Kamil Koç’un o hostunu el birliği ile işsiz bıraktık!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ortalığa saçılan 70 saniyelik bir görüntü ve 10 satırlık bir haber üzerinden sosyal medya yıkıldı adeta Mart ayının son günlerinde.

Savunması alınarak işine son verilen Bartınlı genç çalışanı kimse dinlemedi. “O gün orada ne yaşandı” diye sormadı, firması da arkasında durmadı.

Toplumsal tepkinin üzerine firma, o çalışanını İstanbul merkezine çağırdı, savunmasını aldı ve işine son verdi.

Yanlış anlamayın, Kamil Koç firmasını savunacak değilim, koskoca firmanın bunu yapabilecek gücü vardır.

Onur kırıcı hiçbir davranışı savunacak da değilim. Eğer gerçekten o servis edilen haberdeki gibi “burayı temizlemeden otobüsten inemezsin” denmişse, her türlü eleştiriyi hak ediyor hem çalışan hem de firma…

Bu şerhleri düştükten sonra basit bir soru sorayım; ya öyle olmadıysa?

O görüntüyü çeken kişiler bulunamadı. O otobüste yolculuk eden ve “ne oluyor kardeşim” diye itiraz eden bir ses duyulmadı. Engelli diye acitasyon yapılan o kadına hiçbir muhabir ulaşamadı.

Haberi servis eden İHA da haberinin arkasında duramadı. Dayanaklarını somutlaştıracak deneklere ulaşamadı ki İHA’nın yaygın muhabir ağı Türkiye’de hiç kimsede yok. Günlerce bekledim, biliyorum ki Çaycuma muhabirine “Bırak ıvır zıvır konuları, o kadını bul konuştur” talimatı gitti.

Ama yok.

Peki sonuç… İyi ya da kötü bir otobüste işi olan, maaş alan bir genç insan işinden oldu. Firma itibarını kurtarmak için sustu. Görüntüyü çeken sustu. Yolcular sustu. O kadın sustu. O otobüs şoförü sustu.

Faturayı sadece bir kişi ödedi; o otobüste host olarak çalışan genç.

Herkes hata yapar. Yapmam diyen beri gelsin. Herkes hatalarının bedelini ödüyor mu bu kadar ağır?

İçinizden en günahsız olan atsın o vakit ilk taşı.

Ne diyor host çalışan; çocuk kustu, ikinci kez kustu, o kirliliğin içinde oynuyor anne hala telefonla konuşuyor. Sonunda dayanamayıp çocuğu ben kucağıma alıp çıkardım oradan…

Bu beyanın kıymeti harbiyesi yok mu. Ya da iyi boyutundan yaklaşalım, host görevi olmamasına rağmen çocuğa kucağında bakarken anne de görevi olmamasına rağmen yeri silme refleksi göstermiş olamaz mı? Gayri resmi bir dayanışma olamaz mı?

Hakan isimli o hostun bir yakını mesaj attı, diyor ki otobüste olanların hepsi şahit olana bitene. Hepsi de o gün host arkadaşa destek vermiş. O anne özürlü de değilmiş.

Hepimiz, Mart ayının son günlerinde yaşanan konunun üzerinde tepiştik ve unuttuk.

Olay unutuldu, konu unutuldu, videoyu çeken unutuldu, yolcular unutuldu, Hakan işsiz kaldı. Bu ay maaş alamadı.

Sosyal medyanın hayatımıza armağanı da bu oldu galiba. Ne dersiniz?

xxx

Klavye kalemşörleri

Adam şöyle yazıyor; “haklısın ama yine de seni protesto ediyorum takipten vazgeçiyorum!”
Ya da içinde pek çok bilgiyi barındıran bir haber paylaşmışsın, kendi düşüncelerini haberde görememiş…
Anında haberci kesiliyor, sana ders vermeye kalkıyor. Sanki o karar veriyor neyin haber neyin haber olmadığına.

Adıyla cümle kurmaya cesareti olmayan bir korkak, sahte hesap açıyor, işine gelmeyen bir haberi gördüğünde “Yandaş mısın, bunun neresi haber” diyerek eleştiri yapıyor.
Hiç işi gücü yok, senin saatlerce mesai harcadığın bir bilgiye anında çamuru yapıştırıyor.
Bir alanda başarısı yok, tek meziyeti var, ona buna çamur atmak.
Yaptığı paylaşımlarda beğeni oranları sıfıra yakın ama sanıyor ki herkes onu takip ediyor, sahada karşılığı var…
Bir gün bile bir insanın işini çözmemiş, cümleleri bir kişinin yüzünü güldürmemiş. Hep bağcıyı dövmüş, hiç üzüm yememiş.
Sadece kıt bilgisi ve dar bakış açısı ile sağa sola çamur atmakla geçirmiş hayatını. Tıbbi desteğe ihtiyacı var ama farkında değil.
Haberci arkadaşlara söylüyorum; böyle insanlar şevkinizi kırmasına izin vermeyin. Meydanı onlara bırakmayın.
Haberlerde kendi düşüncelerini görmek isteyenler, kendi mecrasını kursun, çok kolay nasılsa. Bakalım kimin ne kadar karşılığı var, görelim.

xxx

Artık…

  • Cem Yılmaz artık “ölüm gurubuna düştük” esprisini yapmasın.
  • Her yağmur yağdığında haberciler artık “Denizin rengi değişti” haberi yapmasın.
  • Radyocu arkadaşlar, artık farklı bir reklam sesi bulsun. Aynı sesten sıkıldık.
  • Canlı yayın yapan arkadaşlar artık ekrana farklı yüzler çıkarsın.
  • Her projeye hayır diyenler, artık kendini iktidar yerine koymaktan vazgeçsin.
  • İktidardakiler artık sadece kendi görüntülerini paylaşmaktan vazgeçsin.

xxx

Eşek pazarlığı

Cambazın biri, eşeği yularından çekip gelmiş pazara. Bir başka cambaz yanaşmış:
“Kaça bu eşek?”
“Bin lira!”
“Aldım gitti, ver elini helalleşelim!”
Birkaç kişi alıcının kulağına fısıldamış:
“Yahu görmüyor musun, bu eşek topal. Onun için ucuza verdi!”
“O eşek topal değil, tırnağının arasına taş kaçmış. Bu nedenle topal sanıp ucuza elden çıkarmaya bakıyor!”
Eşeği satana koşmuşlar:
“Yahu bu eşek topal değilmiş, tırnağına taş kaçmış!”
Satıcı gülmüş:
“Eşek topal olmasına topal da, öyle sansınlar diye taşı tırnağına ben koydum!”
Alıcıya koşmuşlar:
“Yahu bu eşek gerçekten topalmış, taşı o koymuş. Seni de kandırdı, parayı aldı!”
Alıcı dövünmeğe başlamış:
“Vay namussuz vay! Eğer verdiğim para sahte olmasaydı, beni kazıklayacaktı!”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Kamil Koç’un o hostunu el birliği ile işsiz bıraktık!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir