- Takım her zora düştüğünde kapısını çaldığımız akademisyen Teknik Direktör Gürkan Elçi ve ekibi görevi bıraktı. Sezonun başlamasına 1 hafta kala kulüpteki sancı sokağı sardı.
- Takım içi gruplar, yönetimdeki “bilmiş” yaklaşımlar… Aslında bugünün habercisi, Devrek hazırlık maçında hocanın kulübeye kapanması ile kendini göstermişti. Yeni Hoca için görüşmeler sürüyor. Peki kendi evladını yiyen hizipçi yapı, ‘yeni’ye yar olur mu?
BARTINSTAR/SPOR
Değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez sevdamız Bartınspor. Amatör batağına saplanmış, çıkarmak için kırk delinin mesai harcadığı bir kulüp.
Güçlü kadro, hedefi olan bir takım oluşturmak için çıkılan yol… Ve daha hazırlık aşamasında yaşanılan kaos.
Sezonu bile göremeden gelen “helalleşme…”
İstekli bir yönetim, genç ve iştahlı bir teknik ekip ve kıdemli bir kadro. Hazırlık evresinde karşılaştığımız ağır soru; doğum sancısı mı kaos habercisi mi?
En sondan başlayalım o vakit: Bartınspor yönetimi, yeni hoca için temas trafiğini hızlandırdı. Bugün Zonguldak bölgesinden bir isimle konuşuldu ancak anlaşma sağlanamadı. Şimdi ikinci bir isimle müzakere ediliyor.
Bilgi bu kadar.
Peki Gürkan Hoca neden gitti? Aslında Devrek’le yapılan maç haberimizde değinmiştik, takım oynamıyor, ‘hoca kulübeden çıkmadı’ diye.
Kimisi gönderildi diye yazdı, kimisi istifa etti diye. Hoca kanadından gelen tek somut bilgiyi Murat İzler yazdı, Gürkan Elçi’nin ifadelerini.
Şöyle dedi Hoca: “Teknik ekip olarak biz ayrılma kararı aldık. Güzelleştiremediğimiz ortamda kalmamanın her iki taraf için daha hayırlı olduğu kanaati ağır bastı. Yanlış bir algıyı ve bunun takıma zararı olmasını istemem.”
Oysa kurulan bu kadro, Gürkan Hoca ile Serkan Başkan’ın ortak eseri. Titizlendiler, eminiz yapmak istediler.
Bu sefer yönetim içindeki yıpratma lobileri kendini gösterdi önce. Peşi sıra ilk fırsatta mızmızlanmayı seçen zayıf karakterler ortaya çıktı.
Çünkü endüstriyel futbolda gönüldaşlık, hedef birlikteliği, kolej ruhu ve zorlukları birlikte göğüsleme gibi nitelikli duygular kolay kolay gelişmiyordu.
Önceki akşam yönetim futbolcular ile tek tek görüştü. Neden olmuyor sorusunun yanıtını aradı.
Kimisi “iyi hazırlanamadık” dedi, kimisi “kendimizi gösterecek fırsatımız olmadı” diye devam etti. Çoğu “iyi çalışmadık” derken “Sürekli rotasyonla nerede oynayacağımızı hala öğrenemedik” gibi cümleler kurdu.
Teknik taktik bir yana, sahaya çıktığınızda “ayakta duracak haliniz yok, ne bu mazeretler…” diye soran olmadı.
Hocayı son satanlar da onlar oldu.
Hoca’yı tutan çok bilmiş bir yönetim tayfası, zaten birkaç gün önce bir şeylerin fitilini yakmıştı. Ne murad ettiler neyle karşılaştılar, şapkayı önlerine koysunlar şimdi.
Sporseverler, böyle durumlarda en kolay yolun, takımın bir kısmını göndermek yerine bir kişiyi göndermeyi seçer. Çünkü en kolay yol budur.
Ancak paralı askerlerin vatan sevgisi sınırlıdır. Mazeretleri de hazırdır; askerlik hizmeti sürelidir ve bu süreyi herkes en doğru şekilde kullanmak ister.
Sezonun başlamasına 1 hafta kaldı.
Bartınspor’u hoca olabilmek için birbiri ile yarışan pek çok hoca var. Hem de Türkiye’nin dört bir yanından.
Peki Bartınspor’u yaşatacak, başarıya ulaştıracak nedir?
Cevaplarınızı bekliyoruz.