Amasraspor ve 38 yıllık çaresizlik!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Diyorlar ki; koca Bartınspor BAL liginin maliyeti ile baş edemedi. Sen nasıl edeceksin?

Diyorlar ki; Bartın Belediyesi yıllardır tüm olanaklarıyla Bartınspor’a kaynak aktarırken Amasra Belediyesi, Amasraspor’dan tıpkı ballı bir müşteri gibi kira alıyor, tesislerden çıkartıyor…

Diyorlar ki; 11 yıldır kulüp başkanı Ertan Cengiz, aynı zamanda Amasra Belediyesi’nde AK Parti’den Meclis üyesi olduğu için belediyeden zırnık çalışmaz, çalışmıyor da…

Diyorlar ki; buna rağmen AK Parti Milletvekili Yılmaz Tunç da durumu görmezden geliyor!

Diyorlar da diyorlar; herkesin şevkini kırıyor, iştahını kaçırıyorlar.

Oysa tam 38 yıllık bir mücadelenin öyle ya da böyle kapıya dayandığı bir noktadayız. Pandemi süreciyle birlikte vilayetin takımı, milyonlar harcayarak ulaşamadığı profesyonel lige…

38 yıldır amatör kümede mücadele eden kırmızı lacivertli ekip de, bir üst gruba, yani bölgesel amatör lige adını yazdıracak.

On yıllardır “Bartınspor bir üst lige çıkmadan Bartın’da amatör kulüplerin bir adım ileriye gitmesi mümkün değil” diyenler bir anda ortadan toz olmuş.

İster şans deyin ister kader, olayın önemini kavrayıp Amasra’ya vereceği katkıyı bile görmezden gelerek “Bu fırsatı iyi kullanalım” diyen de yok, para vermese de teşvik eden de…

Hal böyle olunca; “N’olacak bu Amasraspor’un hali” diye sormak üzere Amasra’ya yola çıkmak üzereydim ki Yalı’da Murat İzler’le karşılaştım.

Birlikte kısa süre önce şehre dönen Bartınspor’un unutulmaz Başkanı Faruk Narin’e kapıdan uğrayıp bahçe mahsullerinden nasiplendik. Ona da sorduk Amasraspor’u, akıl satarak danışmanlıklar kazanan Faruk Başkan’dan bedava görüş aldık.

Nemli bir Temmuz akşamı, Küçükliman manzaralı mekana konuşlandık.

xxx

Konu; yaşayan her Türk’ün uzmanlık alanı futbol, ara sıcak olarak da siyaset olunca hem keyifli hem iddialı hem de Amasra’nın 3 bin yıllık kadim geçmişine yakışan düzeyde nitelikli bir sohbetin ortasında bulduk kendimizi.

Masada, Amasraspor’un 11 yıllık deneyimli Başkanı Ertan Cengiz, yönetim kurulu üyeleri Burhan Kılızkaya, Erhan Zaman, DEVA Partisi Bartın İl Başkanı Ali Yıldırım ve Murat İzler vardı.

Şanlı Fenerbahçemizin Gençlerbirliği’ni yenememesi bir tık tadımı kaçırsa da Ali Yıldırım hiç oralı olmadı.

Murat İzler, ASKF seçimlerinden girdi konuya, amatör kulüplerdeki donanımlı isimlerin neden ASKF kurullarında olmadığını, konsolide delege yapısını sorgularken benim dikkatim Ertan Başkan’daydı. Futbola ve Amasraspor’a tutkusu ilk bakışta hissediliyor, ince ince hesap yaptığı seziliyordu.

Binbir güçlükle bugünlere taşıdıkları ve son 3 yıldır üç kupa kaldırmayı başaran bir başkanın gururu ve özgüveni vardı üzerinde.

Murat İzler’den lafı almak ne mümkün; telsizin mandalına basıldığında oluşan o saniyelik boşlukta devreye girerek peş peşe sormaya başladım;

Amasraspor BAL Ligi’ne yükselecek mi?
– Resmi açıklama yok ama büyük ihtimal.

BAL sezonu maliyet hesabını yaptınız mı?
– Evet, en az 700 bin lira.

Bartın’da olduğu gibi şehre getireceğiniz sinerji için Amasra Belediyesi size katkı veriyor mu?
– Maalesef…

Peki bu maliyeti nasıl karşılayacaksınız?..

İşte tam bu soruda belirdi keder Ertan Başkanın gözlerinde. Çaresizlik…

Ortalama 1 milyon liraya döndürülebilecek bir BAL sezonu için kentin dinamikleri, en az yarısını başlangıçta ortaya koyabilmeli. Bunun için herkesin elini taşın altına koyduğu kapsamlı bir toplantıya ihtiyaç var.

Tam yeni ısınıyordum ki, Murat o mandal boşluğunu kaçırmadı. Seçimlerden başlayıp bu güne uzanan o ince kıvrımlı süreçte yaşanan bazı önemli detaylar artık masanın da gündemiydi.

İntikamım ağır olacaktı!

xxx

Tam 7 dakika 37 saniye sonra gelen çaydan tam bir yudum aldığı sırada fırsatı kaçırmadım, son bir hamleyle Ertan Başkan’dan bir eylem planı olup olmadığını sordum.

Mütevazıydı Başkan. Şikayetleri elbette çoktu. “İşletemiyoruz” denilerek kendilerine kiralanan Büyükliman’da yaşadıkları deneyimleri anlattı. “Çok şey istemiyoruz. Eski yerin devamı için mekan verilmesi yeterli. Yelken Kulübüne sağlanan olanakların Amasraspor için de devreye sokulması gerekli. Bu sorunu çözmez ama en azından başlangıç için bir adımdır” diye devam etti.

B planı yok mu ya C…

Elbette vardı.

Bir sezon boyunca 15 kulüp ağırlayacaktı tarihi ilçe. Rakip takımlar otellerinde konaklayacak, kamp yapacak, rakip taraftarlar lokantalarında yemek yiyecekti. Bu hiç de azımsanamayacak bir ekonomiydi.

Amasra esnafı, belediyesi normal şartlarda sportif başarı ile elde edilemeyecek bu üst lig fırsatını kaçırılmamalıydı.

Bartın’da ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde faaliyet sürdüren Amasralı iş adamları ve şirketler vardı Ertan Cengiz’in pörtföyünde. Sonra da Amasra eşrafıyla, iç dinamikleri ile kırmızı-mavi sevda için bir araya gelecek, fedakarlık yapmak gerekirse ondan da kaçınmayacaklardı.

Ama tüm bunlar için Amasra’nın, yerel dinamiklerin görmezden gelme, istememe, sadece başarılarda ortalarda görünüp ardından ideolojik kalkanların ardına saklanma geleneğinden vazgeçmesi gerekiyordu. Aksi takdirde yaşanabileceklerin vebalini kimse ödeyemezdi.

Bu aşamada Burhan Kızılkaya girdi devreye. “İki çocuğunuz var. Birini her gün tokatlarken diğerini severseniz olmaz. Onlara yer ve 5 yıllık bir işletme verildi. Bizim masrafımız 100 katı. Yelken Kulübü de buranın bir değeri. Peki Amasraspor bu şehrin bir değeri değil mi?..”

xxx

DEVA Partisi Bartın’da il binası tuttu

Yazının fazla uzaması gibi Ali Yıldırım ve DEVA Partisi’ne geçişimiz de uzadı. Siyasete hazır buldum Ali Yıldırım’ı. Kendinden emin, yeni partisini özümsemiş, siyasetin açıklarını çalışmış.

Yeni oluşumlara mesafeli bakanlardan biri olarak konuya en kişisel noktasından girdim; “Siyasete intikam için mi döndün…”

“Hayır” dedi Ali Başkan. Mevcut siyasi tablonun bu ülkede yeni bir mecra üretemeyeceğini gördüğünü, ilkelerin öncelendiği, söylemlerin güncellendiği bir tutumun…

Türk siyasi yaşamında yakın gelecekte olmasa bile uzun vadede önemli bir zemin bulabileceğini söyledi.

AK Parti, MHP, CHP, İYİ Parti… Hepsinin de aslında bölünmüşlük yaşadığını, siyasetin alternatif üretememek gibi kısır bir döngü içine hapsolduğunu anlatırken Ali Babacan’ın her kesime hitap eden siyasi söyleminin er ya da geç merkeze oturacağına inandığı anlaşılıyordu.

Olası yeni ittifaklara dikkat çekiyordu. Bartın’ın tam merkezinde il binasını kiraladıklarını da orada söyledi.

Ali Yıldırım, Türkiye’nin yeniden güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmesi gerektiğini, Erdoğan’ın da er ya da geç buna iddialı bir söylemle geri döneceğini düşünüyordu. (Ben şerh koydum.)

Siyasette hiçbir grubu ve partiyi dışlamıyor. Ancak hepsinin de önemli handikapları olduğunu biliyor. Böylelikle hedefler de ortaya çıkıyor.

HDP’yi Türk siyasetinin bir gerçeği olarak kabul ediyor.

Meral Akşener’in ilk seçimde CHP-İYİ Parti’nin ortak olarak çıkacağını düşünüyor.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Amasraspor ve 38 yıllık çaresizlik!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir