h Dolar 27,2495 % 0.29
h Euro 28,8612 % 0.29
h Altın (Gr) 1.677,49 %-0,15
h Çeyrek Altın 2.774,00 %0,11
a Yatsı Vakti 02:00
Bartın 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
bartinstar
bartinstar
Turhan Öztürk

Turhan Öztürk

20 Eylül 2023 Çarşamba

Bartın gündemi kurşun kadar ağır

Bartın gündemi kurşun kadar ağır
0

BEĞENDİM

Bartın’da herkesin gözü önünde ne zaman bir olay olsa…
Cadde biliyor, sokak biliyor, çay ocağı biliyor…
Köfte biliyor, Yılmaz biliyor, su terazisi biliyor…
Ama herkes ölü numarası yapıyor.
Basın yazmıyor.
Yetkililer konuşmuyor.
İlgililer susuyor.
Kolluk telefonları açmıyor.
Savcılık duvar oluyor.
Herkes şehri dedikoduya teslim ettikten sonra…
Bir araya gelip şikayet ediyor; bu Bartın da çok dedikoducu canım!

Söylesen tesiri yok, sussan gönül razı değil.
Ahali kendi düşündüğü gibi yazmayan basına ateş püskürüyor. Kendi düşündüğünden farklı yazanlara da ateş püskürüyor, ortası yok…
Yaygın basın da bunu biliyor.
Ölü taklidi yapıyor; hiçbir şey yazmıyor.

Bartın hareketli bir haftaya girdi.

Derin Ankara’nın 100 yıllık taş duvarlarından sızan dedikodular Bartın’a ulaştı. Cadde çalkalandı.

Meğer herkeslerin Ankara bilgi kaynakları varmış. “6 yıldır biliyorduk” diyen de vardı, “Operasyon bekliyorduk ama bu kadar aşağılık olabileceğini kestiremedik” diyen sadece 1 kişi çıktı.

Hiç ummadığım isimler caddede yolumu kesti, hiçbirimizin bilmediği daha neler neler olduğunu duydu bu kulaklar.

Karşı mahalle konuyu eğlenerek izledi, yaptıkları esprileri bir duysanız…

Xxx

Bartın enteresan. Konuyu tam anlayacağız, gündem çat değişiyor.
Sabah yataktayken hem de.
Cadde biliyor, arastalar biliyor, Kemerköprü biliyor.
Ama yine de herkes bir yerleri arıyor; gazeteciler alınmış, kim onlar, neden alınmış…

Kontrol ediyor bir yandan, sağlamasını yapıyor.
Komplo teorileri gırla…

Herkeste çeyrek parça bilgi var. Birleştiriyor da birleştiriyor, ardından kimsenin aklına gelmeyen ilişkiler ağını öyle bir sıralıyor ki ağzımız açık dinliyoruz.

Herkesin merakını giderecek bilgi kimsede yok.
Ama şehirde bir şeyler oluyor.
Herkes biliyor, ölü numarası yapıyor.
En iddiasız isimlerin bile bir hesabı var.
Çünkü Bartın seçime gidiyor. Cadde aday adayından geçilmiyor.
Kimse cesaret edip “adayım” diyemiyor; özgüveni yok.

Önce ölü numarası yapıyor. Kullanışlı hesaplar ve kullanışlı basın kuruluşu arıyor fıldır fıldır.
Adını gezdirecek.

Dün akşam çarpıcı bir bilgi geldi Ankara’dan. Mecrası olmayan ancak son dönemde fotoğrafını sıkça gördüğümüz genç bir siyasetçi, muhalefet partilerinden birinin genel merkezinin kapısını çaldı. Sessiz sedasız üye olup belediye başkanı adayı olmak istiyordu.

Derin bir diplomasi yürütüldü; kendisinin bile haberi yok.
Genç arkadaşım, o işler öyle olmuyor. Önce Bartın örgütünden başlayacaksın tırmanmaya.
Abi tavsiyesi olsun.

Xxx

AK Parti’de aday adayı 18’e ulaştı.
CHP il kongresi yaklaştı, adaylığını resmen açıklayan hala yok.
İttifak hesaplarına yaslananlar, üç dönem kısıtlaması, birbirine mektup yazanlar, velhasıl caddenin köşe başları hararetli.

İlçelerde, beldelerde her masada adaylık hesabı yapılıyor.
Seçim kulislerine ve isimlere bir sonraki yazımda değineceğim. Çok ilginç isimler, pusuda bekleyenler, sürprizler var.

Çoğunu cadde biliyor, Köfte biliyor, Kırtepe biliyor.
Ama bilinmeyenler de var.
Şimdilik şu sıcak gündem dağılıncaya kadar ölü numarası yapayım izninizle…

Olmaz mı?

xxxxxx

Orman deposu kalkarsa!
Bırakın yansın Kumluca

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un geçen hafta Kumluca temasları sırasında Ulus’a yeni atanan Kaymakam Fırat Kadiroğlu ile tanışma fırsatımız oldu.

Kaymakam Bey’e Kumluca’nın ilçesi Ulus tarafından nasıl ihmal edildiğini anlatırken aklımın ucundan bir saniye bile geçmesi mümkün olmayan bir itiraz yükseldi.

İl Encümeni Atnen Bey, hiç görmediğim bir atiklikle anlatmak istediğim konuya yüksek sesle muhalefet etti.

Üzüldüm doğrusu.

Nasıl yani, 79 yıldır bir tane Uluslu bürokrat, Kumluca-Abdipaşa yolu bir felaket diye dertlendi de…

Uluslu bir daire amiri, “Bu Kumlucalılar uzaktan geliyor, şunların işini önce bitirin” dedi de…

Ve en önemlisi…

Ulus’un bir orman müdürü, “Orman zenginliğimizin başkenti Kumluca. Orman köylüsü medarı iftiharımız. Şu orman depoları Kumluca için çok hayati. Ben burada olduğum sürece bunlara kimse dokunamaz” diye gürledi de…

Biz mi duymadık.

Herhangi bir Ulus kaymakamı, ayda bir, hadi geçtim üç ayda bir Kumluca’nın ortasına oturdu da “Ey ahali, ne derdiniz var. Ben sizin de hizmetkarınızım” dedi de…
Ulus’un bir ilçe milli eğitim müdürü, Ulusta’taki bir okulun elinden tutup Kumluca’ya getirip kardeş okul yaptı da…

Biz mi görmedik.

Ceberrüt devlet anlayışı tam da bu değil mi?
İşte bunları anlatıyordum…
Sen neye itiraz ettin şimdi anlamadım ben.
Bak Ulus orman müdürü yokuş yapıyor, Kumluca’da kooperatif başkanlarına yeni depo için tel çekin, kamera takın falan dedi geçen hafta.

200 yıllık orman köylüsünün nasırlı ellerine bir kez bile bakmadan, anlamaya çalışmadan…
Bulduğu çözüme bakar mısın?
Sen buna da itiraz ettin mi aynı atiklikle encümen?
Neyse ki bu işler için emek harcayanlar var da, ara çözümler üretiliyor.

Kumluca’daki orman deposunun, aslında orman deposundan daha öte bir şey olduğunu, sosyal derinliği olduğunu bilemiyor musun?Kumluca’daki sokakta gezen her üç kişiden biri, o depolardaki muhafaza memurunun, orman işçilerinin çocuğu olduğunu göremiyor musun…
Kaldırın depoları gitsin, yansın Kumluca. Üç beş orman kepçesi, üç beş orman çalışanı da terk etsin Kumlucayı.

Ki herkes rahatlasın.

Sahte zaferlere, kaybettirilip buldurulan eşşeklere inanmayı belki bırakırız o vakit.
Birlikte mücadele etmekten başka çare olmadığını öğreniriz belki.
Olur da orman envali, Topalali’ye taşınacak olursa.

Kumluca da artık Ulus’tan ayrılıp idari yönden Bartın’a bağlanmayı güçlü şekilde gündemine almalıdır.
O referandum yapılmalıdır. Bana göre bunun için geç bile kalınmıştır.
Mahkemelerimizi Bartın Adliyesi’nde, sorunlarımızı Bartın Valiliği’nde halledelim.

Yarım yamalak köy yolları övünmeyelim.

Unutmadan;

O Çandırlar’da 500 metrelik köy yolunu neden yaptırmadın encümen?

 

xxx

 

“Zonguldak beni de 4’üncü
milletvekili kabul etsin!”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’dan önce Zonguldak’a gitti. İl Başkanı Mustafa Çağlayan tarafından “Evinize hoş geldiniz” diye karşılanınca, “Zonguldak’ın 3 milletvekili var. Bende yabancı sayılmam. Beni de Zonguldak milletvekili olarak kabul edin. 4 milletvekili olarak el ele bölgemizi birlikte kalkındıracağız” diye şık bir yanıt verdi.

Eski vilayetimiz, her seçimde 5 milletvekili çıkaran Zonguldak öylesine içe kapanık, öylesine kendi dertleriyle meşgul ki…
Oradan çıkıp bir vekil bile Bartın’a gelip “Beni Bartın’ın ikinci vekili kabul edin” diyemedi.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Köksal Toptan bile yıllardır Bartın’la ilgilenmedi.
Kitabında da yer verdiği gibi “Bartın’da efsane olduğumu sanıyordum, seçimi kaybettim” cümlesinin hakkını fazlasıyla verdi.

“Zonguldak ağırlığını koymalı. Yoksa Filyos Bartın’ın olur” gibi cümlelerle Bartın’ı ötekileştirdi.

Hayıflanmadım desem yalan olur.
O şık yanıt umarım Zonguldak siyasetine bir ders olur.
Umarım Bartın’ı rakip olarak görmekten vazgeçip…
“İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız” diyen siyasetçileri de görürüz.

Umarım.

Devamını Oku

Seçim günü yazısı; kaç gün mutlu oldunuz?

0

BEĞENDİM

Batı medeniyetlerinde siyaset, bizdeki kadar hayatın bu kadar odağında değil. Oralarda sandığa gitme oranı bizimkinin yanına bile yaklaşamaz.

İnsanların öncelikleri de farklı; aile, iş, tatil, evlat, spor…

Zaten en çok şaşırdıkları konu, bizdeki sandığa gitme yüzdesiniz bu kadar yüksek olması. Çünkü bizim memlekette siyaset yaşamın tam da göbeğinde yer alıyor.

Bartın cadde tepeden tırnağa politize.

Şaşırtıyor insanı bu durum. Ne oldu da siyaset milli sporumuz haline geldi. Yapacak daha iyi bir şeyimiz mi yok?

Günü geldiğinde herkes tabi ki sandığa gidip tercihini yapmalı. Ancak siyaseti bu kadar hayatının odağına koymamalı.

Gazeteci bir dostum yazmıştı epey bir zaman önce..

Roma’da bir parkta çiçekler, ağaçlar, göller arasında gezerken gözüne bir takım mezarlar çarpmış.
Mezarlar birer mutluluk tablosu gibi mermer heykellerle, bin bir renkli çiçeklerle süslüymüş. Ama mermerlerin üzerindeki yazıları görünce çok şaşırmış. Çünkü kiminin üstünde 21, kiminin 34 gün, kiminin de 17 gün yaşadıkları yazılıymış. İtalyanca bilmese de mezar taşlarının üzerindeki sayıların bunu gösterdiğini anlamış.
Mezarların boyları da bebek mezarı olmayacak kadar uzunmuş. Bu işe hayret etmiş, bir anlam verememiş. İtalyancası olmadığı için parkın bekçisine de soramamış. Evde akrabalarına anlatmış. Beraber parka gidip bu işin sırrını çözmelerini rica etmiş.
Bir tatil günü hep beraber gitmişler. Parkta bekçiyi bulmuşlar. Ona mezarlarda yazılı günlerin sırrını sormuşlar.
“Burası özel bir mezarlıktır” demiş bekçi. Ardından şöyle devam etmiş:
“Buraya gömülen insanlar mezar taşlarının üstüne gerçek yaşlarını değil, hayatta mutlu oldukları günleri yazarlar. Burada yatanları da kimi 21 gün mutlu olmuş, kimi 34 gün. 52’yi geçen çıkmadı daha…”

Ömür dediğimiz şey gelip geçiyor. Biriktirdiğimiz kıymetli anılar kalıyor geriye.

Siz de bu hesabı yapsanız, hanenizde ne yazardı hiç düşündünüz mü?

Benim arkadaşım, bir elin parmaklarını geçememiş sayarken.

Bense o kadar karamsar değilim.

Yarım asırlık yaşamıma pek çok anı sığdırdım. Anılarım kadar kederlerim var sıkı sıkıya sarıldığım.

Keder deyip geçmeyin, insanları büyüten, yaşamına anlam katan duygudur.
Aylar, yıllar birbirini kovalıyor. Ömür denen kum saati hızla boşalıyor. Peki siz o koca koca yılların içinden kaç gün mutlu oldunuz?
İlk aşk, evlilik, çocuğunuzu kucağınıza aldığınız an, bayramlar, hasretin bittiği kavuşma anları, dostlarla akşam yemekleri, yaz akşamları bir bahçede çakırkeyif sıcacık sohbetler…
Söyleyin bakalım topu topu kaç gün?

Hayatımızı anlamlı kılan günler bu kadar mı az? Bunun nedenini sorgulayalım mı biraz.

Aslında hepimiz birlikte büyüdük. Görkemli günlerimiz kadar iliklerimize kadar işleyen kederlerimiz oldu.

Fenerbahçeli David, Chelsie’yi yıkan golü attığında birbirimize coşkuyla sarıldık.

Maraş, Hatay yıkıldığında hepimiz birlikte ağladık.

Zaman zaman şımardık, yere göğe sığmayan özgüvenimizle hatalar yaptık. Ama böyle büyüdük.

Dün bir dostumla İnkum sahilde yürürken bir kez daha bu memleketin doğasına, denizine, havasına hayran oldum.

Sonra en son ne zaman bu duyguyu yaşadığımı hatırlamaya çalıştım. Kayıp zamanlar, lüzumsuz gerginlikler, gereğinden fazla anlam yüklediğimiz kimi tartışmalar.

Ne zaman bu hale geldik biz?

Yoksulken de zenginler kadar mutlu olabilen insanlardık oysa ki. Baba Yaşar’la ağladık, Kemal Sunal’la güldük, Tarık Akan’a, Emel Sayın’a aşık olduk Mavi Boncuk filmini izlerken.

Öyle değil mi?

Allah’ın bize bahşettiği en güzel coğrafyada, yüreği zengin insanların yaşadığı topraklarda yaşıyoruz. Hangi olanağımız yok söyleyin.

O yüzden bugün o mezar taşındaki rakamı yükseltecek şeyleri düşünün. Çoktandır yapmadığınız bir şey yapın mesela, eski bir dostu arayın, annenize onu ne kadar sevdiğinizi söyleyin.

Sizi mutlu eden bir şarkıyı son ses dinleyin mesela.

O eski güzel anılarınızı bir tazeleyin, yüreğinizdeki ferahlamayı göreceksiniz.

Bu duygularla herkese iyi hafta sonları dilerim.

Her ne olursa olsun, yüzünüzdeki gülümseme eksik olmasın.

xxx

PARTİLERİN SEÇİM VAATLERİ!

Kral, dondurucu gecenin soğuğunda nöbet tutan muhafıza “Üşümüyor musun?” diye sorar.

Muhafız “Ben alışığım Kralım” cevabını verir. Kral; “Olsun sana sıcak elbiseler getirmelerini emredeceğim” der ve gider.

Ancak bir süre sonra içeri girdiğinde emri vermeyi unutur.

Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedi ve yanındaki duvarda da şu not yazar;

“Ben soğuğa alışıktım Kralım! Beni soğuk değil, senin sıcak kürk vaadin öldürdü.”

Devamını Oku

Bartın’dan terörist çıkmaz, kendinize gelin!

0

BEĞENDİM

Yıllardır pek çok testten geçmiş dostluklar, siyaset uğruna, oy uğruna hiç olmaması gereken sertlikte tartışmalara, kırgınlıklara neden oluyor.

Toplumu kamplaştırıp kitlesine motive etmeye kalkan liderler yüzünden sokak, cadde, bin yıllık kardeşlik iklimi yara alıyor, zarar görüyor.

Yarın seçim bittiği zaman pek çoğumuzun özleyeceği dostluklar, bir daha tamir edilemeyecek düzeyde hasar alıyor.

Seçim öncesi tarihe bir not düşelim:

Bartının sokağından, insanından, kızından, gencinden terörist çıkmaz.

Her kim ki eşimize, dostumuza, akrabamıza terörist, terörist işbirlikçisi yakıştırması yapıyorsa; müfteridir.

Her birinin vatanseverliğini siyaset kurumu asla sorgulayamaz.

Seçim ve sandık uğruna bu kamplaştırmaya su taşıyanları da kınıyorum.

Bunu da kayıt altına alıyorum.

xxx

Bartın’ın 28’inci dönem milletvekilleri mazbatalarını aldı. Her ikisini de önümüzdeki yasama döneminde zorlu bir maraton bekliyor.

Çünkü TBMM, 20 yıldır olmadığı kadar bol gruba sahip.

Her iki milletvekilimizin de Bartın’ı ve Bartın’ın çıkarlarını Meclis’e en iyi şekilde savunacaklarına inanıyor, başarılar diliyorum.

Devamını Oku

TOGG aday olsa kazanırdı! Aldatmaz’la test sürüşü

TOGG aday olsa kazanırdı! Aldatmaz’la test sürüşü
0

BEĞENDİM

TOGG; Kozcağız’da meşalelerle karşılandı, Ulus’ta davullarla, Kurucaşile’de kurban kesildi. Bartınstar; AK Parti milletvekili adayı Yusuf Ziya Aldatmaz’la birlikte Bartın’da test sürüşüne çıktı. Gören korna çaldı, el salladı, durdurup selfie yaptı. Aldatmaz, “Türkiye’nin 60 yıllık rüyası. Üreten Türkiye’nin sembolü” dedi.

BARTINSTAR/TURHAN ÖZTÜRK

14 Mayıs seçimine günler kala AK Parti, Türkiye’nin yerli ve milli otomobili TOGG’u sahaya sürdü. Şehir şehir gezdirilen otomobil, gittiği her yerde vatandaşlardan büyük ilgi görüyor.

TOGG’un dünkü durağı Bartın oldu. Yağmurlu havaya rağmen önce Amasra’ya, ardından Bartın Cumhuriyet Meydanı’na getirilen otomobile ilgi büyüktü. Meydanda bekleyen kalabalık, TOGG 15 dakika geç geldi diye AK Partili yetkililerle kavga bile etti.

Bartın Gençlik Merkezi ve Yalı’da sergilenen otomobili görmek için 7’den 70’ye yüzlerce kişi kuyruğa girdi, binlerce selfie çekildi.

Yerli otomobil; Kozcağız’da, Ulus’ta, Kurucaşile’de büyük heyecan ve coşkuyla karşılandı. Meşaleler yakıldı, davullar çalındı. Yoğun ilgiyi görenler “TOGG aday olsa seçimi kazanırdı” yorumları yaptı.

Bartınspor maçı öncesi Ömertepesi’nde karşılaştığımız AK Parti milletvekili adayı Yusuf Ziya Aldatmaz, yeri otomobile Bartınstar’ı da konuk etti, test sürüşüne çıktı. Bartın şehir turunda hem otomobilin özelliklerini öğrendik hem de vatandaşın ilgisini yakından gördük.

Birincisi son derece sessiz bir motor. Sürekli motor sesine alışkın olduğumuz için bu durum oldukça ilgi çekiciydi. İkincisi; seri ve güçlü bir sürüş, dikkat çekici teknolojik donanım. Ferah ve geniş iç hacim ilk bakışta göze çarpanlar.

Ön paneli boydan boya geçen dijital ekran, otomobile başka bir çağa aitmiş hissi veriyor. Otomobilin kendi interneti var. Yani Wi’fi’ye bağlanmanız gerekmiyor. TOGG 100 km’ye 4 saniyede ulaşıyor. Bartın’a gelen modeli T10X. Kullanıma göre full şarjla 523 km yol kat edebiliyor. 4×4 araç 430 beygir gücünde ve akıllı cihaz özelliklerinin tümünü taşıyor.

Yerli otomobilin daha pek çok özelliği var. Şehir turu sırasında, Bartın caddelerinde gören herkes korna çalarak selam veriyor. Yetmiyor, durdurup fotoğraf çektiriyor.

Yusuf Ziya Aldatmaz, yerli otomobile hayranlığını gizlemiyor. “Türkiye’nin 60 yıllık hayali gerçekleşti. Devrim otomobilini yapamadık ama devrin otomobilini üretmek bize nasip oldu” diyerek söze başlıyor.

“Biliyorsunuz Devrim otomobilinden sonra çok büyük mücadeleler verildi. Dediler ki ‘Türkiye üretmesin, biz verelim onlar tüketsin.’ Ama Cumhurbaşkanımız artık tüketen değil, üreten bir Türkiye için çok büyük yatırımlar yaptı. TOGG’da bunun bir başlangıcı. İnsanın gurur duymaması elde değil” sözleriyle devam ediyor.


TOGG Kozcağız’da böyle karşılandı.

Yerli ve milli otomobilin üretimi için yaşanan tüm süreçlerde olumsuz algı operasyonlarına tepki gösteren Aldatmaz, “Önce fabrika nerede dediler. Fabrika tamamlandı, üretim bandı yok dediler. Hatta bunları İtalya’da üretip getiriyorlar bile dediler. İftiralar, ithamlar. Ya Allah aşkına, otomobil çıkar çıkmaz sipariş rekorları kırdı, siz neyin peşindesiniz. Gurur duysanıza. Bu otomobil AK Parti’ye değil, Türkiye’ye nesiller boyunca hizmet edecek. Partizanlığın da bir sınırı var” ifadelerini kullanıyor.

Yusuf Ziya Aldatmaz, “Tüm testleri başarıyla geçmiş, pek çok ülkenin gıptayla baktığı milli değerimizi haksız ithamlarla çürütmeye çalışmak size ne kazandıracak?” sorusu notlarımız arasında yer alıyor.

Bu sırada polisler yaklaşarak inceledikleri otomobilden teşkilata da istedi. Aldatmaz, “Ben de yazılmıştım ama kurada çıkmadı. İnşallah gelecekte tüm kurumlarımız Alman, İtalyan otomobilleri değil TOGG kullanacak” diye yanıt veriyor.

Şehir turumuz sırasında yolda gören herkes milli otomobile ilgi gösterdi. Fotoğraf çektirmek için adeta birbiriyle yarıştı.

Şehir turumuzun sonunda tanıdık bir arkadaşımız koşup geldi. Bagajını açıp inceledi, direksiyona oturup konforuna baktı. “Alacak paran var mı?” diye takılacak olduk, eşi çıkıştı: “Olsun, biz binemezsek çocuklarımız biner…”

Bartın’ın TOGG’la tanışması işte böyle oldu. Gün boyu tüm ilçe ve beldelere götürülen otomobil, daha sonra Zonguldak’a gitmek üzere şehirden ayrıldı. Geriye de bu notlar kaldı.

Devamını Oku

Turhan Öztürk yazdı: O yolculukta neler yaşandı?

Turhan Öztürk yazdı: O yolculukta neler yaşandı?
0

BEĞENDİM

Siyaset şehir merkezinden mi yükselecek…
Yoksa köylerden merkezlere mi şekillenecek…

Soğan fiyatı mı kazanacak, Türkiye Yüzyılı söylemi mi galip gelecek?

14 Mayıs’a sayılı günler kala yeni tez konumuz bu.
Bartın tepeden tırnağa politize. Yaşlıların da bir hesabı var, gençlerin de.

En sek duruşu olan yine kadınlar. Gönlünden geçeni pat diye söyleyiveriyor her zamanki yalın cesareti ile.

Çoktandır yazmadım, çünkü her şeyi haberleştirmekle meşgulüm.

Aslında birkaç kez oturdum klavye başına. Şehirde herkesin görüp de anlatmadığı çıplak gerçekliğe ithafen “Ölü numarası yapan şehir” diye bir konu edindim.

Vazgeçtim sonra; biraz hesabi olma zamanı.

Malum siyaset, en çok siyasetçilerin ilgilendiği soğuk bir meze. “Hesaplayın bakalım, bir yılda kaç gün mutlu oldunuz” kıvamında muhteşem bir yazıya gömüldüm.

Bu kez hasbi yanım devreye girdi; sırası değildi şimdi.

Sosyal medya mecralarında sesi çok çıkanlara bakıyorum. Bir şeyler anlatıyor, anlatmak istiyor. Ama anlatmıyor. Sadece karnından konuşuyor.

Kural 1: Herkesin bildiği şeyleri konuşuyorsan, haberci değilsin.

Kural 2: Bir şeyler bilip de yazmadığını ima ediyorsan; gazeteci değilsin.

Bir sürü tarif bulabiliriz buna. Hepsinin arasında kalıyorsan ortadan geçinip gidiyorsun işte.

Xxx

Önce milletvekili adaylarına ve parti teşkilatlarına bir laf edelim:
Bütün ses sistemleriniz rezalet… Tüm konuşmalarınız devrik cümlelerle dolu. Allah aşkına siz nasıl siyaset yapacaksınız. Bartın basını, hepinizin açıklarını kapatmak için mücadele veriyor.

Parti örgütleriniz paramparça. Her kafadan bir ses çıkıyor. Bir aydan daha kısa bir süre kalmış, tutarsızlıklar diz boyu.

Nasıl seçime gireceksiniz, söyleyin hele.

Siz nasıl siyaset edeceksiniz, neye talipsiniz anlatın hele.

xxx

Madem gündem siyaset, hadi bugün abanalım biraz konuya.

Önce anketlerden girelim mesela. Herkese bir veri akışı gidiyor. Dün akşam önemli bir siyasi figürden, bir telefon anketinin sonuçlarını gördüm. Muharrem İnce’nin yüzde 10’a yakın karşılığı çıkmış Bartın’da. Bu; en şaşırtıcı yönüydü.

Ama anketler hiç güvenilir değil. Çünkü ben sahadayım. Bir arkadaşımı aradılar aday adaylığı sürecinde. Telefon anketi…

Arkadaşım CHP’ye gönül veren okumuş tayfadan. Anket de belli ki iktidar kanadından.

Hayır, reddetmiyor soruları. Tek tek yanıt veriyor. Ama işine en gelen yanıtları veriyor. Rakibin en zayıf yanlarına çalışıyor. O yanıtlar da kayıtlara öylece giriyor.

Şimdi ben bunun neresine güveneyim.

Xxx

İttifaklar yarışında herkesin çeşitli sorunları var. Geçen hafta sosyal medyada en çok dönen fotoğraf, AK Parti’den Yaşar Arslan, Yusuf Ziya Aldatmaz ve Turhan Kalaycı’nın aynı araçta Ankara’ya gitmesi oldu.

Acaba o yolculukta neler yaşanmıştı?
2019 seçimlerinden bu yana polemiklerin merkezinde olan Aldatmaz ve Kalaycı neler konuşmuştu.

Kırgın olduğu konuşulan Kalaycı, seçime motive edilebilecek miydi?

Doğal bir kırgınlığı tahmin etmek zor değil. Hem Yaşar Arslan hem de Yusuf Aldatmaz, siyaset yaşamlarında yaşadıkları benzer durumları anlatarak Kalaycı’ya siyasetin uzun ince yollarını anlatmış.

Örneğin Aldatmaz, 2014 seçimlerinde Seyfettin Kalay ile girdiği belediye başkanlığı adaylığını tanımlarken, “İkimiz de aday olmuştuk. Onu seçtiler. Yetmiyormuş gibi, şehre birlikte dönüp vatandaşları birlikte selamlamak zorunda kaldım” sözleriyle kederini paylaşmış.

Yaşar Aslan da başından geçen benzer anılarını anlatmış.

Siyaset tarihi bunun örnekleriyle dolu. Ama siyaset her zaman fırsatlar da üreten bir mekanizma. Kimin sinirleri sağlamsa, bir hedef yakalıyor.

Xxx

Millet İttifakı da üç gün önce tam takım caddeye indi. Günün manşetini yine Bartınstar’dan geldi, kuşkum yok.

Onların da sorunları var. İrdeledim yine…

Aysu Hanım’ın bazı sıkıntıları var. Hem parti içinden hem ittifak ortağı kanadından.

Birincisi; seçim sürecine girilmesine rağmen yönetim içinden olumsuz enformasyon saçılıyor sokağa. Bir söylem ve eylem birliği oluşturulamamış.

Sayın vekilin kimi sorunlarda son derece vefakar tutumu bile dışarıya yanlış aksettiriliyor. Teşkilat; kendisini onore eden organizasyonlar hazırlamadığı gibi gibi, hep sorun üretiyor. Kimse elini taşın altına sokmuyor.

İttifak ortağı da zorluklar içinde. Malum, İYİ Parti bu seçimde kendi amblemi için oy istemiyor. Aday; CHP listesinden yarışıyor.

Hal böyle olunca genel merkezden bir destek yok.
Büyük ortak da Ankara desteği alamadığını söyleyip fedakarlık istiyor.

Taşra örgütü diri ama gönülsüz. “Senin için neden kendimi parçalayayım” anlayışı kendiliğinden yayılıyor.
Partinin il başkanı adaylık için istifa etmiş.
Yerine gelen Alper Somun, işi nedeniyle yaşamaması gereken bir kriz yaşıyor, ekmeğinin derdinde.
Örgüt de çare arıyor ama seçenekler sınırlı.
Acil toplanma kararı aldılar ve önceki akşam yeni il başkanı seçtiler. Mehmet Kasapoğlu ve Alper Somun’dan sonra partinin yeni il başkanı Sinem Özüoklu oldu.

Konu henüz basına yansımadı, çünkü karar genel merkeze onaya gitti.

2018 seçimlerinde partisinin milletvekili adayı olarak çok koşturan Sinem Hanım, 5 yıl sonra yeniden sıcak siyasete dönmüş oldu.

Xxx

Seçim kampanyasının en çalışkan ismi açık ara Cemal Akın. Hiç ardına bakmıyor. Hesaplarını yapmış, tüm rakiplerine üçüncü turu bindiriyor.

Tartışılan konu, seçmene çok dokunmak tercihleri değiştirir mi?

Cemal Akın’ın hesaplarına göre başarı; köylerden kasabalara ve şehre ulaşacak.

İttifak ortağına göre ise tam tersi; oy yoğunluğu merkezlerde. Buraları sıkı tutan kaybetmez.

İki başlık var konuyu cazip kılan:

2019’da belediye için yarışan iki aday Cemal Akın ve Yusuf Aldatmaz, bu kez farklı kulvarda. Hem ittifak hem rakip.

Görünen en çetin hesap; Cemal Akın mı, Aysu Bankoğlu mu kazanacak? İki bardaktan biri kırılacak.

İttifak ortakları arasında da kimi anlaşmazlık yaşanıyor. MHP kanadında “Üç oy Erdoğan’a, 1 oy MHP’ye” söylemi dillendiriliyor.

Bu hesabı geçen seçimde iki ittifak da kullanmış, başarılı da olunmuştu.

Ancak AK Parti kanadı, “iki vekilliği de istiyoruz, bu söylemlere inanmayın” dedi. Ufaktan gönül gerginliği çıktı.

Cemal Akın’a ilişkin küçük küçük zaferler sokağın her köşesinde anlatılıyor. Bir gazeteci arkadaşım şöyle dedi; “Dedem koyu AK Partili. Evine kadar gelmişler, ikna etmişler. ‘Cemal de bizim uşak’ diyor. Şaşırdım…”

Xxx

AK Parti’nin il başkanı Yaşar Arslan’ın eski gençlik kolları başkanına muamelesini Rasih Karakaş yazdı. Önce inanamadım. Mücahit’i aradım. Dedim ki; biz çocuğumuzu severken bile ‘eşek sıpası’ diye severiz. Severek mi söyledi, hasımca mı? Sen nasıl hissettin…

Her zamanki gibi güleç yüzü ve vakur duruşuyla yanıt verdi. “Ben sevimli bir tutum hissetmedim…”

Yaşar Başkan’ın bana göre helallik alması lazım Mücahit’ten. Öfkeli olabilir, Mücahit’in hataları olabilir. Tartışmam bile, ama bir büyük olarak bu tutum şık değil.

2018 seçimlerinden kalma husumet sahada halen unutulmamışken…

Gönüller yapmak yerine, gönül kırmak kime ne kazandırır?

Xxx

Bartın’da Süleymancı cemaat oyları kaç tane?

Resmi söyleme göre 3 bin. Bunu 5 bine kadar yükseltenler var.

Bu oylar bu seçimde kime gidecek? Cemaat, bu kez de yazılı genelge gönderecek mi?

Önceki seçimde İYİ Parti lehine bir tercih kullanılmıştı. Peki bu seçimde İYİ Parti, CHP listesine girmişken tercih değişecek mi?

Ortaya soru atıp bırakmaktan nefret ettiğim için; inceden araştırdım. Cemaatin kalbine kadar inip soruşturdum.

Bu seçim öncesi henüz böyle tasarruf bildirilmemiş. Son haftaya işaret ediliyor.

Dedim ki; önceki seçimlerde erkenden bildirim olur, hatta çalışma bile yapılırdı?

Şöyle yanıt verildi;

  • Evet, o zamanlar bize listede bir kontenjan verilirdi. Biz de adayımız için bu çalışmayı yapardık. Ama bu seçimde adayımız yok.
  • Verilmedi mi yani…
  • Yok, teklif vardı biz istemedik.

Peki, ‘öyle olsun bakalım’ deyip telefonu kapattık. Beyan esastır sonuçta.

Xxx

Şimdi bu kadar yazı yazıp da Kumluca’ya ilişkin iki kelam etmezsek olmaz.
Yoksa hemşehrilerim çok kızar.

Madem seçim sattı mahalline girdik.
Madem Kumluca, Bartın’ın lokomotifidir düsturunu savunuyoruz.

Kumlucalı ne ister sorusuna yanıt bulalım o vakit.

Seçmenlerin kendi çıkarını savunmasının son derece meşru bir tutum olduğu notunu da düşelim.

Doğalgaz bir lütuf değil en temel ihtiyaçtır. Beklenir…
Nüfus kaybına karşı, TOKİ konutunun sözü istenir. Ki gurbetçiler emekli olup gönül rahatlığı ile dönebilsin.
Organize sanayi bölgesi üretilmesi ve bazı yatırımların Kumluca’ya kaydırılması talep edilir.

Bartınspor’a her yıl milyonlarca kaynak aktaran şehrin Kumlucaspor için kılını kıpırdatmaması reddedilir.

Elektrik kesintileri için Kumluca’da sabit BEDAŞ ofisi istenir.

Köy yolları delik deşik. Heyelanlar onarılmadı. Aylardır tarım makinalarının (tırtıl) gidemediği köy yolları var.

Bu ne utanmazlıktır, konu gündemimizdeydi, deprem olunca yazamadık. Takip ediyoruz bilesiniz. Özel İdare ekipleri, Uluköy, Hisar bölgesine doğru bir çıksın, bozdurmayın ağzımı…

Ve çıtayı biraz yükseltelim.

Madem Kumluca’nın ilçesiyle bağlı bulunduğu yol sorunu bir asırdır devam ediyor.
Madem ulaşım olanakları, nüfus performans kriterlerine göre tünel haline gelemiyor.

Madem Kumluca, Ulus ilçesine gelen yatırımlardan yeterince yararlanamıyor.
Madem Kumluca’ya kazandırılmış koca koca eğitim binaları tamir bile edilmiyor.
Madem binası hazır olmasına rağmen Kumluca’ya bir yüksek okul kazandırılmıyor.
Madem ormanlar ve kooperatifler Kumluca’da olmasına rağmen ulus işletmesinin egosuna mahkum ediliyor.
Madem ilçesi tarafından Kumluca öteki olarak görülüyor.
Madem yerinde yönetim, ulaşılabilir hizmet için Kumlucalı 100 yıldır kervan geçmez yollara sürgün ediliyor.
Artık tartışmanın vakti gelmiştir.
Daha çok acı çekmeden neşter vurulmalı;
KUMLUCA İDARİ YÖNDEN ULUS’TAN AYRILMALIDIR.
Ya Kumluca ilçe olmalı…

Ya Kumluca-Kozcağız-Hasankadı kombinli bir ilçe yapılmalı…
Ya da Kumluca, idari yönden merkez ilçeye yani Bartın’a bağlanmalıdır.

Bunca eziyet, Kumlucalının omuzlarına vurulan bu yük artık kalkmalıdır.

“Coğrafya kaderdir” ancak idari yapılanma Peygamber ayeti değildir. Neden çileyi hep bir kesim çekerken, sefasını süren hep aynı bölge olmaktadır.

Bu sorunun yanıtı, Kumluca’da merak edilmektedir.

Nokta.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Gerçek doğrulanmış profilleri ile sizleri hayran bırakacak mersin escort bayanlar ile tanışmak için sitemizi ziyaret edebilirsiniz.