Ulus’un manevi mimarları; İbrahim Hamdi Efendi ve Talat Mümtaz Yaman

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
bartinstar

Tarih öğretmeni Kastamonulu Talat Mümtaz Yaman, yıllarca incelediği Atlas’ın ne kadar önemli bir eser olduğunu keşfedecek ve 1935’li yıllarda Atlas’a ilişkin yazdığı yazılarla bu bilgileri dünya ve Türk tarih arşivinde yer almasını sağlayacaktı.

Talat Mümtaz’a göre İbrahim Hamdi Efendi, Atlas adlı eseri ile Osmanlı coğrafya yazarları Evliya Çelebi ve Katip Çelebi’den sonra literatüre girmesi gereken çok iyi yetişmiş bir Osmanlı dönemi seyyahıydı. Ve bıraktığı eser, incelenmesi durumunda bugün bile çok önemli bilgiler sunuyor.

BARTINSTAR/HAZIRLAYAN: SATI LÜTFİ OKÇU

ULUS İLÇE HALKIMIZ İÇİN ÖNEMLİ VE BİLİNMESİ GEREKEN BİR ŞAHSİYET ULUS’UN MANEVİ MİMARLARI : OSMANLI COĞRAFYACI YAZAR ULUSLU İBRAHİM HAMDİ EFENDİ VE TALAT MÜMTAZ YAMAN

ABDURRAHMAN PAŞA LİSESİ MÜDÜRÜ – TARİH ÖĞRETMENİ – ARAŞTIRMACI – YAZAR

1904 yılında Kastamonu’da doğan Talat Mümtaz’ın Babası Ali Bey, annesi ise Emine Hanım’dır.

bartinstar

İlk ve orta öğrenimini Kastamonu’da yapan Talat Mümtaz, Kastamonu Öğretmen Okulu’nu bitirmiş, İlk vazifesi olarak Daday’da bir ilkokula öğretmen olarak atanmış, sonra Kastamonu’ya tayin edilmiştir. Bu dönemde Doğruluk gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğüne getirilmiştir. Aynı zamanda Vakit gazetesinin Kastamonu Muhabirliği de yapan Talat Mümtaz, gazetenin idaresini aldıktan sonra Açıksöz gazetesiyle mücadeleye girişmiştir.

Zeki, ateşli ve kalemi kuvvetli CHP taraftarı bir genç olan Talat Mümtaz, Doğruluk gazetesindeki  imzasız yazılarına devam ettiği gibi, “Kastamonu Tarihindeki Yapraklar”, “Kastamonu Ahval-i Tarihiyesi” gibi araştırma yazılarını da yayınlamıştır (Demircioğlu, 1973).

Talat Mümtaz Yaman ayrıca, Milli Mücadeleden kapanışına kadar geçen zaman içinde, Kuvayı Milliye’nin ilk çıkışından İstiklal Harbinin sonuna kadar sinesinde topladığı çok kıymetli ve çok bilgili yazarlar sayesinde Şimali Anadolu’nun bir fikir ve inkılap kaynağı olan Açıksöz gazetesinde de yazılar yazmıştır (Demircioğlu, 1973).

Yükseköğrenimini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nde tamamlayan Talat Mümtaz, Kastamonu Sanat Okulu’na Tarih Öğretmeni olarak atanmıştır. Talat Mümtaz, daha sonra Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü’ne tayin edilmiş, oradan da Hatay Milli Eğitim Müdürlüğüne atanmış, ardından Zonguldak Milli Eğitim Müdürlüğü yapmıştır.

Yurdun dört bir yanında görev yaptıktan sonra Kastamonu’ya dönmüş ve Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi Müdürlüğü’ne tayin edilmiştir (Tan ve Tan, 2004). 1950 seçimleri propaganda çalışmaları sırasında, konuşma yapmak maksadıyla Kastamonu’ya gelen Başbakan Şemsettin Günaltay’ı karşılamak üzere, Kastamonu Valisinin emri ile öğrencilerle Olukbaşı’na çıkmıştır. Ancak seçimler sonucu CHP iktidarı kaybedince, Milli Eğitim Müdürü  tarafından görevden alınıp Afyon Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin edilmiştir. Görevine gitmeyen Talat Mümtaz, emekliliğini istemiştir.

Emeklilik sonrası ticari hayata atılan Talat Mümtaz, ticari hayatında da memuriyette olduğu gibi üstün başarı göstermiş; birçok şirket kurmuş, yöneticiliğini yürütmüştür (Tan ve Tan, 2004). Kamu hizmeti ile geçen onca yılın ardından başlayan ve başarılı bir şekilde süren ticari hayatı onun, girdiği her alanda başarıya ulaşabilecek bir kabiliyetinin olduğunu kanıtlamaktadır.

Talat Mümtaz, Halk Bilgisi Derneği ve Halkevleri dönemlerinde çok iyi bir folklor derlemeci ve araştırmacısıydı. Kastamonu tarihi ve Türk kültürüyle ilgili birçok eser vermiştir. Ticarete atıldıktan sonra işlerinin çokluğu sebebiyle Kastamonu kültür hayatıyla eskisi kadar ilgilenememiş, İstanbul’da şirketlerinin işlerini takip etmiştir.


Talat Mümtaz, 26 Nisan 1975 tarihinde Abdurrahman Paşa Lisesi’nin düzenlediği mezunlar gününde kalp krizi geçirerek vefat etmiştir (Milliyet, 28. 4. 1975).

Kitapları:

  • Kastamonu Halk İnanmaları, Bürhanettin Basımevi, İstanbul, 1934, 64 sayfa.
  • Kastamonulu Âşık Kemali 1 , Vilayet Basımevi, Kastamonu, 1935, 62 sayfa.
  • Kastamonu Tarihi (XV. Asrın Sonlarına Kadar)2 , Ahmet İhsan Basımevi, İstanbul, 1935, 172 sayfa.
  • Kastamonu’da Toplanmış Maniler, İl Basımevi, Kastamonu, 1936, 98 sayfa.
  • Cihannüma’nın İlaveli Bir Nüshası, Nadir Kitap, Ankara, 1940, 28 sayfa.

Makaleleri:

  • “Sepetçioğlu Raksı Nasıl Oynanır?”, Hilal-i Ahmer Gazetesi, 01.06.1923.
  • “Anadolu Raksları”, Milli Mecmua, C. 10, S. 111, 6/1928, 1791-1792.
  • “Kastamonu’da Çocuklara ve Çocukluğa Müteallik Adet ve İtikatlar”, Halk Bilgisi Haberleri, I. Yıl, S. 2/1930, 51-53.
  • “Kastamonu’da Keklik, Katır, Yemişen Ağacına Dair Halk İtikatları”, Halk Bilgisi Haberleri, I. Yıl, S. 8/1930, 161.
  • “Kastamonu Adetleri”, Halk Bilgisi Haberleri, II. Yıl, S. 11/1930, 9-11.
  • “Kastamonu Çocuk Oyunlarında Sayılar”, Halk Bilgisi Haberleri, Halk Bilgisi Haberleri, II. Yıl, S. 5/1931, 157-160.
  • “Kastamonu Köylerinde Kullanılan Eve, Tarlaya, Eşyaya Ait Sözler”, Halk Bilgisi Haberleri, II. Yıl, S. 21-22, 4-51, 1933, 185-188.
  • “Kastamonu’da Halk İnanmaları”, Halk Bilgisi Haberleri, III. Yıl, S. 34, 3/1934, 283-289; IV. Yıl, S. 45, 2/1935, 200-202.
  • “Kutşeyh”, Halk Bilgisi Haberleri, IV. Yıl, S. 39, 8/1934, 56-57

KASTAMONU TARİHİ:

Kastamonu Tarihi ile ilgili yazılmış ilk ve en önemli eserlerden biridir. Talat Mümtaz bu eseri yazarken tetkik edilmesi gereken bütün vesikaları araştırmış, bütün Kastamonu’yu karış karış dolaşarak Kastamonu tarihini aydınlatmaya yarayacak en küçük eserler üzerinde bile saatlerce durmuş, vasıflarını tespit etmiş ve fotoğraflarını kendisi çekmiştir. Ayrıca, şimdiye kadar Kastamonu hakkında gerek Doğu ve gerekse Batı dilleri ile yazılmış eserlerin hemen pek çoğunu gözden geçirmiştir. Bundan başka Kastamonu tarihi ile ilgili olan kısımların hiç birisini kaçırmamış ve bu suretle kitabın noksan kalmamasını temine çalışmıştır. Talat Mümtaz bu eserinde, Kastamonu’nun ilk sakinlerinden itibaren, Osmanlıların eline geçmesine kadar olan vakaları yazmıştır. (Yaman, 1935)

PAFLAGONYA’NIN İLK MERKEZİ ULUS

Talat Mümtaz Yaman büyük emekler ile hazırladığı ve 1935 yılında Ahmet İhsan Matbaasında basılan “Kastamonu Tarihi” adlı eserinin 28. sayfasında “Bugün, Safranbolu’ya tabi, Ulus adını taşıyan yerde ki eski eserlere bakılırsa, Paflagonyanın ilk merkezinin Ulus olduğuna muhakkak nazarı ile bakmak lazımdır” diyerek Küre Dağları Milli Parkı sıcak noktasında ve Ulus İlçemiz sınırları içinde bulunan “Odalar Yanı, Gâvur Pazarı ve Uzun Çarşı”yı işaret etmektedir.

Şimdiye kadar Kastamonu tarihine ilişkin çeşitli ve teferruatlı çalışmalar, gerek akademik camiada, gerekse bu işe meraklı araştırmacılar tarafından yapılmıştır. Bu çalışmaların özellikle son yıllarda arttığı bir vakıadır. Kastamonu kent tarihine ilişkin yeni belgeler bulundukça ve yapılan arkeolojik kazılar neticesinde ortaya çıkarılan yeni obje ve yerleşim kültürleri de bu tarih yazımını devam ettirecektir. Türkiye’de özellikle kent tarihi çalışmaları son yıllarda hızlı bir artış göstermiş ve her kent gibi Kastamonu tarihi üzerine de bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Bu bağlamda, Cumhuriyet döneminde geniş ve kapsamlı bir Kastamonu tarihini yazmayı başaran ve kendisi de Kastamonulu olan Talat Mümtaz (Yaman) üzerinde durulmaya değer bir şahsiyettir. Onun, özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında Kastamonu’da çıkan Doğruluk gazetesinde, Kastamonu tarihine ilişkin yazı dizisi, kent tarihi yazımı için incelenmesi gereken mühim bir çalışmadır. Yine onun Paflagonya adlı eseri de bu alanda kaleme alınmış en önemli çalışmalardan birisi olup başucu kaynağıdır.

ANTİK ÇAĞLARDAN OSMANLI DÖNEMİNE KASTAMONU TARİHİ

Eğitimcilik ve idarecilik geçmişine sahip bulunan Talat Mümtaz, aynı zamanda bir tarihçidir. Kastamonu tarihi ve Türk kültürüyle ilgili birçok eseri de bulunan Talat Mümtaz, çok iyi bir folklor derlemeci ve araştırmacısıydı. Memuriyet hayatından sonra ticarete atılmış ve bu alanda da oldukça başarılı olmuştur. Kastamonu’nun günlük yerel gazetesi Doğruluk‘ta, 1930-1931 yılları arasında sıralı yazı dizisi şeklinde Kastamonu kent tarihi hakkında yazılar yazan Talat Mümtaz, bu konu hakkında diğer yerel gazetelerden farklı bir yol izlemiştir. Çünkü kent tarihi konusunu ele alan sadece kendisidir. Yazıları içerik olarak genel itibariyle Kastamonu’nun, Antik Çağdan başlayan ve Osmanlı’ya kadar uzanan tarihiyle ilgilidir. Yazılarda ara ara kopukluklar ve tarihi hatalar olsa da inceleme neticesinde bunların çoğunluğunun teknik hatalardan kaynaklandığı görülecektir. Yazıların ekserisinde kaynak göstermeyen yazar, bazı konular hakkında metin içinde kaynaklara birkaç defa atıfta bulunup konuyu kapatmıştır ki bu yönüyle eleştiriye açıktır. Fakat bunu da dönemin teknik eksikliklerinde aramak daha uygun olacaktır. Yazıları dil yönünden değerlendirecek olursak, ağır süslü bir anlatım yoktur. O dönemde okuma yazma bilenlerin ve biraz tarihi altyapıya sahip olanların kolayca anlayabileceği bir üslup kullanmıştır. Aslında yazıları, dil ve muhteva yönünden eleştirmek isteyenlere verilecek en güzel cevap; harf inkılabından sadece iki yıl sonra, kırsal bir bölgede çıkan herhangi bir yerel gazetede Latin Harfleri esas alınarak bir tarih yazmak elbette ki hem yazan için hem de teknik altyapı bakımından kolay olmayacağıdır. Bu bağlamda, herhangi birisinin, herhangi bir yerde, kültür adına bir şeyler yapmaya çalışması, Türk milletinin aydınlanmasına katkıda bulunması, elbette ki büyük bir iştir.

TALAT MÜMTAZ YAMAN’IN ULUSLU İBRAHİM HAMDİ EFENDİ’NİN ESERİ “ATLAS” İLE TANIŞMASI:

1680-1762 yılları arasında yaşamış, Bartın İli Ulus İlçesi Yeniköy Küçük Anduz Mahallesi doğumlu Osmanlı Coğrafya bilgini olan İbrahim Hamdi Efendi’nin babası Seyyid Bayram Çelebi tımarlı sipahi olduğu için çok zaman Rumeli memleketlerinde hayatını geçirmiştir.

1729-1750 yılları arasında Atlas adıyla 2 ciltlik coğrafya eserini yazmış ve daha sonra yaptığı ilavelerle eserini genişletmiştir. Seyyid İbrahim Hamdi Efendi, Atlas adlı eserinin 1. Cildinde kendi doğduğu köy, çevresi ve ailesi hakkında çok geniş bilgilerin yanı sıra Anadolu şehirleri hakkında da bilgi vermektedir.

Uluslu İbrahim Hamdi Efendi’nin günümüze ulaşan Atlas adlı eserinden ilk defa bahseden ve ondan bir kısmı yayınlayan Ahmed Tevhid Ulusoy’dur (1868-1940). Onu takiben Bursalı Mehmet Tahir Bey (1861-1925), 1914 yılında yazdığı ‘Osmanlı Müellifleri (Osmanlı Dönemi Yazarları)’ kitabında dipnot olarak İbrahim Hamdi Efendiyi coğrafyacı ve Atlas adlı eseri yazan kişi olarak tanıtmıştır. Zaten eseri tam olarak gören yegâne kişinin Tahir Bey olduğu anlaşılmaktadır.

Uluslu Es-Seyyid İbrahim Hamdi Efendi’nin 1729 – 1750 yılları arasında yazdığı “ATLAS” adlı eserin Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Eserler Kurumunda bulunan 2. Cildinin orijinal kapak görüntüsüdür. Eser hakkında çok kapsamlı bir çalışma olmayıp 2019 yılında “Bartınlı İbrahim Efendi’nin Atlas’ında Rumeli” adlı Yüksek Lisans Tezi 174b ve 284b arasındaki sayfaları kapsamaktadır. Eserin tümü hakkında detaylı bir çalışma yapılmamıştır.

Kâtip Çelebi’den itibaren başlayan yeni Coğrafya akımının bir sonucu olarak esere Atlas adı verilmiş olması kuvvetli bir ihtimaldir. Esasen Atlas ismini Osmanlı coğrafyacıları, coğrafya manasına karşılık geldiği için kullanmışlardır (Orhonlu, 1964; Çelebi, 2005). Talat Mümtaz Yaman da incelediği nüshanın iç kapağı üzerine bilahare yazıldığı yazının şeklinden anlaşılan ‘Atlas‐ı İbrahim Hamdi Efendi‐ 1163’ şeklinde bir kayıt bulunduğunu belirtmektedir.

TALAT MÜMTAZ “ATLAS”IN 1. CİLDİNİ BARTIN GAZETESİNDE VE DERGİLERDE YAYINLIYOR:

Ahmed Tevhid Ulusoy 1934 yılında hazırlayacağı Kastamonu Tarihi üzerine araştırmalarda bulunmak için Kastamonu’ya gelir. Yöreden ayrılırken, İstanbul’da bir sahaftan aldığını söylediği, İbrahim Hamdi Efendi’ye ait el yazması eseri arkadaşı Talat Mümtaz Yaman’a hediye eder. Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi müdürlerinden Talat Mümtaz Yaman 1935 senesinden itibaren eserin eldeki bu cildi üzerinde geniş incelemelerde bulunur. Yaman, elindeki nüshayı “başı ve sonu noksan, 346 var(sayfadan) ibaret güzel bir nesih ile 23 satır esasına göre yazılmış” olarak nitelemiştir (Ak, 2006). Eserden ilk bölümler ‘Muhitimize dair 200 yıllık bir coğrafya kitabı’ başlığı altında Bartın Gazetesinde Talat Mümtaz Yaman tarafından yayınlanır (Yaman, 1936). Konya ve havalisi ile ilgili kısmı da ‘200 sene evvel Konya, Uluslu İbrahim Hamdi Efendi’ye göre’ başlığı ile Konya Halk Mecmuasında yayınlanır (Yaman, 1938; Orhonlu, 1964). Daha sonra da eseri ve yazarı elindeki nüshaya dayandırarak tanıtan Yaman, İbrahim Hamdi Efendi’nin memleketi ve civarı hakkında verdiği bilgileri Halkevleri yayını olan Ülkü Dergisi’nde yayınlar (Yaman, 1940). Talat Mümtaz Yaman’ın özel kütüphanesinde bulunan Atlas’ın bu cildi, 1942 senesinde çıkan Kastamonu yangınında evi ve diğer eserleriyle birlikte yanmıştır. Bu ciltten geriye ancak T.M. Yaman’ın Konya ve Ülkü Dergilerinde yayınlamış olduğu kısımlar kalmıştır. Bartın Belediyesi eski başkanlarından Kemal Samancıoğlu’nun (1941) yanı sıra Amasra tarihi ile ilgili araştırmalar yapan Necdet Sakaoğlu da (1987) İbrahim Hamdi Efendi’nin eserinden yararlanarak çeşitli yayınlar yapmıştır. Akademik dünyadan Cengiz Orhonlu (1964, 1971) İbrahim Hamdi Efendi’nin eserini çeşitli yönleri ile değerlendiren makaleler kaleme almıştır. 2005 yılında ise Zafer Çelebi, İbrahim Hamdi Efendi ve eseri ‘Atlas’ hakkında derleyici nitelikte kapsamlı bir eser kaleme almıştır.

Talat Mümtaz Yaman yaptığı değerlendirmesinde, eserin tek ciltten oluştuğunu düşünmüştür. Hatta Bursalı Mehmed Tahir Beyin Osmanlı Müellifleri adlı kitabında ‘İbrahim Hamdi Beyin Atlas adındaki iki ciltten oluşan eseri’ için şu yorumu yapmaktadır: “Kütüphanemdeki nüshadan eserin iki cilt üzerine yazıldığına dair bir durum dikkati çekmemektedir. Eser 712 sayfa gibi kalın bir şey olduğuna göre, ihtimal Tahir Bey’in gördüğü nüshalar iki cilde taksim olmuş olabilir. Fakat bendeki nüshadan bir cilt olduğu anlaşılmaktadır… Zaten Atlas’ın nüshaları pek enderdir ve yalnız bir tanesinin İstanbul kütüphanelerinin birinde olduğunu söyleyenler vardır. Bu eserin iki cild mi, yoksa bir cild mi olduğu hakkında hakiki vaziyeti tespite imkân yoktur.” (Yaman, 1936). İbrahim Hamdi Efendi’nin Atlas adlı eserinden günümüze ulaşan diğer el yazması cilt, Osmanlı alfabesi ve talik hattı ile yazılmıştır. Eser, İstanbul Süleymaniye Kitaplığı Es’ad Efendi kısmında 2044 numara ile kayıtlıdır. 509 yapraktır.

Eserin 446b’den sonra sayfaları Avrupa ülkeleri anlatılmaktadır. Kütüphane fişinde yazarı ve ismi tespit edilemediği için “Genel Coğrafya” olarak isimlendirilerek kayıt altına alınmıştır (Çelebi, 2005). Atlas’ın bu nüshası eserin ikinci cildidir. Bu nüsha müsvedde olarak kaleme alınmış ancak daha sonra temize çekilmemiştir. Müsvedde metinde, bizzat yazar tarafından daha sonra gözden geçirilerek, cümle düşüklüğünü gidermek ve metni tamamlamak üzere sayfa kenarlarına ilaveler yapıldığı görülmektedir.

ll. cildin ilk satırının cümle sonuyla başlaması (“olup lisanların tekellüm iderler”), bu cildin baş tarafının da noksan olabileceği ihtimalini akla getirmektedir (Ak, 2006). Bununla birlikte Bıyık (2016), yaptığı araştırma ile eserin kısmi bir nüshasının İSAM (Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları) Kütüphanesi’nde bulunduğunu tespit etmiştir. Eser, İSAM Osmanlıca Risaleler Kataloğunda ‘Cihannümâ’dan Memleketyn (Besarabya ve Kırım kısmı) başlığı altında sehven Katip Çelebi’nin bir eseri olarak kataloglanmıştır. Eser, 103 sayfadan oluşmaktadır. Bu nüshada Osmanlı Devleti’nin teşkilat yapısı ile ilgili kaidelerin anlatıldığı kısım ile özellikle ‘Memleketeyn’in anlatıldığı bölümün yer alması eserin muhtevasıyla ilgili orijinalliğine vurgu yapar niteliktedir. Öyle ki İbrahim Hamdi ömrünün büyük bir bölümünü geçirdiği ve çok iyi bildiği bu coğrafyayı anlatırken sık sık gözlemlerine yer vermiştir. Bu açıdan eser, Eflak ve Boğdan’ın coğrafyasına ışık tutması yönüyle değerli bilgiler içermektedir (Bıyık, 2016). Bunlar arasında Ankara, Kastamonu, Bolu, Mengen, Devrek, Mudurnu, Safranbolu, Amasra, Bartın, Bursa, Yalova, Niğde, Konya vb sayılabilir.

Uluslu İbrahim Hamdi Efendi, öyle bir zaman diliminde doğmuş ve öyle bir coğrafyada yetişmiştir ki bu zaman dilimi imparatorluğun en çalkantılı dönemlerinden birine rastlamaktadır. II. Viyana Kuşatması sonucunda yaşanan her bozgun arkasında çok büyük acılar bırakmış, bölgede yaşayan halk günden güne toprakların ellerinden gidişine şahit olmuş ve zorunlu göçe tabi tutulmuşlardır. Bütün bu hengâme içinde kendisi de Yanova’dan zorla çıkarılan ve Tımışvar’a göç ettirilen yazar, biriktirdiği birçok anı ile birlikte Osmanlı Rumeli’si ile ilgili olarak kayda değer çok önemli bilgiler aktarmıştır. Özellikle gezmiş olduğu yerlerde yöre halkının örf ve adetleri ile inanç sistemleri konusundaki mâlûmatları dikkat çekicidir. Mesela Bosna bahsinde kendisine anlatılmış olan kuş hadisesi Mezopotamya’dan beri süre gelen mitolojik anlatının değişik formlarla da olsa coğrafyamızda hâlâ devam ediyor oluşunun çok önemli bir örneğidir. Bir diğer örnekte ise günümüzde Bulgaristan sınırları içinde yer alan İslimye şehri ile ilgili verdiği bilgide burada işlenen kebenin boyası için insan idrarına gerek duyulduğunu ve köşe başlarına koyulan fıçılar vasıtasıyla bu idrarın biriktirilerek boyaya karıştırıldığını belirtir. Bu Antik Çağ’dan beri kullanılan bir yöntemdir. Özellikle Romalılar devrinde idrarın ziyan edilmemesi için vergi uygulamasına dahi gidilmiştir. Bu ve buna benzer örnekler 327 devletlerin adı değişse dahi bulunduğumuz kültür coğrafyasının belli bir silsile dâhilinde devam ettiğinin çok açık kanıtlarıdır.

İbrahim Hamdi Efendi’nin eserinin önemi, tarihimizde çok acı hatıralar bırakmış olan kimi hadiselerde bizzat oralarda bulunması ve bunları eserine nakl etmesinden gelmektedir. Özellikle Prens Ojen komutasındaki Avusturya ordusunun Tımışvar’ı kuşattığı sırada müellifin bizzat kalede bulunması ve kale komutanı ile diğer görevlilerin bu zaman dilimindeki lâkayt tavırlarını eleştirdiği bölümler bu dönemi çalışacak isimlere ciddi katkı yapacağı kanaatindeyim. 1736-1739 yıllarındaki seferler esnasındaki verdiği bilgiler ise sadece onun değil aynı zamanda Osmanlı vatandaşları arasındaki yaygın kanaatleri yansıtması bakımından da oldukça önemlidir. Müellif, 1738 yılında Vezîriâzam Gümrükçü Yeğen Mehmed Paşa’nın çıktığı seferde Tımışvar’ın ele geçirilme ihtimalinin bulunduğunu lâkin adlarını da vererek devlet erkânından kimi isimlerin araya girmeleri neticesinde bunun mümkün olamadığını üzüntüyle belirtir. Bu durum devlet kademelerindeki derin ayrılıkları yansıtması bakımından oldukça önemlidir. Bilhassa Darüssâde Ağası Hacı Beşir Ağa’nın nüfuzunun çok güçlü olduğu ve padişah üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu görülmektedir. İbrahim Hamdi Efendi’nin bu savaşlar esnasında kendi ifadesiyle ordugâhta bulunması zikrettiği düşüncelerin yalnızca onun değil, aynı zamanda orada bulunun kimi isimler tarafından da dile getirilmiş olabileceği intibaını uyandırmaktadır.

Uluslu İbrahim Hamdi Efendi’nin “Atlas” adlı eserinin tüm detayları ile ele alındığı Araştırmacı – yazar Zafer Çelebi tarafından basımı gerçekleştirilen “XVIII. Yüzyıl Osmanlı Coğrafya Yazarı Uluslu İbrahim Hamdi Efendi – Bilinmeyen Yönleri İle Tarihsel Coğrafyamız” Ekim 2005 tarihinde basımı gerçekleştirilmiştir.

İbrahim Hamdi Efendi gitmediği yerlerin coğrafyasını daha doğrusu tarihi coğrafyasını yeri geldikçe yararlandığı kaynakların yardımı ile anlatmıştır. Bu eserine bir derleme görünümü vermekte ise de bizzat gezdiği gördüğü yerlere Rumeli, Anadolu-İstanbul vs müşahede ve bilgiler bu intibaı silmektedir. Esasen esere orijinallik kazandıran taraf da budur. Bu bakımdan İbrahim Hamdi Efendi’nin Atlas’ı Cihannümanın ilaveli bir nüshası değildir. Atlas, Osmanlı coğrafya okulunun esasını teşkil eden bir tarihi coğrafya eseri olarak kabul edilebilir (Orhonlu, 1964). Tarihin bir dönemini, elde ettiği bilgiler ve gözlemlerle kayda geçiren İbrahim Hamdi Efendi’nin eseri günümüze 270 yıl öncesinden seslenmektedir. Kitabi kaynaklara ve kaynak kişilere başvurduğu göz önüne alınırsa bu orijinal eserin Anadolu ve Rumeli sahasının uzun bir dönemine dair önemli bilgiler içerdiği daha iyi anlaşılır. Yerine göre Anadolu’da tarım ürünlerinin dağılışı, fauna ve flora özellikleri oldukça ayrıntılı anlatılmıştır. Yalova’daki kâğıt fabrikasının imalat sürecinin aşamaları hakkında verdiği bilgiler, Bartın’da Gökbeli ve Uluyayla’da kerestecilik faaliyetlerinin geliştirilmesi için ulaşımla ilgili düzenleme önerisi vb düşünceler ekonominin çeşitli alanlarına ilgisini de ortaya koymaktadır. Nitekim iktisadi bakımdan gözlem gücü bazı ticari olanakları değerlendirmesine de yardımcı olmuş, arkadaşıyla birlikte cıva madeni ticareti de yapmıştır. Osmanlı dönemi coğrafya yazıları daha çok tarihçi araştırmacıların çalışmalarıyla zenginleşmektedir. Nitekim İbrahim Hamdi Efendi’nin Atlas’ı da bu şekilde yeniden günümüze ulaşmıştır. Nitekim İbrahim Hamdi Efendi’nin mevcut olan cildinin transkripsiyonunun yapılmasına günümüz okurlarının anlayabileceği şekilde çevirisine ihtiyaç vardır. Atlas’ta Anadolu çeşitli yörelerde eski medeniyetlerin izlerine kanıt oluşturan çeşitli unsurları (heykel, sütunlar, yer altı kanalları ve yolları, bol miktarda taş ve tuğla parçalarına rastladığı yerler vb) gördüğü yerleri de ayrıntılarıyla tarif edilmiştir. Söz konusu yerlerin arkeolojik olarak araştırılması ve teyitleri de yararlı olabilir. İbrahim Hamdi Efendi eseriyle coğrafya düşüncesinin bu topraklardaki kökleri arasında yerini almıştır. Anadolu coğrafya düşüncesinin soy ağacındaki bu önemli isimlerin yaşatılması ve tanıtılması da bugün üzerine eğilmemiz gereken bir konudur. Üniversitelerde, fakültelerde, coğrafya bölümlerinde derslik ve salonlara Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin coğrafya alimi ve bilginlerinin isimlerini vermek bu düşünceye yardımcı olabilecektir. İbrahim Hamdi Efendi’nin adının günümüzde Bartın Üniversitesi’nde yerini alması ise oldukça isabetli bir tercih olacaktır.

  • Kastamonulu Tarihçi yazar Talat Mümtaz Yaman Osmanlı Coğrafyasına çok önemli bir yazar ve onun eserinin üzerinde 1934 yılı ve 1942 yılları arasında 8 yıl boyunca Uluslu İbrahim Hamdi Efende ve “Atlas” adlı eserin 1. Cildi üzerinde kapsamlı ve detaylı çalışma gerçekleştirmiş bunu gazetelerde ve dergilerde yayınlayarak çok önemli bir çalışmayı halkımız ile paylaşmıştır,
  • Kastamonu Tarihi adlı eserinde Talat Mümtaz Yaman Ulus İlçemizde incelemelerde bulunarak “Paflagonya’nın merkezi olduğu” yönünde önemli bir tez ortaya koymuştur,
  • Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Eserler Merkezinde bulunan Uluslu İbrahim Efendi’nin ll. Cildi üzerinde yeterince çalışma gerçekleştirilmeyerek, bazı kısıtlı bölümleri günümüz Türkçesi ile tez çalışmaları yayınlanmıştır,
  • Dr. Vedat Çalışkan Türkiye Coğrafya Dergisinde yaptığı araştırma yazısında İSAM (Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları) Kütüphanesinde bulunan Memleketeyn adlı bir nüshanın mikroçip olduğu; orijinal eserin Viyana Halk Kütüphanesinde bulunduğu ve üzerinde her hangi bir kapsamlı bir çalışma yapılmadığı tespit etmiştir.

Uluslu İbrahim Hamdi Efendi ve Talat Mümtaz Yaman Ulus İlçemizin Medar-ı İftiharları olmuşlardır. Talat Mümtaz Yaman önemli bir yazarı ve eserini 1935 yılında gazete ve dergilerde yayınlayarak bilinmeyen bir şahsiyeti Dünya ve Türk Tarih literatürüne tanıtmıştır. Günümüzde bile Süleymaniye Kütüphanesinde bulunan 2. Cildi üzerinde yeterli araştırma yapılmamışken 1934 yılından 1942 yılına kadar Uluslu İbrahim Hamdi Efendi’nin “Atlas” adlı eserin üzerinde gerekli tüm çalışmaları yaparak sekiz yıl boyunca yayınlamıştır. Eser üzerine en geniş araştırmayı Prof. Dr. Cengiz Orhonlu, Prof. Dr. Mahmut Ak, Prof. Dr. Vedat Çalışkan, Necdet Sakaoğlu ve Bartın Belediye Başkanı Kemal Samancıoğlu yapmış eser hakkında ki bilgilerin ve araştırmaların geniş kitlere ulaşmasını sağlamışlardır.

Yazımız bizler için önemli olan bu iki şahsiyetin, bilgilerinin halkımız ile paylaşılması amaçlanmıştır. Uluslu İbrahim Hamdi Efendi tarafından bundan 300 yıl evvel yazdığı “Atlas” adlı eseri ile Osmanlı Coğrafya Yazarları Evliya Çelebi ve Kâtip Çelebi’den sonra literatüre girmiş, aldığı eğitimler ile kendini iyi yetiştirmiş, birçok yönden beceri ve kabiliyetlere sahip Osmanlı dönemi seyyahıdır. Eserleri üzerinde günümüzde birçok araştırmalar yapılmakta ve her geçen gün önemli bilgilere ulaşılmaktadır. Yöre tarihimizde bu kadar önem arz eden bu iki şahsiyet için, Ulus ilçemizin sembolü olması ve isimlerinin ilçemizde en iyi şekilde değerlendirilmesi en büyük isteğimiz ve beklentimiz olacaktır.

KAYNAKÇA :

  • Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Eserler Kurumu – Es’ad Efendi 2044 Numara İle Kayıtlı 509 Sayfa – Atlas adlı eserin ll. Cildi
  • İSAM Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi – Osmanlıca Risaleler Kataloğu “Cihannümandan Memleketyn – 103 Sayfa – Orijinali Viyana Milli Kütüphanede Bulunmaktadır 30 X 42 cm
  • Dr. Vedat Çalışkan – Türk Coğrafya Dergisi – 18. Yüzyılda Bir Osmanlı Coğrafyacısı – Uluslu İbrahim Hamdi ( 1680 – 1762? ) Ve Atlası – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü – 14 Şubat 2018
  • Doç. Dr. Mahmut Ak * Zafer Çelebi – Yüzyıl Osmanlı Coğrafya Yazarı Uluslu İbrahim Hamdi Efendi- Bilinmeyen Yönleriyle Tarihsel Coğrafyamız
  • Doç. Dr. Mustafa Bostancı – Veli İlker Dağsever ABD – Bitlis Üniversitesi Araştırma Makalesi – Talat Mümtaz ve Doğruluk Gazetesi’nde ki Yazıları – 1930
  • Ahmet Yurdagül – Ege Üniversitesi Tarih Bilim Dalı – Yüksek Lisans Tezi – İzmir 2019
  • P.L. Koll. Fahri Özbek Dijital Arşivi,
  • Sadun Duran – Uluslu İbrahim Hamdi Efendi – Ereğli Gazette Yazıları- 14 Haziran 2018
  • Eren Çok – Paflagonya’dan Ulus’a – Ulus ve Köylerine Hizmet Derneği Kültür Yayını Ulus – 2016
  • Ulus Doğal ve Kültürel Varlıklar Envanteri – 2018 – Ulus ve Köylerine Hizmet Derneği Kültür Çalışması – Satı Lütfi Okcu

XXX

10 Nisan 2021 Ulus – Bartın

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ulus’un manevi mimarları; İbrahim Hamdi Efendi ve Talat Mümtaz Yaman
bartinstar bartinstar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir