Sevgili Dostlar,
Kim olursa olsun, bir mağduriyet yaşadığında ilk muhalefetliği kendisi yapar.
Birde bizim “ilk önce CAN sonra CANAN” diye bir atasözümüz vardır.
Öyle mi?
Yaşanan bu pandemi sürecinde mağdur kahveci esnafı üzerinden siyaset yapmak veya ti’ye alıcı davranışlarda bulunmak siyaset yapmak değildir!
Muhalefet zaten doğru bir muhalefetlik yapmış olsaydı bugün iktidarda olurdu.
Onun için muhalefetin muhalefetlik yapamamasına sığınıp, buradan siyaset üretmek bizlere fayda değil, zarar verir.
Gelin kendimizi kahveci esnafımızın yerine koyarak, vicdanımızın da sesini dinleyerek empati yapalım.
Mart’ın 13’ünden beri çalışamıyorsunuz ve bir daha da ne zaman çalışabileceğiniz belli değil.
Az buçuk elinizde var olan veya olmayan ne varsa bitmiş, artık bulma şansınız da kalmamış.
Bir taraftan siz böyle bir psikoloji içerisindesiniz ama bir taraftan da maşallah herkes ve pek çok iş kolu normalleşmiş ve farklı fantaziler peşinde..
Ama artık siz, nereden icrayla karşı karşıya kalırım korkusuyla yaşıyor, BAĞ-KUR haneniz her ay borç yazıyor, yapılandırmalarınız bozuluyor; elektrik, su, doğalgaz, telefon, kira gibi ödemeleriniz birikiyor.
Bir taraftan da artık bırakın siz bu ödemeleri yapmayı, çocuğunuzun okul masraflarını karşılayacak durumunuz bile kalmamış.
İktidar bu pandeminin sorumlusu sanki kahveci esnafıymış gibi ne sesinizi duyuyor ne de bunlarla ilgili tek bir kelime ediyor.
Televizyonlarda her gün Sn. Bakanımız; “Her esnafa 25 bin TL kredi verdik! Esnafın yanında olduk!” diyor.
Eyvallah doğrudur verildi.
Ama adı üzerinde kredi, yani “BORÇ”. Normalleşen esnaf ve tüccar için sıkıntı yok, çalışır öder.
Ya hala daha devletin koyduğu kısıtlamalardan dolayı çalışamayan kahveci esnafı ne yapacak?
Onlar çalışamadıkları için sizce bu krediyi ödeyebilecek mi?
Böyle bir ortamda siz Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışı ezbere mi yaptığını düşünüyorsunuz?
Kılıçdaroğlu bu çıkışı yapmamış olsaydı bir çoğumuz kahvehanelerin açık olduğunu ama iş yapamadığını bilebilecek miydi?
Evet bizler, bu çıkış üzerinden alay ediyoruz, gırgıra vuruyoruz ama bir taraftan da; “Siz ne yaptınız?” sorusuna muhatap oluyoruz.
Anayasa hükmü olan, “devlet esnaf ve sanatkarını korur ve kollar” hükmünü unutuyoruz.
Bahse konu ettiğim mağdur kesimin toplamı 100 bin civarı..
Bunlara kısa çalışma ödeneği kapsamında nakdi yardım yapılamaz mıydı?
Bunların BAĞ-KUR prim ödemeleri durdurulamaz mıydı?
Bunların icrayla karşı karşıya kalmamaları için yasal tedbir alınamaz mıydı?
Bizim STK’lardan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız nerede?
Bizim sosyal politikalardan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız nerede?
Bizim ekonomi ve iş dünyasından sorumlu Genel Başkan Yardımcımız nerede?
Bunlar da Kılıçdaroğlu’nun saçmalıklarıyla kendi eksikliklerini örtme derdinde..
Ben bunları dile getirdiğimde;
“Hayırdır eksen kayması mı var?” sorusuna da muhatap kalıyorum.
Arkadaşlar!
Ben bugüne kadar bu partide, yalan söyleme ihtiyacı duymadığım için siyaset yaptım!
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve partimize inandığım için siyaset yaptım!
Bundan sonra da yalan söyleme ihtiyacı duyacağımı düşünmüyorum.
Benim eksenim her zaman bildiğim, emin olduğum doğruları dile getirmektir.
Bundan zarar görür müyüm korkusu da yaşamadan.
Bu korkuyu çıkar amaçlı siyaset yapanlar yaşar…
Benim korkum, üyemin ekmeğini kaybetmesi, çıkarım da ekmeğine sahip çıkabilmektir.
Bende eksen kayması yok olamaz da..
Olsa olsa eksenim biraz daha sertleşmiş olur. Kayması söz konusu bile olmaz!
Xxxx
Her doğum yeni bir başlangıçtır: BartınStar
Her doğum yeni bir hayata merhaba, ölüm ise elvedadır.
Doğumlar umut, heyecan ve sevinç yaratır. Ölümler ise bitiş, sonlanış ve hüzün..
BartınStar da bir bitişin, bir sonlanışın ardından girdi hayatımıza.
Daha önce 74medya..
Bundan sonra ise BartınStar!
74medya niye sonlandı?
Neden böyle bir ihtiyaç hasıl oldu inanın ben de bilmiyorum. Bildiğim ve emin olduğum tek şey ise bizim yüzümüzden olmayışıdır.
Onun için CHP’li arkadaşlarımızın içi rahat olsun :))
Neden böyle bir ihtiyacın hasıl olduğunu sayfa sahibi arkadaş belki kendisi yazar bir gün..
Gelelim doğum olayına, yani BartınStar’a!
74medya’yı sonlandırıp, BartınStar’la farklı bir tarza merhaba diyen Turhan Öztürk’e!
Yaklaşık 25 yıldır İstanbul’da Star, Sabah gibi gazetelerde dizayn yapan bu arkadaş, herhalde Bartın’da da farklı bir dizayn peşinde. :))
Memleketine yani Bartın’a döndüğünden beri sontaj yapan bu arkadaş, düşüncelerini paylaşıyor ama detay vermiyor maalesef.
Şahsına münhasır tarzı ve güven veren duruşundan olsa gerek sorgulama ihtiyacı da duymadık şahsen.
Kendisiyle yakın ilişki kurarak kontrolü de elden bırakmadık tabi ki. :)
Ve hatta öyle bir yakın ilişki kurduk ki köşesinden yer kapmayı bile başardık.
Tabi biz merhaba yazısı yazıyoruz derken bu yazıdan sonra “elveda Tepe!” diye şutlanmaz isek :))
Onun için bir daha yazamama ihtimaline binaen biz bu mayınlı konudan uzaklaşalım.
x
ayhantepe@bartinstar.com