Kumluca’da AK Parti’den 2’inci kez aday olmak için çaba harcayan merkez camiinin emekli imam hatibi İsmet Ertuğrul, aktif siyaseti bıraktığını açıkladı.
BARTINSTAR/KUMLUCA
AK Parti Kumluca’da aday adaylığı süreci sancılı geçti. 4 aday adayının yarıştığı süreçte herkes çok çalıştı. Dezenformasyon, manipülasyon çokça yaşandı.
4 aday adayından biri olan Kumluca’nın renkli siyasi kimliklerinden İsmet Ertuğrul, AK Parti aday adaylığı sürecinde aradığını bulamadı.
Kumluca merkezde kuyumculuk yapan İsmet Hoca, 2019’da yaşadığı seçim yenilgisinin rövanşını almak için yeniden adaylık başvurusu yapmıştı. Ancak aday gösterilmedi.
KURULUŞ OSMAN İZLİYORDUM, KARARIMI VERDİM
İsmet Ertuğrul, dün akşam, ilginç bir mesaj ile siyaseti bıraktığını duyurdu. Şöyle yazdı:
“Kuruluş Osman seyrediyorum. Anam dedi bana dinlemedim Bırak oğlum girme dedi kimseye de güvenme dedi, Ben dinlemedim. Annem haklıymış bizim ne koltuk derdimiz vardı ne de maaş derdimiz vardı bizim sadece hizmet derdimiz vardı. Biz hep dik durduk eğilmedik bundan böyle de eğilmiyecez. Hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz ve aktif siyaseti bırakıyorum. Kumluca halkı tüm olup biteni bilmektedir kararı da onlar verecektir. Yolumuza devam ederken sakın yolumuzu onümüzü kesenler timsah gözyaşı döküp yanımıza gelmesin. Kimin ne yaptığını her şeyi biliyoruz. Her kim vebale girdiyse kul hakkına ortak olduysa onları da Allah’a havale ediyorum. Tüm dostlarıma hayırlı geceler diliyorum. Mevlam yardımcınız ve yardımcımız olsun.”
xxx
KUMLUCA’DA NELER YAŞANDI?
Kumluca’da AK Parti’den 4 aday adayı yarıştı. Peşinen söyleyelim, hepsi de çok çalıştı. İddia ortaya koyabilmek uğruna çok emek harcadı.
Halis duygularla çıkılan sürece jurnaller, ince hesaplar karıştı. Hedefe ulaşabilmek için etraftaki herkes hakkında istihbarat raporları hazırlandı, gün yüzü görmemiş ifadeler ile mesajlar yazıldı.
Herkes, yaptıklarının gizli olduğunu sanıyordu ancak herkes, her şeyi biliyordu. Yazılan, çizilen, bitmek bilmeyen ispiyon içerikli mesajlar telefonlara sığmadı, ‘flash bellek’lere depolandı.
Kadınların bile dedikoduyu bırakıp siyaset konuştuğu beldede kimisinin gerçekten hakkı yendi. Buna karşın tevazuyu, vakur duruşunu bozmayanlar olduğu gibi öfkesini gizlemeyip gösterenler de vardı…
Yaşanan tüm duygular aslında haktı, hakikatti.
Ancak siyaset, dünyanın her yerinde yine siyasetti. Vefasızlığın, adam satmanın yegane sanatıydı. Pek çok camlar kırıldı, dostları düşman kıldı.
Siyaset her yerde aynı siyasetti ancak; siyaseti hayatının odağına koyan, vefasızlığını bilmeyen yüreği temiz insanlar, derin hayal kırıklıkları yaşadı.
Büyük büyük anlamlar yüklenen siyasetçiler, aslında o kadar önemli değildi. Önemli olan yegane güç, sadece Kumluca’ydı, Kumlucalılıktı.
Çünkü siyasetçiler gidecek, Kumluca kalacaktı. Kumluca feraseti, Kumluca özgüveni, Kumluca iyiliği kalmalı, yaşatılmalıydı.
Kumluca’ya hizmet etmek, katkı sunmak, bir tık da olsa gelişmesine omuz vermek için siyasetçi olmaya gerek de yoktu. Tüm ihtiraslardan arınıp güzel insan olmak, aslında en büyük siyasetti.
Aşırı sağcı, aşırı solcu, aşırı milliyetçi… Kısaca her şeyin aşırısı insan sağlığına zararlıydı. Ama bunu herkes bilmiyor, farkına varamıyordu.
Kumluca’da kimsenin varlık nedeni siyaset değildi. Hepsi mertliği de, namertliği de yaşayarak öğrenmişti. Siyaset sadece bir araçtı ve öyle kalmalıydı. Daha fazla anlamlar yüklemeye gerek yoktu.
Sonunda siyaset tercihini yaptı, Kumluca’da adaylık süreçleri tamamlandı. Kartlar yeniden açıldı.
Adaylar şöyle şekillendi: MHP’den İsmail Can (Mevcut başkan), AK Parti’den Mustafa Bozkurt, Saadet Partisi’nden Rasim Ulusoy, Yeniden Refah Partisi’nden Cengiz Adıyaman.
İnsanlar ve kurumlar tercihleriyle yaşar.
Başarı ya da başarısızlık, yapılan tercihler ile teste tabi tutulur. O yüzden herkes geçecek bu samimiyet testinden. Partiler de, adaylar da…
31 Mart günü tercihimizi yapıp birlikte yaşamaya devam edeceğiz.
Kumluca caddesi; siyaseten değil, asaleten kucaklaşmaya muhtaçtır. Tıpkı manşet fotoğrafında olduğu gibi; içerisinde esnafların, her görüşten insanların yer aldığı birliktelik, Kumluca’yı daha ileriye taşıyacak siyaset üstü bir fikir platformuna dönüşmelidir.
Kişisel ihtiraslar olmadan, kamplaşmadan. Bunu sağlamak herkesin görevidir.
