Bartın Belediyesi’nde yürütülen zimmet davası devam ediyor. Çevresinde mazbut bilinen Bahattin Y. adlı çalışan tutuklu yargılanıyor.
Elektrik faturalarında oynama yaparak zimmetine para aktarmakla yargılanan zanlının Bartın ve Bartınlının kaç parasını çaldığı merak konusu.
Geçen hafta 1.3 milyon gibi bazı rakamlar konuşuldu ancak doğrulanmadı.
Bu tutar, resmi bir ağızdan ilk kez dillendirildi. Bartın Valisi Sinan Güner, İnkumu’nda basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda rakamın “1 milyon küsur” olduğunu, soruşturması sürdüğü için tam tutarı söylemenin doğru olmayacağı ifade etti.
Sonunda olayın büyüklüğü en yetkili makamdan telaffuz edilmiş oldu.
Hırsızlığın 4 fatura ile sınırlı olmadığını böylece öğrenmiş oluyoruz.
Vali’nin soruşturmaya ilişkin verdiği başka bir bilgi daha vardı. “Şu anda incelediğimiz konu; kendi başına yaptığı sistematik bir şey mi, bu işin içinde başka kamu görevlileri var mı, organize bir iş mi, buna bakılıyor…”
Halkın parası, şehrin parası nerelere gitmiş. Sonuna kadar hesabının sorulmasını, işin içinde başka eller varsa da o ellerin de kırılmasını bekliyoruz.
Geçen hafta Bartın’a gelen mülkiye müfettişi de konuyu inceledi ve Cuma günü şehirden ayrıldı. Dava süreci de devam ediyor.
Takipteyiz. Tutuklu zanlının paraları nereye gönderdiğine ilişkin ilginç ilginç şeyler söylediğini duyuyoruz.
Dava sürecini de dikkatle izleyeceğiz.
xxx
BARTIN BİR AYDA HANGİ HABERLERİ OKUDU?
Pandemi süreci yavaş yavaş kanıksandı, haberler normalleşti. Hal böyle olunca herkes asıl gündemine geri dönmeye başladı.
Son bir ayda 74medya takipçileri Bartın’da en çok neye ilgi gösterdi, hangi haberi önemsedi?
Gazeteler açısında siyaset haberleri reyting getirmez ama olmazsa olmazlar arasındadır.
En çok ilgi gören haberler ise yaşam, ekonomi, spor ve eğitim gibi hayatın içinden haberlerdir. Magazin ve tarih haberlerin de unutmamak lazım.
74medya’nın son dönemin en çok tık alan içeriklerinden biri, Bartın’da boşanma oranlarına ilişkin Avukat Duygu Tufan’la yaptığımız söyleşi oldu. Aile yapısı, kadın-erkek ilişkileri, yaşanmış çarpıcı örneklerin yer aldığı keyifli söyleşi, toplumun her kesiminden on bini aşan takipçimiz tarafından ilgiyle okundu, pek çok yorum aldı.
İkinci sırada ise sosyal medya mecrasını yanlış kullanan üniversiteli gençlerimizin hatalarını içeren haberimizdi. Bazen hiç düşünmeden yazdığımız ifadeler bir şehrin halkına hakarete varabiliyor. Bu gençlerimiz de hatalarını anladı ve özür diledi. Fikri takip haberimiz, şehir-öğrenci ilişkilerinde yaşanan genel sorunların görülmesine ve tartışılmasına da katkı sağladı.
Üçüncü sırada ise kriminal tabir edilen haberlerden oluştu. Bartın Belediyesi’ndeki zimmet davasına ilişkin gelişmeler…
Aramızdan ayrılan Ahmet Yılmaz ve Yıldırım İncealemdaroğlu’nun Bartın için ne ifade ettiğine ilişkin haberlerimiz listeye giren haberlerimiz oldu.
Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasına adını yazdıran Bartınlı firmalar ile İnkumu’ndaki gemi trafiğinin nedenlerini anlatan özel haberlerimiz, ekonomi sınıfında…
Yine özel çalışma; Bartın Üniversitesi’nin akademik performansını gösteren haberimiz eğitim kategorisinde…
Kumluca’da düzenlenen nişan töreninde koronavirüs vakasının yayılması sağlık kategorisinde…
Amasra’da kumsala yapılan büfe inşaatı ile 9 ihale yapılmasına rağmen musluktan bir damla su akmadığını anlatan yine özel haber başlıklarımız, şehir-yaşam kategorisinde en çok tıklanan yazılarımız oldu.
ASKF seçimleri de, Amasra’da yıkılmak üzere yer alan Atatürk portresi de, şehirdeki emlak fiyatlarında yaşanan çarpıklık da 74medya’nın radarındaydı ve şehir gündemini belirleyen manşetlerdi.
Bartınspor’un yeni teknik direktöründen Yılmaz Tunç’un kırmızı plakasına, siyasette istifalardan bürokraside görevden almalara kadar Bartın, pek çok haberi ilk 74medya’dan öğrendi.
15 Temmuz ve Ayasofya’nın ibadete açılmasına ilişkin ulusal konuların Bartın’a yansımasını en çarpıcı çalışmalarla takipçilerimize ulaştırdık.
Şehir gündemine ilişkin ne tür haberleri üretebildiğimizi de, hangi kategorilerde eksik kaldığımızı da bu süreçte gözlemledik.
74medya’nın hayatın her alanında daha fazla içerikle yer almak, tutkulu takipçilerimizi daha çok haberdar etmek için çalışmalarımızı artırarak devam edeceğiz.
Dostlar biriktirdiğimiz bu süreçte desteklerini esirgemeyen tüm takipçilerimize teşekkür ederiz.
xxx
O KADAR ÖNEMLİ DEĞİLSİN; AMA…
Şöyle yapacakmışız…
Kendisinden aldığımız bilgilerden haberimizi yazdıktan sonra…
Ona geri atacakmışız. O da bakacak, edit edecek ve onay verecekmiş…
Beyzadeye bak hele.
Beni asıl şaşırtan, bunu bir hak olarak görmesi. Ya hakaretin farkında değil ya da işine gelmiyor; fikriyle zikri farklı.
“Böyle bir tarzım yok” diyorum; ego o kadar yüksek ki “bir daha senle yapmayız, ben basınla böyle çalışmıyorum, olur mu öyle şey…” ısrar ediyor.
Zatı şahaneleri büyük lütuf…
O sırada ‘ben haberini yaptığınız başkalarına benzemem’ gibi ipe sapa gelmez cümleler de kurmuş ama ben ilk cümlede asılı kaldığım için inanın duymadım.
“Sen bilirsin” diyorum, bana göre çok da fifi…
Ben de senin bildiğin gazetecilere benzemem; bilesin.
Uzatmayacağım, tarzı görmeniz içindi bu satırlar. Yazı konusu olacak kadar önemli biri olmadığını anladık.
Ama yazı konusu olacak önemli başka bir konu var…
Basın camiasındaki kıymetli arkadaşlarım, anladım ki kendisiyle ilgili yazıp çizilenler, iyi niyetli yaklaşımınız sonucu gönderilmiş.
Bazı anlaşılamayan hususları yanlış aktarmamak adına yapılmış hareketlerdir diye tahmin ediyorum.
Bunu küçük şehir-samimi ilişkiler çerçevesinde yaptığınızdan kuşku duymuyorum.
Ama söz konusu şahıs bunun bir iyi niyet olduğunu anlamadığı gibi ilginç anlamlar da yüklemiş. O kadar inanıyor ki söylediklerine, 4-5 kişilik bir topluluğun arasında gazetecilik mesleğinin yüzünü kızartacak bir özgüven patlaması yaşıyor.
Yani sizin iyi niyetinizi, farklı anlamlara gelebilecek şekilde suistimal ediyor.
Yarın bir gün başkalarının yanında sizin için de benzer bir şey söyler, çok utanırsınız. Allah’tan hızlı bir tanışma seansı oldu da, ileride yaşanabilecek benzer bir garabeti görmüş olduk.
İster dost tavsiyesi olarak kabul edin, ister meslektaş dertleşmesi…
Paylaşayım istedim.
xxx
Günün Fıkrası: Seninkini arayalım!
Temel karısıyla plaja gitmiş. Plajda karısını kaybetmiş aramış aramış bulamamış sonunda karşıdan gelen bir adama sormaya karar vermiş. Temel adama; ‘Karımı kaybettim karımı gördün mü?’ demiş.
Adam da; ‘Ben de sana aynı soruyu soracaktım’, demiş.
Sonra adam; ‘Sen sağa git ben sola gideyim’ demiş. Temel, ‘Ama senin karını ben nasıl tanıyacağım’ demiş. Adam başlamış karısını anlatmaya; Mini etekli, yeşil sıfır kollu, sarışın, hafif esmer… Peki ben senin karını nasıl tanıyacağım demiş. Temel; benimkini boş ver seninkini arayalım!
