BAL liginin 10. grubunda yarım sezonun en dikkat çekici futbolcusu, attığı 11 golle hiç kuşkum yok Muhammet Özdemir.
O; güçlü fiziği, maç içindeki yaratıcılığı, kazandığımız maçlardaki üstün performansı, en umutsuz anlarda ürettiği pozisyonlar ile kısa sürede taraftarın sevgilisi oldu.
Ve diğer takımların da gözdesi…
Bilirim; futbolculuk gazetecilik gibi vefasız bir iştir. Azıcık formdan düştün mü en olmadık eleştirilerin hatta hakaretlerin hedefi olursun.
Tıpkı onun yaşadıkları gibi…
Oysa 10. grubun en çok gol atan forvetlerinden biriydi Muhammet.
Ailesiyle birlikte mazbut bir hayat yaşayan, Bartınspor’un başarısından başka hiçbir düşüncesi olmayan karakterli bir isim…
En büyük hobisi, Gönül Kahvesi adlı mekanda bir sade kahve içmekten ibaretti. Bartın, asla bir şımarıklığına, sorumluluklarını aksatacak bir davranışına tanıklık etmedi.
Tıpkı, haksız bir şekilde kadro dışı bırakılan kaptan Fatih Sercan Ekici gibi…
Takıma en çok abilik yapan, onca büyük sorunun içinde Bartınspor’u bir arada tutmak için canla başla savaşan, takımın başarısı için futbol yeteneklerinin dışında yüreğini koyan, takım arkadaşlarını dik tutmak için büyük emek harcayan futbol emekçisiydi Fatih Sercan.
Ama tutarsız davranışlarıyla takımın altına dinamit koyan, kibirli yapısıyla son maçın ardından tüm takımı göndermeye kalkan devrik teknik direktör Talat Özden’in hışmına uğradığında, futbolcular tam kadro onun evine koşmuştu…
Haksızlığa uğradığını biliyorlardı.
Tecrübeli kaptan, bir yandan teknik direktörleri tarafından küçümsenen, örselenen, zaman zaman hakarete uğrayan arkadaşlarına sahip çıkarken…
Diğer yandan söylem ve eylemleri birbirini tutmayan Talat Hoca’nın tutarsızlıklarını toparlamaya çalışıyordu.
Tüm bunları yaparken “ayağına buz koyup beni protesto etti” gibi uyduruk nedenlerle kadro dışı bırakılacağını bilmiyordu.
Buna rağmen sosyal medyada linç edildiğinde, sahaya çıkacak arkadaşlarının olumsuz etkilenmemesi için gıkını çıkarmadı.
Sustu sadece… Tek güvencesi, ilahi adaletin bir gün tecelli edeceğiydi…
Kapalı kapılar ardında daha anlatmadığımız pek çok dram yaşandı Bartınspor tesislerinde. Ve tüm yaşananlar takım içinde derin yaralar bıraktı.
Pek çok kulübün göz hapsinde bulunan Muhammet, zorlu dönemeçte sezon ortası yol ayrımına sürüklendi. Huzurunu bozan gelişmeler yaşandı.
Haksız da sayılmazdı aslında; kazanırken sadece 5-10 cümle kurulurken, kaybettiğinde yüzlerce kişi öfke kusuyordu masaya. Dayanmak güçtü, aslında şehrin sorunu da buydu.
Devre bittiğinde taşlar yerinden oynadı. Şimdi yeni bir hikaye yazılmalıydı…
İkinci devre için kulüp yeni bir yapılanmanın içine girdi. Her şey yeniden kurgulanacaktı. Bu kurgunun en önemli ayaklarından biri olması gereken deneyimli forvet gitmeyi planlıyordu.
Oynanmamış 13 sonunda neler olacak bugünden kestirmek güç, ancak Bartınspor taraftarı olarak, Muhammet’e iki çift lafım olacak bavullarını toplamadan…
Bak kardeşim; evet bizim için önemli maçlar çıkardın. Topladığımız puanlarda imzan, katkın büyük. Attığın her gol, akıttığın her damla ter için minnettarız.
Evet; son iki maçta gol atamadın diye haksız eleştirilere maruz kaldın ve ailevi huzursuzluk yaşıyorsun.
Haklısın, lakin taraftara kızılmaz. Dünyanın her şehri, taraftar tarafından haksızlığa uğramış futbolcu mezarlığı ile doludur.
Bilirim ki bu kulüpten ayrıldığında asla boşta kalmazsın. En verimli dönemini yaşıyorsun.
Lakin, fakat, ama…
Takımın böylesi zor bir dönemde senin enerjine, gollerine ihtiyacı var. Sezon ortası bu şehri bırakıp gidersen, hafızamıza kazınan ‘Muhammet’i de alıp götürürsün.
Bartınspor hiçbir vakit forvetsiz kalmaz, bilirsin kimsenin yeni doldurulamaz değil.
Ama Bartınspor küllerinden yeniden doğup taze bir başlangıç yapmak istiyor. Bu başlangıcın mimarlarından biri olmalı, mesnetsiz sözler edenlere haddini sahada bildirmelisin.
Ve Anadolu’nun kadim şehri Bartın’da “…bir golcü Muhammet vardı” tadında anılar bırakabilirsin. Bunu kimse için değilse bile kendin için yapabilirsin.
Daha önünde yaşanacak çok sezon var. Yarı yolda bırakıp gitmeler pek çok futbolcuya fayda getirmemiştir. O yüzden bu zor dönemde gitmemelisin.
Sana inananları, güvenenleri yarı yolda bırakmamalısın.
Bu sözlerimi ister bir gazeteci, ister taraftar, istersen bir abi nasihati olarak kabul et.
Bazen kalmak; bir şehri ayağa kaldırmak, bir futbolcudan çok daha fazlası olmak için gitmekten daha hayırlıdır.
İnsanların ayağına güçlü karakterini ortaya koyması için fırsatlar gelir. İşte o gün bu gündür.
Gel bu şehrin kavgası ol. İnan bana kazanacakların çok daha fazla olacaktır.
Tabi ki mecbur değilsin; gitmekle kalmak arasında ince bir çizgi ama önemli bir ayrıntı vardır. O da zoru başarmanın dayanılmaz gururu.
Anadolu’nun bu küçük şehri hırçın ama bir o kadar da vefalıdır. Yapılan fedakarlığı asla unutmaz, unutturmaz.
Gitmek kolaydır kalıp gönüller yapmak zor. Tüm bu nedenlerden ötürü kalmalısın. Zoru başarmak için, futbola itibar katmak için…
Ve ayrıca kalırsan söz; Kahve Dünyası’nda tüm kahveler benden J
Son naçizane önerim de şudur, kaptan Fatih Sercan Ekici, bu yeni süreçte takıma yeniden kazandırılmalıdır.
Sağlıcakla.
*
Turhan Öztürk
medya74@hotmail.com