Asgari ücret konusunda daha evvel adı üzerinde ”asgari” yani en az verilebilecek bir ücret.
Daha fazla verilmek istenildiğinde ‘buna hukuken hiçbir engel yok verilebilir’ demiştik..
Ama artık her asgari ücret artış dönemi yaklaştığında birileri bu konuyu suistimal etmeye kalkıyor ve politik söylemler ile çalışanları mağdur gösterirken, işverenleri de tu kaka etmekten geri kalmıyor.
Halbuki asgari ücretle çalışıp yaşamını idame etmeye çalışan işçi kardeşlerimizde bu ülkenin evladı tüm olumsuzluklara rağmen ayakta durmaya çalışan işveren kardeşlerimiz de..
Birinin mağduriyetini dile getiriyoruz derken, öbürünün hukukuna saygısızlık etmek kabul edilebilir değil diye düşünüyorum.
x
Bir ay öncesi 3.500 ₺ olarak telaffuz edilen asgari ücret tahminleri, kur’da yaşanan aşırı dalgalanma ve bunun neticesinde ortaya çıkan fiyat artışları beklentiyi daha yukarlara 4 bin ve hatta 4.500’lere çıkarmıştır.
Şahsi kanaatim ise sanki 3.800 ₺ civarında olacağı yönündedir.
Bunun üzerinde olabilir mi?
Elbette olabilir.
x
Ama bu rakamın üzerinde olması halinde vergi muafiyeti beklentisi oluşacağından bu rakamda anlaşma sağlanacaktır diye düşünüyorum..
Tahminimi dile getirdikten sonra birde önerimi dile getirmek isterim.
Oda “kademeli asgari ücret” ama bu kademe, çalışanın yaşı üzerinden değil, işverenin hacmi üzerinden olmalıdır.
Küçük aile işletme statüsünde olan esnaf işverenlerimiz ile şirket veya holding statüsündeki işverenlerimizi aynı uygulama içinde değerlendirmek pek doğru değil diye düşünüyorum.
Olması gereken bilanço esasına veya işletme hesabı esasına göre belirlenen hadler gibi asgari – azami hadler üzerinden sınıflandırmaya tabi tutmaktır..
