2021’de sevdiklerimizin sağlıcakla pandemi tehdidinden kurtulmasını, zehircilerin Bartın’dan uzakta, kentimizin doğasının, kültürel ve tarihi değerlerinin zarar görmediği, Bartınlıların bugüne ve geleceğe dair söz hakkına kavuştuğu özgür mutlu günler geçirmesini dilerim.
Bartın’ın Sakini değil Sahibiyiz
BartınStar’daki ilk yazımda “Bartın’ın sakini değil sahibiyiz” demiş, Bartın halkının, Bartın’ın doğasını, ormanı, ırmağı, denizi ilgilendiren tüm kararlarda söz hakkı olması gerektiğini belirtmiştim. Kentin sahibi olmanın verdiği söz hakkının ve çok sesliliğin ancak Kent Konseyi’nin çalışır duruma getirilmesiyle mümkün olabileceğini hatırlatmıştım. Başta Bartın Belediye Başkanı olmak üzere bütün yerel yöneticileri göreve çağırmıştım.
2021’de Bartın Kent Konseyi Kurulsun
Ancak o günden beri ve hatta son on yıllardır kenti yönetenler, Kent Konseyi’nin kurulmasına yönelik herhangi bir girişimde bulunmadı, Kent Konseyi’ni unuttu. Oysa Kent Konseyleri 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 26313 sayılı Kent Konseyi Yönetmeliği’ne dayanarak kurulması beklenen yapılardır. Yerel yönetim unsurlarına Kent Konseylerini hayata geçirmesi yükümlülüğü verilmiştir. Ancak yasal yükümlülüğe ve Bartın halkının talebine rağmen Kent Konseyi sorununa dair hiçbir girişim yok. Bartın halkının demokratik süreçlere katılmasına olanak sağlayan, hemşerilik hukukunu ve ortak yaşam bilincini geliştiren Kent Konseyi girişimi talebi hala her nedense göz ardı ediliyor.
Bartın halkının demokratik karar süreçlerine katılma talebi bir an önce cevaplanmalıdır. Bartın’ın bugününü ve geleceğini şekillendiren kararlarda kent halkının görüşü alınmalıdır. Kent Konseyi; Çevre, Kadın, Çocuk, Gençlik ve Engelli meclisleri ve Mahalle Meclisleri derhal oluşturulmalıdır.
Bartın’ın sahibi Bartın halkıdır, yerel yöneticiler, siyasetçiler, seçilmişler veya atanmışlar değildir. Bartın halkının bulunmadığı, söz hakkı verilmeyen il genel meclisi, belediye meclis gibi salonlarda alınan kararlar halkın gereksinimlerine, taleplerine cevap vermekten çok uzaktır. 2021 yılında artık kentimizde Kent Konseyi Kurulmalı, katılımcı demokrasi hayata geçirilmeli ve Bartın halkının söz hakkı teslim edilmelidir.
Gölbucağı’ndaki Dişbudak Ağaçlar
Gölbucağı’ndaki asırlık dişbudak ağaçların tescillenerek anıt ağaç olarak koruma altına alındığı müjdesini daha önceki yazımda sizlerle paylaşmıştım. Bartın Üniversitesi ve Karabük Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun görüşü ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden gelen 25 Aralık 2020 tarihli resmi yazıyla ağaçlarımız artık güvende. Önümüzdeki günlerde anıt ağaçlar için yapılacak düzenlemeleri hep birlikte takip edeceğiz.
Gölbucağı’ndaki ağaçların tescil başvurusu sürecinde, Bartın’da 14 aday anıt ağaç daha bulunduğundan haberdar olmuştuk. Umarım Gölbucağı girişimi ve kazanımı diğer asırlık ağaçların da tescillenerek koruma altına alınmasına vesile olur. Oldu-bittiye getirilerek asırlık anıt ağacı kesenlerin takipçi olacağız.
Gölbucağı’ndaki iki dişbudak ağaç göstermiştir ki kentimize, ağacımıza, ırmağımıza sahip çıktığımız sürece, dayanışmayı güçlendirdiğimiz ve mücadeleye devam ettiğimiz sürece her şey mümkün. Bugün iki ağaç yarın tüm Bartın…
Bilirkişi; “taşınmaz kültür varlığı ve mimari miras”
Yıkılan tarihi Bartın Endüstri Meslek Lisesi meselesindeki gelişmeyi sizlerle paylaşmak isterim. Bildiğiniz üzere tarihi okul binası tüm tepkilere ve itirazlara rağmen yıkılmıştı. Ancak alelacele yapılan yıkım konusunda Ankara Mimarlar Odası’nın hukuki mücadelesi sürüyor. Mimarlar Odası, Karabük Kültür Varlıkları Kurulunun okul binasının yıkılmasına neden olan kararını -mimari mirası koruma- amacıyla yargıya taşımıştı. Dava Zonguldak İdare Mahkemesinde görülüyor. Ankara Mimarlar Odası’nın talebiyle bilirkişi heyeti bir rapor hazırladı, rapor mahkemeye sunuldu. Bartın Endüstri meslek Lisesi binası için hazırlanan raporda; tarihi okul binasının mimari bir miras olduğu, 1886 yılında Frengi Hastanesi, 1920’li yıllarda Memleket Hastanesi ardından da Bartın Erkek Sanat Okulu olarak hizmet veren yapının “taşınmaz kültür varlığı ve mimari miras” olduğu belirtildi. Yıkılan yapının Bartın’ın kent hafızasında üstlendiği misyonla yeri doldurulamaz bir manevi kültürel sosyal ve ekonomik değer olduğu vurgulandı. Bilirkişi raporunun Zonguldak İdare Mahkemesi’nin Bartın Endüstri Meslek Lisesi yıkımı davasında vereceği kararı etkilemesi bekleniyor.
Bilirkişi raporu, tarihi yapının yıkılmasına karşı çıkan, yapının Bartın kent tarihinin bir parçası olduğunu söyleyen ve yıkılmak yerine Bartın’a kazandırılmasını dile getirenlerin haklılığını bir kez daha onaylamıştır.
Yazının başlangıcında bahsettiğim gibi bu kentin tarihini, doğasını, kent yaşamını ilgilendiren konularda Bartın halkı söz sahibidir. Bu hak, bir an önce teslim edilmeli ve Kent Konseyi hayata geçirilmelidir.
2021 yılında Bartın için, geleceğimiz için, kentimiz için mücadeleye devam.