizin yüzüne bakacağız. Ortak paydamızın milletimizin, ülkemizin ve kentimizin çıkarları olsun istiyoruz. Biz hizmetlerimizle anılmaya, icraatlarımızla halkımızın karşına çıkmaya devam edeceğiz.”
SELİM KARAKAŞ’TAN AÇIKLAMA: İDDİALAR DOĞRU DEĞİL
Yaşar Arslan’ın açıklaması ardından bir açıklama da CHP İl Başkanı Selim Karakaş’tan geldi. Küfür etmediğini beyan eden Karakaş, mitinge 1 gün kala pankart asan AK Parti’yi eleştirdi. Karakaş’ın açıklaması şöyle:
“Ak Parti il başkanı Yaşar Arslan 30 Nisan akşamı Cumhuriyet Meydanında 1 Mayıs Günü düzenleyeceğimiz miting hazırlıkları sürerken yaşanan gelişmeleri çarpıtarak hakkımda savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu sosyal medya yayın organlarından öğrendim. Yapılan açıklama gerçeği yansıtmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en üst yönetim kademesindeki Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ya da küfür etmek haddim olmadığı gibi, siyasi nezakete de İl Başkanı sıfatı ile bana da yakışmaz. Bu olayı sayın başkana kim nakletti ise doğruları anlatmamış. Zira o gece Ak Parti İl Başkanı Cumhuriyet Meydanında değildi. O gece alanda bulunan Millet İttifakı il başkanları ve yöneticileri ile o gece yaşanan olaylarla ilgili yaptığımız görüşmeler sırasında söylenen bazı sözler çarpıtılarak Ak Parti İl Başkanına nakledilmiştir. Aynı akşam alanda bizimle birlikte olaylara şahit olan basın mensupları, yönetici arkadaşlarımız alanda yapılan çalışmaları izleyen hemşehrilerimiz de vardı. Bu konu ile ilgili olarak aynı gün akşam Ak Parti yetkilisi ile telefon görüşmesi yaptım ancak bir sonuç alamadım. Aradığım kişi afişin İl Başkanının bilgisi dahilinde asıldığını İl Başkanı ile görüşmem gerektiğini söyledi. İl Başkanı Yaşar Arslan’ı telefonla aramama rağmen o gece görüşemedim. 01 Mayıs günü öğlen saatlerinde kendisini tekrar aradım ve görüşerek 30 Nisan gecesi yaşananları kendisi ile de paylaştım.
Temelde bütün bu yaşananların müsebbibi seçimlerin başlangıcından bu yana ötekileştirici, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı dili kullanan ve bunu marifet sayan, baştan beri Millet İttifakı genel başkanlarına ve bizlere ayrıştırıcı dille saldıran bizimde hakaret kabul ettiğimiz ve aynı ayrıştırıcı dili içeren pankartı miting alanından görülecek şekilde ertesi gün alanda mitingimiz olduğunu bile bile miting alanına 30 Nisan günü akşam saatlerinde asanlardır. Aynı şekilde Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bartın’a gelişini duyurmak üzere o akşam çeşitli yerlere astığımız pankartları kesenler ve sökenlerdir.
Bize Siyasi nezaket dersi vermeye çalışanların öncelikle seçim meydanlarında, kahvelerde ve hatta parti binamızın karşısında partimize baka baka dile getirdikleri kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı, bizlerin de hakaret olarak değerlendirdiği nefret dilinden vazgeçmeleri gerekmektedir.”
