15 Temmuz ihanet kalkışması, Anadolu’nun pek çok kentinde de taşları yerinden oynattı.
Ancak kimileri de bu durumu fırsata çevirme kurnazlığına kaçtı.
Bartın’da da bir şekilde siyasetin içinde yer alan, partisi içinde yükselmek, aday olmak isteyenler dönem dönem rakiplerini FETÖ’cülükle suçlayarak kendilerine alan açmaya çalıştı.
Adam satma, kaypaklık, iki yüzlülük… Adına ne derseniz deyin, siyasetin insanlara neler yaptırdığının en çarpıcı örneklerinden biri yakın tarihte yaşandı.
Şehrimizde siyasi kariyer edinmek isteyen kurnaz bir siyasetçi de bu yolu tercih etti.
Ancak bunu yüksek sesle dillendirecek kadar cesareti yoktu.
Bu yüzden kullanışlı birilerini aradı. Birini denedi, olmadı. Başkasını denedi başaramadı.
Ama sonuncu denemede çok da itibarlı olmayan bir kalem bulmayı başardı.
Fotoğraflar, mailler uçuştu…
Saha ve zemin şartları oldukça müsaitti. Rüzgar estikçe bizim kurnaz siyasetçi iştahlanıyor, avuçlarını ovuşturuyordu.
Kendinden o kadar emindi ki, bu hamlenin geri tepebileceği aklına bile gelmiyordu. Sosyal medyadan habire bir bombardıman…
Önemli makamdaki siyasetçi durumdan kuşkusuz çok rahatsız oldu. Peki bunca iştahla işin peşini süren kim ya da kimlerdi.
Siyasetçi Ankara’daki etkili ilişkilerini kullanarak kuşkulandığı isimlerin şifrelerini kırdırdı, mail trafiğine ulaştı. Sonucu gördüğünde hem şaşırdı hem de öfkelendi. Çünkü ithamlar ne muhalefetten ne de şehirli hasımlarından geliyordu…
Kurşun en yakınlardan, hatta parti içindendi.
Yüzyılın en büyük ihanet şebekesinin üyesi olmakla suçlanmak kadar ağır daha ne olabilirdi ki…
Mazbut siyasetçi ise durumu öğrenmesine rağmen sesini çıkarmadı. Ama dikkatle bir kenara durumu not etti.
İhtiraslı siyasetçi ise tüm denemelerine rağmen başarılı olamadı.
Aradan zaman geçti. Jurnalci siyasetçi baktı olmuyor, hedefine ulaşabilmek için bu sefer ihbar ettiği siyasetçiye şirin gözükmek için kırk takla atmaya başladı.
Hedefe ulaşmakta her yol mübahtı.
Kim bilir, belki de açığa çıkmış olmanın derin endişesini taşıyordur.
74medya/KULİS