Ali Babacan “Bağımsız denetim” istedi, DEVA Partisi Amasra’yı Meclis’e taşıdı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu da 41 işçinin hayatını kaybettiği patlamayı TBMM gündemine taşıdı. Verdiği soru önergesinde “Sorumluların tespitine yönelik herhangi bir idari süreç başlatılmış mıdır?” diye sordu.

BARTINSTAR/GÜNDEM

Amasra’da 41 madencinin yaşamını yitirdiği grizu faciası nedeniyle Bartın, siyasi partilerin genel başkanları düzeyinde ziyaretlere sahne oldu. Bartın’a gelip madenci ailelerini ziyaret eden isimlerden biri de DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan oldu. Patlamanın yaşandığı Amasra’da (16 Ekim Pazar) açıklamalarda bulunan Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kader planı” sözlerine gönderme yaparak “Toplum olarak artık itiraz etme zamanı geldi. Can kayıplarına, yaralanmalara itirazımız var. Kadere hepimiz inanırız ama önce tedbir” dedi.

Hayatını kaybeden madencilerin cenazelerine katılan ve ailelerle görüşen Babacan, yetkililerden bilgi aldı ve bir basın açıklaması düzenledi. “Acıların tekrar yaşanmaması için ne yapılması gerektiğinin artık çok iyi çalışılması gerekiyor” diyen Babacan, şu mesajları verdi:

  • Tedbirde nerede hata edildi? Eksikler neredeydi? İş güvenliği konusunda nerelerde ihmal var? Hepsinin üzerine gidilmesi lazım. Bunun bağımsız denetimle yapılması lazım. Güçler ayrımı, denge-denetleme mekanizmaları olmayınca, bağımsız denetim yapılmayınca bu kazaların sebepleri yeterinde anlaşılamıyor.
  • Güçler ayrımının olduğu, demokrasinin iyi işlediği ülkelerde de maden ocakları var. Hangi ülkede demokrasi iyi işliyorsa, bakıyorsunuz o ülkelerde bu tür kazalar çok daha az oluyor. Çünkü bağımsız denetim mekanizmaları çalışıyor. İşi yapan, yaptıran aynı zamanda da denetliyorsa oradan maalesef hatalar bulunamıyor. Eksik ve ihmaller tespit edilemiyor. Buradaki ihmallerle ve tedbir eksikliğiyle ilgili iddialar var. Bunların mutlaka üzerine gidilmesi lazım.
  • Bir idari denetim, bir yargı denetimi bir de Meclis denetimi var. Burada mutlaka yasama denetiminin, yani Meclis denetiminin bağımsız bir şekilde çalıştırılması gerekiyor. Ne olduğunun anlaşılması gerekiyor ki tekrarı önlensin. Olanlardan ders çıkarmazsak Allah korusun can kayıpları devam eder.
  • Ülkemiz maden zengini. Maden kaynaklarımızı kullanmamız, yer üstüne çıkarmamız kuşkusuz ülkemizin değerleri açısından önemli ama bir canın maliyetle karşılaştırılması mümkün olmaz. Tedbir konusunda ne kadar maliyet gerekiyorsa, ne gerekiyorsa mutlaka harcanmalı. Tek bir kişinin bile canının korunacağı bir tedbir ve iş güvenliği sistemiyle madenlerimiz işletilmeli. Savcılık süreci var. Bu savcılık sürecinin bağımsız ve tarafsız yürümesi gerekiyor. Meclis’te bu konuyla ilgili araştırma ve soruşturma komisyonlarının sürecini başlatmak gerekiyor.
  • Soma’da kaybettiğimiz canlarımızın acısı daha tazeyken Amasra’da büyük bir felaketle karşı karşıya kaldık. Biz kadere inanırız ama önce tedbir, sonra Allah’ın takdiri… Tedbir bizden, takdir Allah’tan. Tedbir almayıp arkasından takdirle, kaderle olaya bir çerçeve çizmeye çalışırsak bu son derece yanlış olur.
  • Kardeşlerimiz, alnının teriyle, bileğinin gücüyle çalışırken hayatlarını kaybettiler. Bu çok üzücü. Bir yandan ülkede korkunç bir israf var. Sayın Erdoğan’ın söylediği gibi yolsuzluk var. Bir yandan korkunç bir haksız kazanç var. Bir yandan da alnının teriyle, bileğinin gücüyle çalışırken, yerin 300 metre altında helalinden kazanç mücadelesi verirken canını kaybeden vatandaşlarımız var. Bu adalet değil. Toplumsal adaleti sağlamak, olanlardan ders almak zorundayız. Artık bunlara bir dur demenin vakti geldi. İnşallah toplum olarak ayağa kalkıp ‘İtirazımız var’ demenin zamanı geldi.

DEVA PARTİSİ, AMASRA’DAKİ PATLAMAYI MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI

Öte yandan DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Amasra’daki grizu patlamasını Meclis gündemine taşıyarak soru önergesi sundu. Yeneroğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede şu soruları sordu.

  1. Grizu patlaması dolayısı ile meydana gelen ve şu ana kadar 41 vatandaşımızın ölümüne yol açan faciadan sonra sorumluların tespitine yönelik herhangi bir idari süreç başlatılmış mıdır?
  2. Sayıştay tarafından 2019 yılında hazırlanan rapor doğrultusunda, Amasra müessesesindeki eksikliklerin giderilmesine yönelik herhangi bir tedbir alınmış mıdır? Alındı ise bu tedbirler nelerdir?
  3. Taş kömürü üretimi yapan maden ocakları ne sıklıkta denetlenmektedir? Yapılan denetimler sonucunda, iş sağlığı ve güvenliği kriterlerini taşımadığı gerekçesiyle kapatılan maden ocağı sayısı kaçtır?
  4. Patlamanın meydana geldiği maden ocağında, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine ilişkin en son denetim ne zaman yapılmıştır? Yapılan bu denetimde herhangi bir eksiklik tespit edilmiş midir? Şayet eksiklik tespit edilmişse söz konusu eksikliklerin giderilmesi için herhangi bir çalışma yapılmış mıdır?
  5. Türkiye genelinde faaliyet gösteren taş kömürü madenlerinde son 5 yılda kaç maden kazası meydana gelmiştir? Bu kazalarda kaç işçi hayatını kaybetmiştir?
  6. Patlamanın meydana geldiği maden ocağında, son 5 yılda kaç maden kazası meydana gelmiştir? Bu kazalarda kaç işçi yaralanmış ya da hayatını kaybetmiştir? Bu iş kazalarına ilişkin herhangi bir soruşturma yapılmış mıdır?
  7. Patlamanın gerçekleştiği maden ocağında ilave yatırım yapılmaksızın karşılanması mümkün olmayan, yıllık üretim planlarının üzerinde, belirli üretim hedeflerini tutturmaya yönelik bir üretim baskısı olmuş mudur?
  8. Bakanlığınıza bağlı Madencilik ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından yapılan rutin denetimler yılda kaç kez yapılmaktadır? Yapılan denetimlere dair raporlarda, patlamanın olduğu üretim kotuna ilişkin 2019 yılına ait Sayıştay raporunda işaret edilen metan gazına ilişkin iç güvenliği açığı ile alakalı tedbir alınıp alınmadığı incelenmiş ve gerekli uyarılar yapılmış mıdır?
  9. Sayıştay uyarısı ve MAPEG denetimlerine rağmen Türkiye Taşkömürü Kurumu, teknik açıdan, iş süreci ve prosedürel olarak güvenlik önlemlerinden sarfı nazar etmiş midir? Patlamanın meydana geldiği maden ocağının havalandırma tesisatlarının, fan ve bacalarının aktif olarak çalışıyor olup olmadığı ne şekilde, hangi sıklıkta kontrol edilmiştir?
  10. TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu’nun Kozlu Taşkömürü İşletme Müessesesi Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, 2013 yılında 8 işçinin ölümündeki sorumluluğu dolayısı ile 24 ay hapis cezası aldığı ve bu hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği doğru mudur? Eğer bu bilgi doğru ise 29.01.2018 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlük görevlerine neden atanmıştır?
  11. Özellikle göçük olaylarında etkili bir önlem olan ve pahalı bir yatırım olan “yeraltı sığınma odaları” konusunda bugüne kadar herhangi bir adım atılmış mıdır?”
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ali Babacan “Bağımsız denetim” istedi, DEVA Partisi Amasra’yı Meclis’e taşıdı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir