. Ne kadar çok insanın Süleyman Soylu ile fotoğrafı olduğunu.
. AK Parti’ye açık açık oy verdiğini söylemeyen ne kadar çok insanın Soylu için destek mesajını açık açık yazabildiğini.
. Kendini Cumhurbaşkanı yerine koyup istifayı kabul etmediğini söyleyen ne kadar çok insan olduğunu.
. Soylu’nun gitmesi ardından yorum yapıp, gelmesiyle ne kadar çok insanın yorumunu sosyal medyadan sildiğini.
. AK Parti içinde muhafazakar kesime mesafeli duran suskunların, merkez sağdan gelen Soylu’nun gidişi karşısında sesini yükseltebildiğini.
. MHP’lilerin AK Parti içinde en sevdiği bakanın kim olduğunu…
. Siyasi bir hatadan oluşan dezavantajın nasıl avantaja dönüştürüldüğünü…
. İştahlanan muhalefetin nasıl ters köşeye yatırıldığını…
. Ekranlarda bütün ihtimalleri sıralayarak, biri gerçekleştiğinde ‘ben demiştim’ bilgeliğine erişen Ankara habercilerinin çokluğunu…
. Eleştiri seslerinin en çok yükseldiği bir dönemde bile safların sıkı tutulabileceğini…
. Yenilgi yenilgi zaferlerin olduğunu…
xxx
İKİ GÜN GÖNÜLLÜ KARANTİNA BİZE NE KAZANDIRDI
Covid-19 pandemisi ile bir süredir ciddi bir mücadele yürütülüyor. Malum, Cuma günü büyükşehirlerde sokak yasağı ilan edildi.
Bartın, hafta sonu bu yasağa resmen dahil edilmese de gönüllü katılım sağladı. Peki sokağın iki gün kendini izole etmesi ne kazandırdı…
Birincisi; nüfus-vaka ortalamalarına göre Bartın’da Coronavirüs’lü bir kişinin etrafında 3 kişiye bulaştırdığı hesaplanıyor. (Bu rakam İstanbul’da 16)
Bu hafta sonu evden çıkmayacak bu bulaşık durum, kısmi durmuştur. Yani yayılma zincirinde sınırlı kırıklar oluşmuştur.
EN AZINDAN ZAMAN KAZANDIRDI
İkincisi, virüs kapan bir kişinin semptomlar gösterip tedavi altına alınması için gerekli süre kazanılmıştır. Zira vakanın tespit edilmesi, çevresinin izole edilerek bulaşma zincirinde yeni halka olmaması sağlanmıştır.
Peki yeterli midir? Değil elbette.
Bartın özelinde bu sinsi virüs, sadece bu hafta sonu bulaşacak insan bulamamıştır. Bu durum il sınırları içinde salgının kontrol altına alınıp boğulması anlamında küçük ama önemli bir adım olabilir.
Bu hafta dikkatimizi Ulus’tan gelerek tedavi altında tutulan şüphelilerin test sonuçlarına yoğunlaştıracağız. Bu rakamlar, salgının şehirdeki yayılma hızı ve alınacak tedbirlerin bir üst aşamaya geçip geçmeyeceğini anlatacak.
xxx
ELBET BİR GÜN BULUŞACAĞIZ
Bu günlerde herkesin dilinde aynı şarkı var…
Marketçinin de, din görevlisinin de, kahvehanecinin de…
Bu böyle yarım kalmayacak…
Siyasetçinin de, lokantacının da ama en çok da meyhanecinin de…
Her kriz dönemini güzel anlatan şarkılar hep ola geldi bu güne kadar.
Tıpkı 1979’larda “benzin yok, mazot yok, oh canım sağolsun” gibi…
Bu dönemin şarkısı da kuşkusuz Elbet Bir Buluşacağız oldu.
Yaşadığımız psikolojiyi daha iyi ne anlatabilirdi?
Bu vesileyle güfteyi yazan ve besteleyen ve genç yaşta (41) hayata gözlerini yuman Mustafa Seyran’ı rahmetle anıyoruz.
