h Dolar 19,1390 % 0.11
h Euro 20,7819 % 0.11
h Altın (Gr) 1.210,65 %-0,20
h Çeyrek Altın 2.007,00 %-0,69
a İkindi Vakti 16:30
Bartın
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
bartinstar
bartinstar
Turhan Öztürk

Turhan Öztürk

20 Kasım 2022 Pazar

Kiralık ev macerası; doktor ve savcıdan başkasına vermem!

Kiralık ev macerası; doktor ve savcıdan başkasına vermem!
0

BEĞENDİM

Son birkaç ayda neler gördü bu gözler bilseniz a dostlar.
“Yok yok, kira fiyatları aldı başına gidiyor” gibi mekanik cümleler kurmayacağım.
Ama hani hatırlı bir yeni sitede (Çatmaca) 2+1 evine 5 bin TL isteyip “Doktor, savcı ya da eczacı”dan başkasına vermem diyen teyze var ya…
İşte onu yazmazsam çatlarım.
Teyze beyaz yakalı seviyor, ille de ona verecek…
Başkasını kabul etmiyor.
Sussam tesiri yok, yazmasam gönül razı değil.
Ne diyeceksin, serbest piyasa tam da bu işte!

Xxx

Neler duydu bu kulaklar bir bilseniz?
Bir ay önce, 30 yıllık binasının giriş katına tadilat yaptıran bir yaşlı çiftin dairesine bakmaya gittik.
Ev, köy ortasında.
Daha uzaktan yaklaşırken ev sahibi kısmetsiz ihtiyar, üst kattaki balkondan karşıladı bizi…
Daha selam bile vermeden “Çocuğunuz var mı, çocuklu aileye vermiyoruz” demez mi?
Kan beynime sıçradı.
Mendebur!
O herkesten gözün gibi sakındığın taş duvarlar var ya; başına düşsün.

“Senin çocuğun var mı amca” dedim, yarım saat evlatlarını anlattı bana övgüyle.
O güneş görmeyen beş para etmez evini al da başına çal emi!
Sonra tanışınca kıymetli beton duvarlarını verimkar oldu ama; tutar mıyım hiç.
Allah seni bildiği gibi yapsın.

Xxx

3+1 yok denecek kadar az olduğu için adeta karaborsa. 1+1 dairelere 4-5 bin, daha büyüklere 4 bin ila 10 bin TL arasında fiyat çekiliyor Bartın’daki konutlara.

Bu durum, evin yeniliğine, merkeze yakınlığına göre değişiyor haliyle.
Velev ki çok paranız var, yetmiyor. Aradığınız lokasyonda ev bulmak, Bartınspor’un şampiyon olması kadar zor. Yok demeyelim de çok sınırlı diyelim hadi.
İlana çıkıp uzun süredir sürünenler; ya aç gözlü mülk sahibi nedeniyle hak etmediği bir bedel talep ediyordur…

Ya da üç kuruş fazla kazanmak için mülk sahibine yalakalık yapan suratsız bir emlakçıdadır. Geri kalanlar ekmek peynir gibi gidiyor.
Arz talep dengesi bozuk ya; emlakçılar da ev sahipleri de burnundan kıl aldırmıyor.
Sen tutmazsan nasılsa sırada bekleyen bir sürü insan var.
Müşteri velinimet dengesi bozulalı çok olmuş velhasıl.

Xxx

Bir de pek çok evi olup kimselere veremeyen pimpirikli tipler var. Varlık içinde yaşayıp yokluk içinde sürünenler…
Sabah akşam aldığı kuru maaşa isyan edip herkesi galeyana getirmeye çalışanlar.
Bu patalojik vakaya hiç girmiyorum onların sayısı az çünkü.
Yaygın soruna girelim ki yazımız da raiting alsın.
Orduyeri, Karaköy, Çatmaca, Esentepe lokasyonunda aslında halen minik fırsatlar var. Ama Kemerköprü, Kırtepe, Hendekyanı yok satıyor.
Bir miktar merkeze yaklaşmak istiyorsanız, hatırlı bir bütçeyi gözden çıkartacaksınız.

Tüm bu hengamede eski kiracının düşük bedeli ile yeni kiracının yüksek bedeli arasında çatışma çıkmaması imkansız.
Mülkünü yüksek kiraya vermek için eski kiracısını evinden çıkartmak için binbir bahane uyduran mı dersiniz, Alamanya’dan abim geldi deyip bahane üreten mi…
Fırsatçılık almış başını gidiyor.
Düzgün davranan mülk sahiplerini tenzih ederim; sözlerim sadece edepsizlere…
Adliyede ev sahibi-kiracı anlaşmazlıklarıyla ilgili davaların hızla arttığını öğrendim bir avukat dostumdan.
Salonu olmayan, kümes büyüklüğündeki mutfaklar “ultra lüks” gibi süslü cümlelerle pazarlanmaya çalışılıyor. Kimse “bey baba, senin evin bu kadar etmez…” demiyor.
Duvarları ve kapıları dökülen…
Eski püskü şeyleri koyup “eşyalı” diye binlerce lira talep edenler var mahallelerde.
Pek çoğu ellerini ovuşturup çaresizleri ağına düşürme peşinde.
“Onun evi 6 bin ederse benim ki 7 bin deyip…” birbirini tetikleyenler de çok…
Bazı şeyler anlaşılabilir aslında…
Ama “çocuklu aileye vermiyoruz” diyen yaşlı bunak var ya; seni hiç unutmayacağım.
Bir de doktor, savcı ya da eczacıdan başkasına vermem diyen teyze.
Seni de…
xxx
Şehrin merkezinde aslında pek çok boş daire var.
Panjurları çekilmiş, tiril tiril binalarda.
Hepsi Almancılara ait.
Onlar iki yılda bir, 15 günlüğüne kullanmak için kimselere koklatmıyor kıymetlilerini. Ama bu yoklukta göze batmıyor desem yalan olur.
Gurbetçisi çok olan bir şehir Bartın.
Hani İstanbul’da evini boş tutanlara çok vergi tartışılıyor ya…
Burada da tartışılmalı bu durum.
Yoksa TOKİ kuraları çekilecek de, kiralar düşecek de…
Bekleyen derviş bekleye bekleye gebermiş durumları yani.
xxx

Sonunda allem edip kallem edip hatırlı bir tutara istediğimiz yerden başımızı sokacak bir yer bulduk tabi.
Açıkta kalacak halimiz yok ya.
Lakin bu kez tamir tadilat dertleri giriyor devreye.
Muslukçusu, elektrikçisi, perdecisi, mobilyacısı derken…
Yaşamaktan vazgeçiyor insan.
Çoğu bulunmaz hint kumaşı. Küçük işlerle meşgul olmuyor, az mesaili işleri beğenmiyorlar.

Xxx

Bitti mi?
Tabi ki bitmedi.
Bartınstar’da okumuşsunuzdur, Bartınlı müteahhitler orta halli bir daireye artık 2 milyonun üzerinde fiyat biçiyor.
İlanlar da hepsi lüks… Yetmiyor ultra lüks…
Lüks görmesek inanacağız hani!
İlanlara bir bakın, hemen anlayacaksınız demek istediğimi. Normal, sıradan, olması gereken özellikleri taşıyan her binaya lüks etiketi olmazsa olmaz bir klişe gibi şehirde…
Emlakçılar da bu dümene su taşıyor el birliği ile.
Tabi herkesin mülkü kendine göre lüks. Ama bir de oluru var bir işin değil mi?
“Pahalı değil mi” diye sorarsanız, hemen lafı yapıştırıyor: “Bu beton firması var ya, Türkiye’nin en pahalı betonunu satıyor, ne yapalım, zarar mı edelim…”
Vallahi müşterilerin “Ya sen düşük fiyat istiyorsun, bu ücreti artıralım” diyesi geliyor.

Meğer öyle de değilmiş.
Tamam beton firması bir miktar pahalı satıyor ama 50 bin TL’lik bir artışı müteahhitler 200 bin TL olarak müşteriye yansıtıyormuş.
Şaka değil bu, Ticaret Odası’nda yüksek sesle konuşulan bir konu.
Ne diyelim, ilahi adalet bir gün sizin de yakanıza yapışır.
Bir taşındım bin not biriktirdim velhasıl.
Mesela İnkum durağında fiber internet hizmeti veren operatörün benden parasını kestiği kutunun sahibi olamadığımı öğrendim…
Meğer o karınca yazısı ile yazılan sözleşmede kutu kiralıkmış!
Yuh artık demekten kendini alamıyor insan.
Üstelik taşındığım yerde; şehrin en göbeğinde fiber hizmeti verememek diye bir şey de cabası…
xxx

Olayın daha sosyolojik, psikolojik, yapısal ve yönetimsel boyutuna giremedim ki ona da girsem uzayıp gidecek.
Uzun yazınca hanım kızıyor, “Onca işimin arasında…” diye başlıyor söylenmeye.
Hanıma okutamazsak kime okutacağız yazımızı.
Tehlike böylesine büyük olunca kısa kesmek, ekmek su gibi zaruri hale geliyor.
Enflasyonist ortamın ürettiği sorunlar bunlar. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bartın da bu sancıları derinden hissediyor.
Herkesin haklı yorumları, serzenişleri var bu konuda.
Bitirirken son bir not iliştireyim şuraya;
Çağla, Barış, Mümin, Ceyhun, Yusuf, Kemal, Hasan, Fatoş, Necati…
Hepinizi not ediyorum şuraya.
Anladınız siz…

Devamını Oku

Kumluca ilçe olmak istiyor. İşte 15 maddede gerekçeleri

Kumluca ilçe olmak istiyor. İşte 15 maddede gerekçeleri
4

BEĞENDİM

İlçe olabilmek için eskiden 20 bin nüfus kriteri vardı. Şimdi var mı bulamadım. Önce Kumluca için şu gerekçeleri bir sıralayalım.

  • Kumluca’dan ilçe merkezine ve idari hizmete ulaşmak, neredeyse Türkler’in dağı eritip Ergenekon’dan çıkması kadar zordur.
  • Kumluca; 20 köyü, bu köylere bağlı 100 mahallesi ile 9 bin 190 nüfusu barındırıyor. İdari hizmete uzaklığı ile ilçe olmayı hak etmektedir. (Kumluca merkez nüfusu 2064+20 köy, 100 mahalle 7126)
  • “Merkez nüfusu 2 bin olan yer ilçe olur mu?” demeyin. Karabük’ün Ovacık ilçesi 657, Kırklareli’nin Kofçoz’u 644, Çankırı’nın Bayramören’i 869 nüfusuyla ilçedir. Bartın’ın Kurucaşile’si de 1600 nüfusuyla ilçedir.
  • Kumluca ve Zafer bölgesi yerel ve bölgesel anlamda Bartın’ın en üretken bölgesidir. Ormanları ile Bartın ekonomisi ve istihdamına madenlerden daha çok katkı sunmaktadır.
  • 10’ü aşkın orman üretim kooperatifi ve binlerce çalışanı ile görkemli yaylaların göbeğindeki Kumluca Orman İşletmesi’nin, tek bir orman kooperatifi olmayan Ulus’tan idare edilmesi enerji sarfıyatıdır. Kumluca İlçesi, bu sarfiyatı önleyecektir.
  • Gezen, Ardıç ve Kokurdan yaylaları, doğa turizmi açısından çok zengindir. Kumluca İlçesi, doğa ve yayla konseptinde Bartın’ı Türkiye’nin en gözde vilayeti yapabilir.
  • Kumluca, eskiden nahiye merkezi iken zaten mahkemenin bile kurulduğu, elektrik ve PTT idarelerinin hizmet verdiği bir yerdi. Döneminde hakimliğin kurulması, Kumluca bölgesinin idari olarak ilçe olmaya en yakın yer olduğunun kanıtıdır.
  • Kumluca son 30 yılda yüzde 80 oranında göç vermiştir. İlçe yapılırsa köye dönüşü hızlandırma anlamında müthiş bir sinerji oluşacaktır. Verdiği göçün yüzde 15’i geri dönse merkez nüfus 5 bindir.
  • Kumluca TOKİ projesi ile desteklenmelidir. 1 değil 5 proje bile yapılsa, tüm projelere fazlasıyla katılım garantidir. Dönmek isteyen gurbetçiler böyle bir fırsat kollamaktadır.
  • Kumluca orman ürünlerinin yanı sıra tarım ve hayvancılık alanında da girişimcidir. Bal üretiminde rekortmendir. Biraz destekle Bartın’ın üretim üssü olabilir.
  • Kumluca feraseti, Bartın’ın her köşesinde, her kurumunda ve her metrekaresine nüfuz etmiştir. Kumluca İlçesi, Bartın Vilayeti’ne yük değil güç katacaktır.
  • Kumluca, eğitim alanında yapılacak birkaç dokunuşla kabuğunu kırıp Türkiye’nin en gözde Orman Fakültesi kampüsünü bünyesinde barındırmaya hazırdır, muktedirdir, isteklidir.
  • Kumluca, Ulus ve Kozcağız’a rakiptir. Üretimde, sporda, iyilikte rekabet her zaman iyi sonuçlar verir.
  • Kumluca ve Köyleri, İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nin yayınladığı çalışmalara “Mikrotoponimleri ve dil incelemesi” başlığı ile konu olmuştur. Bölgenin farklılığı kayıt altına alınmıştır.
  • Kozcağız da potansiyeli ile tabi ki ilçe yapılmalıdır. Zaten bir ilçede olması gereken pek çok şey, kaymakamlık binası hariç Kozcağız’da mevcuttur. Kumluca’ya uzaklığı 17 km’dir. Eğer kimi kriterlere takılıyorsa, kombinler değerlendirilmelidir.

Şimdi gelelim konumuza…

Nüfus kriteri varsa eğer ne Kozcağız ne Kumluca ilçe potansiyeline ulaşamıyor. Eğer ille de bu kriterler sağlanacaksa, beldelerin birlikte hareket edebilmesi mantıklı sonuçlar doğurabilir. Bu denkleme Hasankadı da dahil edilebilir.

Dün Kozcağız’da bir panel düzenlendi. Kozcağız İlçe Olmak İstiyor Platformu’nun düzenlediği panel, Kozcağız Belediyesi’nin sosyal tesislerini vermediği polemiğine kurban gitti.

Paneli düzenleyen platform ve siyasi parti temsilcileri, belediyenin bu tutumuna yüksek perdeden tepki verdi, canlı yayında kınadı.

Belediye kaynakları ise diyor ki; “Kozcağız’ın ilçe olması için bir ömür harcayan belediye başkanı ile istişare edilmedi. Masaya bırakılan bir davetiye ile bu iş olur mu? İki gün önceden yer vermeyeceğimizi bildirmemize rağmen, bunu duyurmadılar. Niyet başka…”

Bu konudaki takdir, elbette Kozcağız halkı tarafından değerlendirilecektir.

Sonuçta panel başka bir mekanda yapıldı. Sunucular, daha geniş katılımlı bir toplantının yapılması gerekliliğini dile getirdi. İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Rahmi Turan Çelik, Kozcağız’ın ilçe olması için yapılan çabalar konusunda yeterli bilgi ve belge üretilemediğini söyledi. Kozcağız’ın çok daha iyi tanıtacak çalışmalar yapılmasını önerdi. Kozcağız’ın ilçe olması gerekliliğini ortaya koyan bir rapor hazırlanması gerektiğini vurguladı. İlçe yapılırsa Bartın’a nasıl daha büyük katkısı sunacağının ortaya konması gerekliliğine dikkat çekti.

Önerileri değerli ve yapıcıydı.

Örneğin Kumluca için çalakalem ürettiğim argümanların bile üst üste konduğunda kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bir panel ya da çalıştay düzenlemeden önce Kozcağız için de akademik ve bilimsel çalışmalar mutlaka üretilmelidir.

Velhasıl bu çok boyutlu, sadece talep etmenin yetmediği detaylı bir çalışma ve emek isteyen bir mücadele.

Aynı zamanda birlik ve beraberliğin üst düzeyde sergilenmesi ve bunun kanıtlanması gereken bir süreç.

Dolayısıyla bu pilav daha çok su kaldırır. Siyaset üstü meselenin siyasi polemiklerden hızla sıyrılması, kararlı bir mücadeleye dönüşmesi gerekiyor.

Bunun için hem Kumlucamıza hem Kozcağızımıza her türlü katkıyı sunmaya hazırım.

Bu duygularla herkese iyi haftalar dilerim.

Turhan Öztürk/25 Temmuz 2022

Devamını Oku

Biraz kuralcı, biraz pimpirikli… Bartın’dan Vali Sinan Güner geçti

Biraz kuralcı, biraz pimpirikli… Bartın’dan Vali Sinan Güner geçti
1

BEĞENDİM

1991’den bu yana Bartın’a gelen 12’inci vali oldu. Yavuz Erkmen, Fatih Eryılmaz İsa Küçük’ten sonra en uzun görevde kalan isimdi. Kuralcı, bürokrasiye yüz vermeyen halleriyle öne çıktı.

Pandemi döneminin ‘Maskeli Vali’si olarak hafızalara kazındı. Kararlı, katı ve etkin önlemleri uygulattı. Sokakta maske zorunluluğunu başlatan ilk il Bartın oldu. Filyos Projesine entegrasyon, sel afeti ve OSB konusunda takdir topladı.

Handikapları da vardı. Ceberrüt devlet anlayışının simgesi ‘Laci’leri hiç çıkarmadı. Kararsız cümlelerle konuşurdu. Basına hiç röportaj vermedi. Halktan kopuktu, çoğu kez kırmızı ışıkta durmazdı. İki kez Kenan Dursun’la kapıştı.

TURHAN ÖZTÜRK’ÜN YAZISI

Tarihler 11 Ağustos 2021 gecesini gösteriyordu. Bartın’da gök yarılmış, şimşeklerin ardı arkası kesilmiyordu. Ulus ve Kumluca’nın Zafer bölgesinden çığlıklar yükseldi. Sel, afet, kıyametti.

Haber Valilik konutuna ulaştığında saatler gece yarısı 01:00’i gösteriyordu. Tüm kurumlara seferberlik emri verdi. Yağmurluğunu giydi, çizmeleri çekti. Abdipaşa istikametine yola çıktı.

Bölgede hayat normale dönene kadar o çizmelerini çıkarmadı.

Bu olay pandemiden sonra Sinan Güner’in en çetin sınavı oldu. Devletin en üst temsilcisi olarak sel sürecinde etkin rolüyle takdir topladı.

xxx

Bartın Valisi Sinan Güner, geçen hafta çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile “Vali, Mülkiye Başmüfettişi” olarak merkeze çekildi. Bürokrasi dilinde “kızak” olarak tabir edilen bu görevi beklemiyordu. Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü’nden 26 Kasım 2018’de ilk kez Vali olarak atandığı Bartın’daki görevi, 12 Mayıs 2022 kararnamesi ile son buldu.

Bartın’ın 12’inci Valisi olarak 42 ay 20 gün görevde kaldı. Yavuz Erkmen, Fatih Eryılmaz ve İsa Küçük’ten sonra en uzun görevde kalan dördüncü vali unvanını aldı.

Görev yaptığı 3,5 yıl boyunca pek çok önemli olaya tanıklık etti. Bunların en önemlisi hiç kuşkusuz pandemi süreci oldu. Koronavirüs günlerinin önemli valileri arasına girdi. Bartın, pandemi önlemlerinde Türkiye’nin pek çok vilayetine öncülük etti.

Yeri geldi, şehrin sınırlarını kapattı…
Yeri geldi, sokakta maskesiz gezmeyi yasaklayan ilk kararlardan birine imza attı.
Titiz, yer yer katı kuralları peş peşe uygulamaya koydu. Bu kararlarda hekim olan eşi hanımefendi Uzman Dr. Beyhan Güner’in etkisinin olmadığını düşünmek saflık olur.

2020 Kasım’ında koronavirüse yakalanan eşi ile birlikte karantinaya girdi. Durumu açıklamakta ürkek davrandı. Karmakaraşık bir basın açıklaması ile konuyu geçiştirme yolunu seçti. Daha cesur bir tutum beklenirdi.

10 günlük karantina ardından “Bunu yaşamış bir insan olarak biraz daha bilinçli konuşuyorum. Ne olursunuz, bunun şakası yok, kapıyı iki dakika bile açık bırakmayacaksınız” açıklaması yapacaktı.

xxx

Sinan Güner, pandemi sürecinin etkisinden midir bilinmez halkın arasına pek karışmadı. Sadece resmi etkinliklerde göründü. Caddenin ortasında oturup vatandaşlarla çay içmesi, çok ender yaşanan bir olay olduğu için haber yapıldı.

Çalışkandı.
Ama Laci takımın altındaki Vali etiketini hiç çıkarmadı. Arkadaş ya da dost biriktirmedi. Çok sosyal değildi, kuralcı ve disiplinli halleriyle öne çıktı.

Mülkiye geleneklerini taşırdı, bürokrasiye yüz vermedi. Yönettiği kurumda herkes tarafından sevilseydi, iyi idareci olamazdı.

İyi ilişkiler geliştirmediği kurumların çok olması durumunda da iyi Vali olunmuyordu. Bu durumu umursamadığını sanmıyorum.

Görevini yapmayana fırçayı basardı.

Kurumlar arası iletişimsizliğe hoşgörü göstermedi. Zaman zaman sesini de yükseltirdi, “Sizin işinizi ben mi takip edeyim” diye fırçalardı. Bu tutum artı olarak hanesine yazıldı.

Muhafazakardı.
Namazını kılardı.
Allah’tan korkardı.

Aylarca süren büyük tepkilere rağmen Endüstri Meslek Lisesi alanına yapımı başlayan merkez camii külliyesi için çaba harcadı.

xxx

Konuşmaları kısık sesli ve karışıktı. Cümleye ortasından girip nereden çıkacağı belli olmayan dağınık ifadeleri ile tanındı.

Belki de bu nedenle basının karşısına çıkmaktan hep uzak durdu. Bartınstar’ın talebi de dahil kimseye röportaj vermedi. Hiçbir basın kuruluşunu ziyaret etmedi.

Pandemi sürecinde bir camiide çocuklara ödül çekimi yapan basın kuruluşunun muhabirleri ve sahibi gözaltına alındı…

Basınla ilişkileri hep kopuk oldu. Aslında bu tutum, başta Batı Karadeniz havzasının geleceğini ilgilendiren Filyos Projesi ve OSB’nin genişlemesi konusunda yaptığı çok önemli çalışmaların halka iyi anlatılamamasında rol oynadı.

Bartın’ın Filyos’la entegrasyonu için TPAO ile yakın çalışmalar yaptı. Ancak en önemli toplantıda basın detayı unutulacaktı. Çabaları enforme edilemedi.

xxx

Zaman zaman önemli polemikler yaşadı. Büyükkıran’da lavanta ekimi projesiyle ilgili İl Genel Meclisi Başkanı Kenan Dursun’la bildiri savaşına dönen kavgaya girdi.

Katkısıyla yapılan kimi atamalar çokça tartışıldı.

Pandemi sürecinde temaslı olduğu gerekçesiyle Kenan Dursun’u karantinaya aldırmaya kalktı, direnişle karşılaştı. Karantina gerçekleşmedi. Bu, aynı isimle ikinci kapışması oldu.

Olayın tarafı aylar sonra ‘Yanlış iliklenmiş bir düğmenin devamını getirmedik’ diyecekti.

Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın’la ilişkileri dikkat çekici düzeyde iyi oldu. Taraflar birbirine en üst seviyede nezaket gösterdi.

Cemal Başkan’la geliştirdiği ilişkiyi başka kimseyle geliştirmedi. İktidar partisine karşı, genelde uyumlu göründü. Çoğu kez de yasak savma tınısının ötesine geçmedi. Bu yüzden olacak, fişi bundan 1 yıl önce çekildi.

Hafızalara kazınan son olay ise kısa süre önce yaşandı. Bartınspor’un Kayseri’de oynayacağı Amasyaspor play off müsabakasına gitmek için gece yarısı taraftar toplanmış ancak otobüsler gelmemişti.

Taraftar “Nerede bu devlet, vekiller nerede, Vali nerede” diye kazan kaldırınca sabaha karşı meydana gelen AK Parti İl Başkanı Turhan Kalaycı, Sinan Güner’e ulaşmak istemişti…

Ancak yüzlerce kişinin önünde ulaşamadığını deklare etmişti. “Aradığınız Vali’ye ulaşılamıyor” cümlesi o gece meydanın dilinde fişlendi.

Zaten spora yatkın Vali de değildi.

xxx

Sinan Güner döneminin akıllarda kalan bir diğer önemli olayı da, etkili kış şartları oldu. Özellikle son üç kışta Bartın yoğun kar yağışlarına maruz kaldı. Yaşanan elektrik kesintileri ve yollardaki aksaklıklar yıpratıcıydı.

Kar tatilleri konusunda kararsızdı. Binlerce öğrencinin merakla beklediği kararı çoğu zaman çok geç (gece yarısı) açıklaması tepki çekti. Bazen de erken aldığı kararlarla dikkat çekti.

Vali konvoyu çoğu zaman kırmızı ışıkta durmadı. Polisin yolu kesmesiyle geçti. Valilik makamına son aldırdığı makam otomobili bu günlerde konuşulsa da bilgim olmadığı için değinmiyorum.

xxx

Yılbaşı gecesi polislerin trafik uygulamasında, Ramazan ayında yerin 250 metre altında madencilerle iftar yaparken, pandemi sürecinde de beyaz tulumlar içindeki halleriyle Bartınstar’a haber oldu.

Covid-19 sürecinde, il dışından gelenlere PCR testi zorunluluğu getirdiği için “haddinibilbartinvaliliği” hashtag’ı ile Twitter’da TT olan Valimize Bartınstar olarak destek olmaya çalıştık.

Bu yazıyı oluşturmadan önce pek çok kişiyle konuştum. Gazeteci, iş insanı, vatandaş, bürokrat.

En yakınındaki bürokratlardan biri “En azından bir yıl daha kalmalıydı” dedi.

Bilenler; Filyos Vadisi projesi, pandemi ve sel dönemi katkılarını öne çıkardı, övgüyle bahsetti. Egolu bulan da vardı, “halktan kopuk” diyen de. Caddede tanımayan ise çoktu.

Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı olarak görev yapan Hanımefendi’nin ‘korumalı’ ziyaretleri, en çok yadırganan konuydu.

Bu günlerde veda ziyaretleri yapan Sinan Güner, böyle bir atama beklemiyordu.

Önceki gece Riverside’daki veda yemeğine katılım düşüktü. Yardımcısı hariç kendisiyle bir anısını paylaşacak kimse çıkmadı. Vali Bey de konuşmasında zaten kimseye teşekkür etmedi.

Tabi burada yazılanların pek çoğu ince detaylar olarak kalacak. Ancak ana konularda Vali Bey’in görev süresi boyunca Bartın’ın gelişmesine ve büyümesine katkı sunduğunu söylemeden geçemem.

Kozcağız yolunda 50 km hız sınırı ile vatandaşa tuzak kurulmasına göz yummasaydı eğer, çok daha iyi şeyler yazabilirdim…

Ancak öyle bir bilgi gelmedi.
(Bu arada başka kaynaklardan hız sınırının 70’e çıkartıldığını öğrendim.)

Sinan Güner deyince bir çırpıda ortaya işte böyle bir yazı çıktı.

Takdir kamuoyunun.

Devamını Oku

Şimdi sen hangi lobinin adamı oldun Ali Düşmez

Şimdi sen hangi lobinin adamı oldun Ali Düşmez
1

BEĞENDİM

BAL Ligi’nde grubunu şampiyon bitiren Bartınspor’un play off maçları Kayseri’ye verildi. Şehirde şok etkisi yaratan karara öfke yağıyor. Bunun mantığını anlamak için çaba harcadım. Pek çok görüşme yaptım.

Ancak şu basit sorunun yanıtını bulamadım…

TFF Başkanvekili…

Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu (TASK) Başkanı Ali Düşmez’e soruyorum:

27 şampiyon arasında Bartınspor’un yaşadığı çarpıklığı yaşayan başka kulüp var mı?

Senin de bol bol bahsettiğin ‘adalet terazisinin’ bu kadar mağdur ettiği başka bir kulüp var mı?

Amasyaspor lobisinin Kayseri’yi istediği, bunun için çaba harcadığı bilinirken bu kararı nasıl aldınız. Hangi kriterlere göre aldınız.

Konuşmanda aykırı yazı yazan yerel gazetecileri bile aradığını söylemişsin.
Vallahi bekliyorum…

xxx

Yazıya ortasından girdim ki, ağdalı laflarla kimsenin vaktini almayalım.

Meramımızı baştan anlatalım ki, ciddiyetimiz anlaşılsın.

Şimdi konumuzu biraz açalım.

Aslında Ali Düşmez, çarpıklığın farkında. Konuşmasında o yüzden kendisinin de İstanbul’dan Kayseri’ye gittiğini anlatıyor.

Anlatıyor çünkü, rakiplerinin iki katı yol mesafesinde mücadele edecek başka bir kulüp yok.

Bu durumu itiraf eden Ali Başkan, “üzüldüm”  demiş.

Sizi üzdüğümüz için billahi kahroluyoruz.

Ali Başkan!

Konuşmanı dikkatle dinledim. “Onur başkanı olduğum kulüp küme düştü. Adalet terazimizi hiç eksik etmedik” cümlelerini not etmişim.

Şimdi hesap yapalım Ali Başkan…

Bartın nere, Kayseri nere?

Rakiplerimiz Amasya ve Ankara TKİ, Kayseri’ye 300 km mesafede iken…
Bartınspor’un 630 km sürgün edilmesi…
Adalet terazisinde nasıl eşit duracak.

Peki biz Bartın olarak, Bartınspor’a gönül verenler olarak bu teraziye şimdi nasıl inanalım?

Ankara’ya verseydiniz vallahi daha iyiydi.
Kimse de itiraz etmezdi.

xxx

Geçen sene Abant-Sincan çeyrek final maçı ile…
Ordu-Abant final maçını Kastamonu’ya verdiniz…
3 takıma da üstelik yüzde 100 eşit mesafedeki Kastamonu’yu bu kez neden tercih etmediniz?

Yok kural varmış da…
Üç takımın gruplarında yer almayan tarafsız şehirler olacak falan…

İyi de; bu kural dediğiniz şey, bir takımı mağdur ediyorsa ne olacak Ali Başkan.

Bu kuralları yazan siz değil misiniz?

Mahkemelerde bile vicdani kanaat diye bir şey varken…
Bu ne menem iştir, vicdanlar rahat mı şimdi?

İnsanları kurallara uyduracağınıza kuralları insanlar için yapmak doğru idarecilik değil mi?

Geçiniz Allah aşkına.

Kastamonu’da Bartınspor ile ihtilaflı iki kişi gösterin, tüm yazıyı geri çekeceğim.

Çankırı ve Sinop’ta iki kişi gösterin, özür dileyeceğim.

Neye mazeret arıyorsunuz, hangi teraziye kılıf uydurmaya çalışıyorsunuz.

Sağır sultan bile duydu; Amasyaspor’un Kayseri için lobi yaptığını.

Şimdi siz hangi lobinin adamı oldunuz değerli Başkan…

Eğer adalet terazisinden bahsedeceksek; sadece bu söylentiler için bile farklı bir şehir tercih edilmez miydi?

Anlatın hele!

Açıklamazsanız bu terazinin gölgesi, ömrünüz boyunca peşinizde gezecek bilesiniz.

Ve taraflı tarafsız herkesin vicdanını yaralayan bu karardan vazgeçin.

Vazgeçin ki o terazi sizi de tartmasın.

Hakkari de olur Edirne de…

Yeter ki hakkaniyeti bilelim.

Xxx

AMASYASPOR BELDEN AŞAĞI OYUNLAR PEŞİNDEYMİŞ

Şimdi gelelim yazının ikinci bölümüne…

Bartınspor’un rakibi Pazar günü Amasyaspor oldu ya…

Pazartesi sabahtan itibaren Amasya lobisinin belden aşağı faaliyetler içinde olduğu yönünde ciddi duyumlar geliyor.

Bartınsporlu futbolcuları tanıyan birilerini arıyorlarmış…

Buradan Amasyaspor camiasına sesleniyorum:

Ben vereyim numaraları, Bartınspor’da maç satacak kadar şerefsiz bir futbolcu yok, bilesiniz.

Bartınspor’da satın alacağınız futbolcu yok duyasınız.

Bu futbolcular, onurlu duruşları ile formalarını ıslatarak geldi bu günlere.

Hepimiz bekliyoruz el birliği ile.

Umarım böyle bir ortaçağ kurnazlığı yapmazsınız…
Eğer o telefon çalarsa Amasya’yı başınıza yıkarız haberiniz olsun.

Başka başka duyumlar da geliyor tabi. Hakemler gibi nüfuz etmek istediğiniz yerler ve kişilerle ilgili.

Maçlara ikinci lig hakemlerini atayacaklarını söyleyen Ali Düşmez Başkan’a buradan duyuruyor ve uyarıyoruz.

Bartın diken üstünde.
20 yıllık bir mücadelenin nezaketiyle her şeyi dikkatle izleyeceğiz.

xxx

BAŞKAN SERKAN YURTAÇAN: HAKEMLERLE OYNAMASINLAR YETER

Biraz da içeriden bilgi verelim.

Kayseri kararı Bartınspor camiasında dozajı yüksek kuşkuyla karşılandı. Bir miktar moralleri de bozdu.

Başkan Serkan Yurtaçan’ı aradım.

O da herkes gibi şaşkındı.

Konuştuklarımızdan sadece şunu aktarayım: “Biz Bartınspor olarak her yerde oynamaya hazırız. Amasya merkezde de…

Yeter ki hakemlerle oynamasınlar.”

Bartınspor koridorları da oynanan oyunların farkında.

Kayseri şaşkınlığını yaşayan bir başka isim, Teknik Direktör Gökhan Baladin…

Son aşamada şöyle söylüyor: “Bizim için artık fark etmez. Takımımız çok formda. Tüm futbolcularımız yaşananların farkında. Onurumuzla çıkıp bu şehir için savaşacağız. Başarılı olacağımıza inanıyoruz.”

Devamını Oku

Ulus, Kumluca ve Abdipaşa önündeki önemli fırsat

Ulus, Kumluca ve Abdipaşa önündeki önemli fırsat
1

BEĞENDİM

Bartın’da Ocak ayından bu yana meslek odalarının genel kurulları yapılıyor. Çoğu tek adaylı, bazıları ise önemli çekişmelere sahne oluyor.

Son olarak Pazar günü Madeni Eşyalar Odası’nda Yılmaz Akdeniz, yeni dönemi garanti altına aldı. Tıpkı Kahveciler Odası’nda Ayhan Tepe, Bakkallar Odası’nda Barış Özkan gibi. Terziler Odası’nda Hulusi Kaymakçı ile Şoförler Odası’nda Özcan Uzun ise ciddi rakiplerine karşı seçim kazanıp, oda başkanlarının yeni yüzleri olarak fotoğraflarını çerçeveletmeyi başardı.

Bu girişi şundan yaptım. Oda seçimlerinin belki de en ilginci Pazar günü Ulus’ta yapılacak. 540 üyesi bulunan Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı, Ulus’un kıymetli evladı Necati Akman’ın ani vefatı ardından ilçede eşi görülmedik bir süreç başladı.
Ulus’tan iki isim, Akman’ın koltuğuna aday oldu.
Bir aday da Abdipaşa’dan çıkınca…
Bu güne kadar Ulus tarafından hep öteki gözüyle bakılan Kumluca esnafları, “Bu sefer biz de varız” deyiverdi.

Esnaf odaları seçimlerine ilk kez şahitlik ediyorum. Adam adama markaj dönemi yaşanıyor. Destekler, vaatler havada uçuşuyor.

“Benim 2 oyum var” diye adaylara mavi boncuk dağıtanlar da var tabi. Elbette herkesin bir hesabı var. Ancak bu boncuk dağıtanların samimiyetleri ağır bir test altında. Sonuçta oylama gizli ve bu desteklerini kanıtlamaları gerekiyor.
Hatırlatmak isterim; tarlada iziniz olsun.
Ki harmanda yüzünüz ola…

xxx

Kumluca’nın adayı, 21 yıllık esnaf Ferdi Özer. Makul, mütevazı ve amatör duygularla seçim yarışına renk kattığı su götürmez gerçek. Kumluca’nın esnafları etrafında pervane.

Oda başkanlarının yapabilecekleri sınırlıdır aslında. Bol keseden vaatler gerçeklikten uzak. Ancak Kumluca’dan çıkan slogan, anlamlı olduğu kadar manidardır ve mutlaka değerlendirilmesi gerekir.

Şöyle sesleniyor Ferdi Özer:
“Şeffaf, adil ve çağdaş bir yönetim anlayışıyla…
Başarabiliriz, ‘Bir’ olabiliriz.
Dahası; ilk kez ‘Biz’ olabiliriz…”

Çok çarpıcı bir sesleniş bu. Yalın, sek ve içinde isyan, şefkat, iddia barındıran, rütin seçim atmosferine bambaşka bir anlam kazandıran derin bir yaklaşım.

Sahi; Ulus, Abdipaşa ve Kumluca, güller açan bir fidanın dalı olabilir mi?

Kimse “Biz zaten biriz” mavralarına girmesin.
İlçesi tarafından hep “öteki” gözüyle bakılan, her platformda rakip olarak görülen Kumluca’nın ilk kez bir organizasyona mütevazı olanakları ve çıplak gerçekliği ile talip olması…

Aynı toprakların hep yancısı olarak kalmaya itiraz etmesi bundandır.

Ulus’un, Uluslu esnafların bu sesi iyi duyması ve anlaması beklenir. Naçizane ve safiyane yanım, üç adayın da Ferdi Özer lehine çekilmesidir.

Elbette her adayın yarışmaya katılması hakkıdır.

Ancak bir ‘Ulus ferasetinin’ ortaya konması çok gecikmiştir.

Bu gecikme “hep ben anlayışını” günden güne daha da derinleştirdiği görülmelidir.

78 yıldır her gün…
Çocukların başını döndüren, kadınların midesini bulandıran bir yoldan Ulus’a gelmek zorunda bırakılan bir beldenin insanları…

Bağlı bulunduğu ilçesinin sadece arada bir kendi derdiyle dertlendiğini görmeyi beklemektedir.

Coğrafya kaderdir ama idari yapılanma değildir.

Eğer bu sağlanamıyor, mevcut çarpıklık giderilemiyorsa, yeni bir düzenleme yapılmalı, Kumluca Bartın’a bağlanmalıdır.

Bu duygularla Pazar günü yapılacak meslek odası seçiminin ilimize hayırlı olmasını diliyorum.

Barış ve kardeşlik içinde…

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.