1. Haberler
  2. GÜNDEM
  3. Ne zaman ölü sayıcısı olduk biz, hep mi böyleydik!

Ne zaman ölü sayıcısı olduk biz, hep mi böyleydik!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Felaket haberlerinde hep sayıyoruz. Ölü sayısı şu kadar…
Birkaç saat sonra, yılmadan usanmadan artışları birazcık da iştahla ‘şuraya yükseldi” diye paylaşmaktan çekinmiyoruz. Biraz daha bekleyip toplu rakamı yazsak olmaz… Artışı an be an paylaşmalıyız. Ki ne kadar haberci olduğumuz ortaya çıksın.

Toplumu bilgilendirme görevini gazetecilere verenler, o günlerde sosyal medyayı bilmiyordu. Aslında herkes haberciydi ve kendine ait olmayan şeyleri de devşirip kendi üretimi gibi servis edecek kadar bilgi sahibiydi.

Sonraları ölü sayıcılık başladı. Ölü sayıları arttıkça, daha bir şehvetle yayınlamaya başladı. Masa başında oturup durmadan ulusal ajanslardan gelen bilgileri, sanki başkaları görmüyormuş gibi yayınlıyordu. Dünya onun etrafında dolanıyordu ve herkes de onu takip ediyordu.

Bu da kesmeyince…

Ne idüğü belli olmayan kaynaklardan servis edilen yalan yanlış bilgilerin üzerine atlıyor, yemeden içmeden herkesten önce duyurmak için zamanla yarışıyordu.

Ölü sayısının artmasından ne kazanacaksa; medet umuyordu.

İşine yarayacak güzel bir fikir mi gördü; hemen kendine uyarlıyor, hayatında kendi fikirlerini geliştirememiş insanlar gibi ne kadar zeki olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu.

Kendini o kadar kaptırmıştı ki, servis ettiği şeyleri kimsenin tınlamadığını göremeyecek kadar körleşmişti. Ortaokul da matematiği hep zayıf olmasına rağmen ölü saymaktan vazgeçmiyordu.

Oysa fikir işçiliği diye bir şey vardı…

Bazen bir satırı yazmak için saatlerce yapılmış araştırma vardı. Bir bilgi kırıntısına ulaşmak, bir kare fotoğrafı çekebilmek için bazen günlerce süren bir emek vardı.

Ama bu, onun umurunda değildi.

Ölüleri saymaya devam etti.

xxx

ŞU GÖZALTI OLAYI; NE İŞ?

Eski general Aytaç Yalman’ın Coronavirüs’ten öldüğünü resmi makamlardan önce ilk duyuran gazeteci Saygı Öztürk oldu.

Konuşuldu, tartışıldı. Bir gün sonra Sağlık Bakanı durumu doğrulayan bir açıklama yaptı.

Saygı Öztürk gözaltına alınmadı.

Resmi kaynaklardan önce bilgiyi açıklamak ya da halkı paniğe teşvik etmekle de suçlanmadı.

Çapa Tıp Fakültesi’nin dahiliye Profesörü Dr. Cemil Taşçıoğlu, testleri pozitif çıkan ilk sağlık çalışanı olarak kayıtlara geçti.

Durumu oğlu Onur Taşçıoğlu twitter hesabından duyurdu.

O da gözaltına alınmadı.

Kimsenin aklına da gözaltına almak gelmedi.

Ancak bizim şehirde, tedavi gören ve umreden dönen bir doktorun (Burada görevli değil) virüs şüphelisi olduğunu duyuran yayın kuruluşundan iki gazeteci, halkta panik ve korku yaratmak suçlamasıyla gözaltına alındı.

Eğer bilgi yanlışsa, düzeltmek iki dakika. İki satır açıklama yapmak mı zor geldi.
Kaldı ki bilginin doğruluğu kısa süre sonra resmi kaynaklardan teyit edildi.

Bakın bugün benzer bir iddia, anında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzeltildi. Kimsenin aklında da kuşku kalmadı.

Merak ettim; ne iş!

xxx

SOSYAL MEDYA MİZAHLARI

Korona virüs tahlili pozitif çıkan adam eve geldi ve masanın başına oturup sayfalar dolusu bir liste hazırladı.

Karısı, “Nedir Allah aşkına saatlerdir yazdığın o şey” diye sorunca şu yanıtı verdi:

“Virüs kapmışım. Öpüşüp helalleşeceklerimin listesini yazdım.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
hasta
Hasta
Ne zaman ölü sayıcısı olduk biz, hep mi böyleydik!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir