Azize’yi geri getirmeyecek ama emsal olması için en ağır ceza verilmeli

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, “Elbette hiçbir şey  Azize’yi geri getirmeyecek. Ancak böyle bir ortamda hiçbir kadın davasına, tek başına bir kadının davası olarak bakamayız. Kadın cinayetlerinin adeta normalleştirilmeye çalışıldığı bu dönemde verilecek her karar hayati önem taşıyor” dedi.

BARTINSTAR/SİYASET

9 Kasım 2021 tarihinde Bartın’da Ercan Özkavlak adlı erkek tarafından, çalıştığı iş yerinde ateşli silahla öldürülen Azize Gülmez’in (25) dün görülen duruşmasını CHP’li milletvekilleri Aysu Bankoğlu, Jale Nur Süllü (Eskişehir) , Suzan Şahin (Hatay), Neslihan Hancıoğlu (Samsun) ve Müzeyyen Şevkin de (Adana) izledi.

Duruşma öncesi Bartın Adliyesi önünde açıklamalarda bulunan CHP PM üyesi, Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, duruşma öncesi yaptığı açıklamada “Bizler kadın cinayetlerine, bu cinayetleri tetikleyen toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve o eşitsizliğe siyasi menfaatler uğruna can simidi gibi sarılanlara, geçit vermeyeceğimizi söylemek için buradayız” dedi.

Öldürülen Azize Gülmez’in ailesine ve sevdiklerine sabır dileyen Bankoğlu, “Her geçen gün artan kadın cinayetleriyle, dünyadaki utanç sıralamasında üst sıralara geldik. Elbette, hiçbir şey  Azize’yi geri getirmeyecek. Ancak böyle bir ortamda hiçbir kadın davasına, tek başına bir kadının davası olarak bakamayız. Kadın cinayetlerinin adeta normalleştirilmeye çalışıldığı bu dönemde, verilecek her karar hayati önem taşıyor” diye konuştu.

HİÇBİR ERKEK KIYAFETLERİ NEDENİYLE SORGULANMIYOR AMA…

Kadın cinayetlerinin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yer aldığını sıkça ifade eden Bankoğlu, “Bu cinayetlerin altında temel bir toplumsal sorun var, kadınların özgürce varoluşu kabul edilmiyor. Kadınlar, sadece yaşamak için bile mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Bugün, hiçbir erkek giydiği kıyafetten, gittiği yerden, yaşadığı ilişkiden sorgulanmaz, yargılanmazken; kadınlar giydiği kıyafetten gittiği yere, çalıştığı yerden düşüncelerine, hatta yürüyüşlerinden gülüşlerine kadar her şeyden dolayı şiddet görüyor hatta, çocuklarının gözü önünde katlediliyorlar” ifadelerini kullandı.

KADINLAR AİLE İÇİNDE VE ATEŞLİ SİLAHLA ÖLDÜRÜLÜYOR

Geçtiğimiz Eylül ayında 19’u şüpheli olmak üzere 45 kadının öldürüldüğünü ve bu ölümlerin yüzde 69’unun beraber olunan erkek tarafından işlendiğini ve cinayetlerin 50’sinde ateşli silahların kullanıldığını belirten Bankoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınlar aile içerisinde öldürülüyor. Kutsal aile vurgusu yapanların bunu görmesi lazım. Kadınlar, ateşli silahlarla öldürülüyor. Silah ruhsatı düzenlemesi yapanların, bunu görmesi lazım. Biz bu verileri, hükümetin kapatmak istediği sivil toplum kuruluşlarından alıyoruz. Çünkü, hükümet, kadın cinayetlerini açıkça tanımlamadığı gibi, doğru düzgün veri paylaşmaya da yanaşmıyor. Kadın cinayetlerini önleme konusunda samimi olanların önce doğru düzgün veri yayınlaması lazım.”

KATİLLERE HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ UYGULANIYORSA SORUN VAR

Devletin yaşam hakkının korunması için pozitif yükümlülüğünü hatırlatan ve geçtiğimiz sene Türk Ceza Kanunu’ndaki değişikliklerle korunan haksız tahrik indirimini eleştiren Bankoğlu, şöyle devam etti: “Bir devlet vatandaşlarının yaşam hakkını bile koruyamıyorsa burada önemli bir sorun vardır. Kadınlar öldürülürken, katillere değil de yürüyüş yapmak isteyen kadınlara saldırılıyorsa, katillere hala haksız tahrik indirimi uygulanabiliyorsa, burada önemli bir sorun vardır. Bir ülkede, hâkimin takdiriyle katiller salınıyorsa, polisin inisiyatifiyle korunma talep eden kadınlar kocalarına teslim edilip ölüme yollanıyorsa, kadınlar güpegündüz sokakta katledilebiliyorsa ve tüm bunlar olurken o ülkenin hükümeti ‘kadın meselesi abartılıyor’ diyebiliyorsa, bu ülkede kadın cinayetleri politiktir.”

“Bu toplumda kadın hayatının son 20 yılda bu kadar değersizleştirilmesinde; kadını erkeğin eşiti görmeyen, İstanbul Sözleşmesi’nden tek bir kişinin kararıyla çıkan, çocuk tacizcileriyle bir arada pozlar vermekte hiçbir sorun görmeyen anlayışın çok payı var. Çünkü İstanbul Sözleşmesi’nden çıkar çıkmaz gözünü 6284 sayılı kanuna diken bu anlayış; kadını sadece iyi anne, iyi eş olarak görüyor, bir birey olarak görmüyor. Ve topluma da bunun mesajını veriyor.”

Ülkede gelinen noktada önleyici tedbirlerin ve yasaların hakkıyla uygulanmaması sebebiyle kadınların adalete güveninin kalmadı. Yapılan takdiri indirimlerle yasalar caydırıcılıktan uzak kalıyor. Katillerin adaletten çekincesi, kadınlarınsa adalete güveni kalmadı. Burada yetkili kılınan mahkemenin kararı, emsal olacağı için çok önemlidir. Kadınlar için, kadınların adalete güveni ve katillerin adaletten çekinmesi için önemlidir.”

TAKDİR İNDİRİMİ DUYMAK İSTEMİYORUZ, CEZALAR CAYDIRI OLMALI

“Kadınların hayatının içeride yatılacak birkaç yıldan ibaret görüldüğü bu zamanlarda, mahkemelerden artık takdiri indirimler duymak istemiyoruz. Hukukun uygulanmasını, cezaların caydırıcı olmasını istiyoruz. Katillerin kıskandım, yan baktı, namusumu korudum savunmalarının indirim sebebi olmasını istemiyoruz. Adalet istiyoruz. Bizler artık, hayatımıza ilişkin kararları reislerden, kocalardan, sevgililerden duymak istemiyoruz. Kadınlara sahip çıkılmasını değil, varlığımıza saygı duyulmasını istiyoruz. Özgür olmak istiyoruz. Kadınlar, oy kaygısıyla yaşam haklarının görmezden gelinmesini istemiyor. Görünmek istiyor. Biz öldürülmek istemiyoruz. Yaşamak istiyoruz. Her bir kadının yaşam güvencesi sağlanana kadar da mücadelemize devam edeceğiz.”

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Azize’yi geri getirmeyecek ama emsal olması için en ağır ceza verilmeli

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir