1. Haberler
  2. TARİH
  3. Ertuğrul Fırkateyni’nden kurtulan Bartınlı askerler

Ertuğrul Fırkateyni’nden kurtulan Bartınlı askerler

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hikayesi “Ertuğrul 1890” filmiyle beyaz perdeye uyarlanan ve milyonları derinden etkileyen Ertuğrul Fırkateyni’nin trajik öyküsü, Bartın’a uzandı.

609 mürettebattan sadece 69 denizci kurtuldu. Onlardan biri, Bartın’ın Arıt nahiyesinden Emin ağa oğullarından Emin Erkiş… Diğeri ise ise Kurucaşile’nin İlyasgeçiti köyünden Ağvalı oğullarından Ali Özkaya idi. 4 Bartınlı ise şehit düştü.

BARTINSTAR/TARİH

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜN) Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Yücel Namal, Ertuğrul Firkateyni’ndeki Bartınlı denizcilerin öyküsünü çıkardı. İşte her satırı sarsıcı, her satırı tarih kokan müthiş hikaye:

PROF.DR. YÜCEL NAMAL’IN KALEMİNDEN;
Ertuğrul Fırkateyni ve Bartınlı Askerler

1887 tarihinde İstanbul’a Japon İmparatorunun akrabası Prens Komatsu ziyarette bulunmuştur. Sultan II. Abdülhamid; bu ziyaretin ardından Japonya’ya bir heyet gönderilerek iade-i ziyaret yapılmasını emretmişti. Bu ziyaret için İstanbul tersanelerinde yapılan hem yelken hem de makine ile hareket eden Ertuğrul Fırkateyni seçildi. Gemi, Sultan II. Abdülhamid’den Japon İmparatoruna mücevherli imtiyaz nişanı ve diğer hediyeleri götürecekti. Bunun üzerine hazırlanan Ertuğrul Fırkateyni, Temmuz 1889’da İstanbul’dan yola çıktı. Gemide özel olarak seçilen 56’sı subay toplam 609 mürettebat vardı.

Güzergâhı boyunca çeşitli limanlara uğrayarak seyahat ediyordu. Fırkateyn Singapur’a vardığında Kafile Başkanı Albay Osman Bey Amiralliğe terfi ettirildi. Kafile, uğradığı ülkelerin halkları ve Müslümanlar tarafından görkemli sevgi gösterileriyle karşılanıyor, gemiyi kimi zaman binlerce kişiden oluşan gruplar ziyaret ediyordu. Gemi, Sultan II. Abdülhamid’den Japon İmparatoruna mücevherli imtiyaz nişanı ve diğer hediyeleri götürecekti. Gemi, 11 ay sonra 7 Haziran 1890 tarihinde Japonya’nın Yokohama Limanına vardı.

Japon İmparatoru, Türk amiralini ve heyetini görkemli bir şekilde karşıladı. Şehir halkı Türk amiralinin saray arabası ile İmparatorun yanına gidişini sevgi gösterileriyle takip etti.

GEMİDEKİ BARTINLI 6 ASKERLERİN İSİMLERİ

Uzun süren yol boyunca birçok aksilik çıkmış, bir şekilde sorunlar çözülerek Japonya’ya varılmıştı. Ancak sorunlar burada da askerlerimizin peşini bırakmadı. İlk önce gemide kolera hastalığı baş göstermişti. Gemi, derhal Nagaura tahaffuzhanesine götürülerek burada karantinaya alındı. Gemi, otuz üç gün karantinaya alınmıştı. Hastalığa gemide 35 kişi yakalanmış ve 12 kişi ise hayatını kaybetmiştir. Bu sebeple heyetimiz bir an önce daha personelin hastalanmaması ve kayıp verilmemesi için yola çıktı.

Yola çıkılacağı gün Japon Bahriyesinin tayfun uyarısına rağmen, Ertuğrul Fırkateyni planlandığı gibi 15 Eylül 1890 tarihinde Yokohama Limanı’ndan ayrıldı. Kushimoto açıklarında tayfuna yakalanan Ertuğrul Fırkateyni 16 Eylül 1890’da kayalara çarparak battı. Kazadan sadece 69 denizci kurtulabildi, Amiral Osman Bey de dâhil diğer mürettebat hayatını kaybetti.

Osmanlı coğrafyasının her köşesinden vatan evladının bulunduğu Ertuğrul Fırkateyn’nin batmasıyla 3 Amasralı ve 3 Bartınlı şehit yer almaktadır. Ertuğrul Fırkateyninde bulunan askerler şunlardır:

  • Molla Hüseyin oğullarından Ali oğlu Şaban, Şeyh oğullarından Süleyman oğlu Şaban, Bayram oğullarından Hasan oğlu İbrahim, Amasra’dan Ahmet oğullarından Mehmet oğlu Hasan, Amasra’dan Meyrioğullarından Ali oğlu Mehmet, Arıt Yeniköy’den Eminağaoğullarından Ahmet Erkiş ve Kurucaşile İlyasgeçidi köyünden Ağvalıoğlu Ali Özkaya.

SAĞ KALANLARIN İZİ BARTIN’DA BULUNDU

Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında 22 Ekim 1936’da başlayıp, 3 Haziran 1937 yılında bitirilerek açılışı yapılan Japonya’nın Oshima adasına bir anıt diktirdi. Bu doğrultuda ülkede faciadan kurtulduktan sonra sağ kalan olup olmadığıyla ilgili bir araştırma başlatıldı. Amaç açılan anıt dolayısıyla madalya vermek ve bu olayı anlatan kitaptan hediye etmekti. Uzun uğraşları sonucunda Bartın’da iki kişiye ulaşıldı. Bunlardan biri Bartın’ın Arıt nahiyesinden Emin ağa oğullarından Emin Erkiş’tir. Emin Erkiş, gemide birinci bölükte bölük emini olarak görev yapmaktaydı. Diğer kişi ise Kurucaşile’nin İlyasgeçiti köyünden Ağvalı oğullarından Ali Özkaya idi.

Bu iki kişiye ulaşılarak ikisiyle de röportaj yapılmıştır. Bunun yanında bu kişilerin gümüş madalya, madalya beratı ve terhis tezkereleri fotoğraflanarak Ankara’ya gönderilmiştir. Ahmet Erkiş varlıklı biri iken Ali Özkaya ise rençberlik yapan yoksul birisiydi. Ahmet Erkiş’in okuma yazması olup, Ali Özkaya’nın ise okuma yazması bulunmuyordu. Ali Özkaya 1937 yılında verdiği röportajda kurtulanlardan birinin de Safranbolu’da yaşadığını, yakın zamana kadar sağ olduğunu söylemiştir. Ahmet Erkiş ile yapılan röportajın bir kısmı şöyledir:

Resimaltı: Arıtlı Emin ağa oğullarından Emin Erkiş’in anlattıkları, Bartın Gazetesi’nin 2/9 Eylül 1937 sayılı nüshalarında yer aldı.  Erkiş’in olay gününü anlatırken “Allah’ım canımı çabuk al” diye yakarışları dikkat çekici.

İŞTE O ROPORTAJ: GEMİNİN ALTI CAYIRDADI, KAYAYA VURDU

Fırtınanın ortasında kaldıkları anı anlatırken: “Geminin altı bir kere cayıradı. Kayaya, döküğe vurdu. Yirmi dört ocak kazan vardı. Buğu biyol askerin olduğu yere doğru yürüdü. Asker boğulacak. Geminin altı boyna cayırayor, herkes kendi canınıy derdine düşmüş. Direkler üzerime devrildi, bende direkle beraber suya düştüm. Karanlıklar içinde etrafımdakilerin mıkır mıkır can çekişmelerini duyuyordum. Allah’ım canımı çabuk al diye yalvarıyordum. Bir ara başımın üstünü ağaçlar (muhtemel ki gemi enkazı) örttü, bu durumdan çabalayarak kurtuldum, o sırada öteden bir ses geldi: “Hey arkadaş, din gardaşı!” diye. Ses verdim, yanıma geldi, Kurucaşileli bir askermiş. İlyasgeçiti köyünden Ağvalı oğlu Ali, hala sağ, bazı bana misafir olur”.

“Kazada bacağım kırıldı. Kazadan sonra bacağımı kesecek oldular Japon doktorlar, razı olmadım. Yetmiş güne yakın hastanede yattım. Sultan Abdülhamid geminin battığı kendisine haber edilince kurtulanlardan askerlere on beşer, zabitlere de ellişer altın ikramiye verilmesini irade etmiş. Bunları bize Japon parası olarak verdiler.

Döndükten sonra, terhisime beş ay kalmıştı. Arzuhal verdim, “Allah bizi bağışladı, geri kalan hizmetimizi de siz bağışlayın” diye, kabasakal bir serasker vardı, kabul etmedi. Sultan Hamid bize sadakat ve şecaat madalyası verdi. Rütbem artırıldı, bölük emini iken serdümen yapıldım.’’

Anlatılanlar, sonrasında Ali Özkaya ile yapılan röportajla da kıyaslandığında ufak tefek detaylar haricinde birbiriyle uyuştuğunu görmekteyiz. Bu üzücü olay Türk-Japon dostluk ve ilişkilerinin sarsılmaz bir zeminde gelişip büyümesine vesile olmuştur. Şehitlerimiz için ilk anıt Japonlar tarafından 1891’de dikilmiştir. Bu vesileyle öncelikle Ertuğrul Fırkateyninde şehit olan askerlerimize ve kazadan gazi olarak kurtulan iki Bartınlı askerimize Allahtan rahmet diliyoruz.

Ertuğrul Fırkateyni’nin hüzünlü öyküsü, Türk ve Japon dostluğunun en önemli simgelerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Türkiye ile Japonya arasındaki dostluğun pekişmesinde büyük rol oynayan tarihi olayın anlatıldığı olay, 2017’de “Ertuğrul 1890” adıyla beyaz perdeye aktarılmış ve iki ülkede milyonlar tarafından tutkuyla izlenmişti.

 

10
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
hasta
Hasta
Ertuğrul Fırkateyni’nden kurtulan Bartınlı askerler
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir