- Özel Bartın AKTIP Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı, kişisel gelişim uzmanı Refik Akmaz, 15’inci konferansında tecrübelerini paylaştı.
- Akmaz “Dedesi erik çalmış torunun ağzı uyuşmuş. Haksız elde edilen kazanç-miras neslin bozulmasına sebep olur” dedi.
- Eşler arası anlaşmazlıklara da değinen Akmaz, “Eşler arasındaki anlaşmazlıklarda aileler araya girmesin. Bu sorunu daha da derinleştirmekten başka işe yaramıyor” diye konuştu.
BARTINSTAR/ARİF ÜÇLER
Kişisel Gelişim Uzmanı Refik Akmaz, insanların hayatında genlerin büyük rolü olduğunu, başta hastalıklar olmak üzere pek çok olumsuzluğun kişiye kendisinden 6 kuşak geriye kadar sirayet edebileceğini bir de işin metafizik yönünün bulunduğunu, ilahi adaletin er veya geç mutlaka tecelli edeceğini ve hak yiyen haksızlık yapan herkesin ya kendisinin ya da ailesinin mutlaka bir bedel ödeyeceğini söyledi.
15’İNCİ KONFERANS
Belediye Sosyal Tesisleri’nde başlattığı konferanslar serisinin 15’inde konuşan Akmaz kendisini dinleyenlere hak, hukuk, adalet, iyilik, güzellik, ahlak ve çalışarak kazanma hususlarına yoğunlaşmanın önemini anlattı.
HEDEF MUTLU BARTIN
Aynı zamanda Özel Bartın AKTIP Hastanesinin sahibi ve yönetim kurulu başkanı olan Akmaz eğitim çalışması olarak adlandırdığı konferanslarıyla ‘Mutlu bir Bartın’ oluşturmayı hedeflediğini, bu konuda bildiklerini ve tecrübelerini paylaşarak üzerine düşeni yapmaya gayret ettiğini, farkındalık yaratmaya ve insanın kendisini tanımasını sağlamaya çalıştığını, insanlara balık ikram etmediğini, balık tutmayı öğrettiğini söyledi.
KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KALMAZ
“İnsan evlilik ve aile” konulu ve “Bildiklerimiz ne kadar doğru” alt başlıklı konferansta insanlara büyüklerinden genlerle geçen özelliklere örnekler verdikten sonra büyüklerin yanlışlarının ve haksız kazanımlarının da insan hayatına yaptığı etkilere değinirken kumar düşkünü olan zengin bir tanığından söz ederek “Kendisine dedesinden, babasından kalan mirası satarak kumarda yerken atalarına küfür ederdi. Mirasın helal yoldan kazanılmış olması çok önemli. Bunun olumsuzluğu bizden sonraki nesillere yansır” dedi.
AYNŞTAYN, YUNUS EMRE, OĞUZ SAYGIN
Bilimde Albert Aynştayn, edebiyatta Yunus Emre, kişisel gelişimde de Oğuz Saygın’ın kendisi için rol model olduğunu belirten Refik Akmaz konferanslarında bazı bilgileri sık sık tekrarladığını belirterek “Taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir. Tekrarlar bilgilerimizi pekiştirir. Aynştayn’da böyle yaparmış. Hatta şoförü söylediklerini ezberlemiş ve bir konferansta yer bile değiştirmişler. Ayrıca biz bir kerede anlayan bir toplum değiliz. Zaman ilerledikçe insan geliştikçe bazı bilgiler daha farklı daha iiyi anlaşılabilir. Bir de işin bu yönü var. Ben mesela hocam Oğuz Saygın’ın ilk kitabını 24 yıldır tekrar tekrar okuyorum. İçinde hala yeni öğrendiğim bilgiler var” diye konuştu.
ÖMÜR BOYU ÖĞRENMELİYİZ
Konferansı ilgiyle izlenen Akmaz başlıklar halinde özetle şunları söyledi; “Hayatımızda 2 evlilik yapıyoruz. İş ve eş evliliği. Evlilikte de işteki gibi kurumsallık var. Evlenmeden önce bağlı kaldığımız değerleri unutmamalıyız. Eğitim tabanlı bir toplum değiliz. Ömür boyu öğrenmeliyiz. Ama kafamıza gereksiz şeyleri yazmadan meşgul etmeden. İyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir derler. Ne yaparsak yapalım ama iyi yapalım çünkü hepsi bizden sonraki nesle taşınacak.
EGO’YA DİKKAT!
İlahi güç haksızlıkları bir gün mutlaka giderir. Bilinç altımızdaki bilgilerin doğruluğunu araştırmalıyız. Yanlış bilgileri doğrularıyla değiştirmeliyiz. Egomuz bizim başarımızı istemeyen bir histir. Hayatımızı zehirlemektedir. Bu yüzden yanlışı doğru diye uygulamak istiyoruz. Hemen değil düşünerek karar verirsek aklımız devreye girer ve ego devreden çıkmış olur. Sol beyin bizim hard diskimiz, bilgi depomuzdur. Sağ beyin bu bilgileri kullanan işlemcimizdir. Bir şeyi bilmek yetmez onu uygulamak, hayata geçirmek gerekir. Eşler arasındaki tartışmalarda aile büyüklerinin araya girmemesi, çözümü onlara bırakması gerekir.”
ANLAŞMAZLIKLARI DERİNLEŞTİRİR
Refik Akmaz üzerinde önemle durduğu eşler arasındaki anlaşmazlıklarda araya büyüklerin girmemesi gerektiği konusuna da şöyle açıklık getirdi; “Eşler arasındaki tartışmalarda aile büyüklerinin araya girmemesi çözümü kolaylaştıracaktır. Çünkü aile büyüklerinin olaya müdahale etmeleri durumunda farkında olmadan kendi çocuklarının tarafını tutarak onların haklı olduğunu savunurken anlaşmazlıkları daha da derinleştirmekten başka bir işe yaramamaktadır. Oysa çözümü çocuklar kendi aralarında bulduklarında olayı daha az hasarlı atlatmaları daha kolay olacağı gibi daha sonra doğabilecek anlaşmazlıklara karşı da olumlu reflekslerini geliştirmiş olacaklardır.”