Pandemi sürecinde Gölbucağı mahallesinde asırlık bir ağaç Bartın Belediyesi tarafından yok edilmişti. Sivil toplum örgütleri ve Bartınlılarla birlikte geride kalan üç asırlık ağacın kesilmesini engellemiş ve bu asırlık ağaçların tescillenerek koruma altına alınması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurmuştuk. Bakanlıktan gelen bilgilendirme yazısıyla Bartın Üniversitesinden bir bilirkişi heyetinin göreve çağrıldığını öğrenmiştik. Müjdeler olsun ki akademisyenlerden oluşan bilirkişi heyeti incelemelerini tamamlamış ve üç ağacın da “anıt ağaç” olarak tescillenmesine karar vermiş. Üç asırlık ağacımızın kurtulması ve gelecek nesillere armağan edilebilmesi sebebiyle çok mutluyuz. Öte yandan yok edilen anıt ağaçla ilgili yasal süreçleri takip etmeye devam edeceğiz.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıkları Koruma Müdürlüğünden aldığımız bilgiye göre Bartın’da yirmiye yakın ağaç, anıt ağaç olarak tescillenmek üzere aday ağaç listesinde yer alıyor. Bartınımızın değeri olan bu ağaçlarımızın da bilirkişiler tarafından incelenerek anıt ağaç olarak tescillenmesini ve koruma altına alınmasını bekliyoruz.
Bartın Irmağı havzasında ormanı yok eden taşocakları, Bartın Kent Ormanın da süren ağaç kesimleri, Ulus ormanlarında yaşanan sorunları ve Bartın’ı çoraklaştıran tüm tehditleri takip ediyoruz. Bartın yeşiliyle, ağacıyla, ormanı, denizi ve ırmağıyla güzel.
ODTÜ ve Bartın Irmağı
Bartın ve ağaç deyince bir Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve Bartın Irmağı’nın yollarının kesiştiği bir anımı paylaşmak isterim. 2014 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi ODTÜ arazisi üzerine bulvar inşa etmek istiyordu. Söz konusu bulvarın inşaatı; kente soluk veren, 700 bitki türünü barındıran karaçam, toros sediri, alıç, ahlat, badem, mahlep gibi bazısı endemik beş bin ağacın yok edilmesine neden olacaktı. Bu nedenle başta ODTÜlüler olmak üzere Ankaralılar ağaç kıyımına karşı protestolar, eylemler yapmıştı. Ancak halkın tepkisine kulak asmayan bir belediye başkanı, gece yarısı dozerlerle ODTÜ’ye girerek beş bin ağacı yok etmişti. Bildiğiniz üzere yaptığı ağaç katliamıyla ‘övünen’ malum başkan kısa bir süre sonra görevden alınmıştı.
Her neyse… O dönemde ODTÜ ormanını korumak için ODTÜ Kimya Bölümü öğretim üyeleri İnci ve Ali Gökmen hocalarla birlikte mücadele etmiştik. Bu süreçteki sohbetlerimizden birinde Bartınlı olduğumdan bahsetmiştim. Bartın konusunun açılması üzerine İnci ve Ali hocalarım heyecanla öğrencilik yıllarında Bartın’ı ziyaret ettiklerini, Bartın Irmağı’nın kıyılarını gezdiklerini ve doğanın güzelliğini hiç unutamadıklarına anlatmıştı. Ve gururla Bartın ırmağı kıyısından aldıkları fidanları Ankara’ya taşıyarak ODTÜ arazisini ağaçlandırma seferberliğine katkıda bulunduklarını anlatmışlardı. Bartın Irmağı kıyısından aldıkları kestane ve çınar fidanlarının Eskişehir yolunda bulunan ODTÜ A1 ana kapısında yeşerdiğini paylaşmışlardı. Bir zamanlar çorak olan bölge, Bartın’ın fidanlarıyla yeşillenmiş güzelleşmiş. Ne zaman ODTÜ’nün önünden geçsem Bartın’ı, Bartın Irmağı’nı anmışımdır. Ağacın nasıl bir mucize olduğunu, bulunduğu yeri cennete çevirdiğini düşünmüşümdür.
Memleketimizde ağaca güzellemeler yapılsa da ağaç daha çok talan girişimlerinde “ilk yok edilecek” unsur. Yeşilin, ormanın, ağacın pekte sevilmediği, yerine betona sevdalı bir anlayışın hüküm sürdüğü dönemdeyiz.
Bartın’ın fidanları Ankara’da ODTÜ kampüsünde yeşerirken ve gelecek nesillere armağan edilmişken bizler de Bartın’ın ağacına, ormanına, ırmağına, denizine sahip çıkmakta daha ısrarcı olmalıyız. Bir ağaç üç ağaç demeden ağacımızı, ormanımızı ve doğamızın her parçasını sevmeli, cennetimizi korumalıyız. Çünkü gelecek de “rahat da ağacın altındadır.”
Bir servi dedi ki bana;
“Rahat benim altımdadır.
Başını vurma dört yana,
Rahat benim altımdadır.
Çok koşup çok yorulmuşsun,
Yollarda yalnız kalmışsın,
Güvenip bana gelmişsin,
Rahat benim altımdadır.
Sana kökümde yer versem
Gölgemi üstüne gersem…
Hey rahat isteyen sersem!
Rahat benim altımdadır.
Serin serin uzanırsın,
Çiçeklerle bezenirsin,
Yat burada, kazanırsın,
Rahat benim altımdadır.
Yârin de gezer dolaşır,
Bir gün buraya ulaşır;
Hasretler burda buluşur,
Rahat benim altımdadır.”
Sabahattin Ali
