Bartın zaten açık bir AVM nedir bu istek anlamadık

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bartınımızda zaman zaman gazetecilik adına yaptığı çalışmalarla farklılık yaratan isimler var. Onlardan biri, Bartın Olay internet sitesinin sahibi Süleyman Karaman.

Bizim meslekte en önemli iş, sokağa inip insanlarla bire bir temas kurmak, onları dinlemek, dokunmaktır. İstanbul basını, kolay yoldan parayı bulup fildişi kulelere çekildi çekileli halktan kopuktur. Bu nedenle insanla temas eden gazeteciler hep iyi işler çıkarmıştır.

Velhasıl; Süleyman zaman zaman sokağa çıkıp insanlara Bartın’la ilgili “ne istersiniz” ya da “Bartın’ın en büyük sorunu nedir” diyerek mikrofon uzatıyor. Gençler, işçiler, emekliler…

Gelen talepler gerçekten şaşkınlık verici. Katılımcıların ezici çoğunluğu “AVM yok. AVM olsa iyi olur” vari cevaplar veriyor.

İstanbul’da adım başı karşılaştığımız AVM’lerden müzdarip bir birey olarak o zamanlar iç geçirmiştim, “İnşallah Bartın’a yapmazlar…”

Zira Bartın’dan daha büyük şehir olan koca Karabük, merkezine yapılan bir AVM’den ibaret hale geldi. AVM’nin dışında şehir adına Karabük’te hiçbir şey yok.

Oysa Bartın öyle mi?

Kemerköprü’den Kırtepe’ye, Yalı’dan tarihi su kemerine, Hendekyanı’ndan Orduyeri’ne…

Bartın zaten koca bir alışveriş merkezi.

Sokakları, caddeleri canlı, cıvıl cıvıl.

Derken Bartın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Balık’ın AVM için yer aradıklarına ilişkin beyanını okuyunca için burkuldu. Hatta yer için bir arsa sahibine teklif dahi yapılmış.

Eğer bu hemşehrimiz yerini AVM için verirse, devasa taş duvarların içine onlarca hatta yüzlerce dükkandan oluşan bir yaşam merkezi inşa edilecek.

Bartın’da birçok iş merkezi yıllardan bu yana sinek avlarken çeşit çeşit markalar, mağazalar, marketler, yemek-kafe ve oyun alanlarından oluşan bir taş abide yükselecek.

Şehrin her yerine dağılmış kafelerin, lokantaların, mağazaların müşteri sayısı azalacak. O çok sevdiğimiz eski çarşının mistik sokaklarında semt kültürünü yaşatan on esnafı zor duruma düşecek.

Buluşma yeri, Taş Han ya da Azim Kitabevi’nin önünde değil de AVM’deki Star Box’ta buluşmaya başlayacak.

Sokağın başında görmeye alıştığımız yılların bakkalı, manifaturacısı AVM’ye karşı direnemediği için kepenk indirmek zorunda kalacak. Yalı boyunda, Gazhane’de yürüyen insanların yarısı, taş binanın içinde zaman geçermeye başlayacak.

Yapmayın arkadaşlar, etmeyin Allah aşkına.

Bartınımızı bir taş yapının içine sıkıştırmayın ne olur. Biz Hamam Sokağı’nda kahve içip Galla Pazarı’ndan alışveriş yapalım. Cumhuriyet Caddesi’nde birbirimizi görelim.

Diyebilirsiniz ki hür teşebbüs, serbest rekabet…

Doğru ama AVM’lerin şehirler üzerindeki olumsuz etkileri bilimsel olarak da kanıtlanmış durumda. Bizim böyle bir ihtiyacımız inanın yok.

Sinemamızın yeri belli, kafelerimiz her sokakta…

Bacasız fabrika üniversitemizin şehrimize kazandırdığı genç sinerjiyi taş-beton duvarlar arasına hapsetmek inanın kimseye kazandırmayacak. Sadece üç beş markanın çekim alanı olup sosyal hayatı ve şehrin ticari hareketliliğini öldürecek.

AVM deyince işte bunları hissediyorum bugün.

Paylaşmak istedim.

 

*********************************

 

AVM’LERİN ŞEHİR

HAYATINA ZARARI ÇOK

 

AVM’lerin zararları

-Kesenize bereket değil zarardır. AVM’ye girdiğinizde ihtiyacınız olmayan sapır saçma şeyleri de almış olduğunuzu; garip şeyler yiyip içtiğinizi göreceksiniz. Çünkü marketler gibi AVM’ler de buna göre tasarlanır. Sizi iyi bir tüketici olmaya teşvik ederler.

-Havadar gibi görünse de AVM’ler özünde havasız yerlerdir. Adı üstünde kapalı mekan. Yüzlerce hatta binlerce kişinin soluduğu bayat havayı solursunuz farkında olmadan. Kullanılmış havayı solumak,  insanlar tarafından defalarca çiğnenmiş bir lokmayı geveleyip tükürmek gibidir.

-AVM’lerde yoğun elektrik ve internet kullanılır. Neredeyse her santimetre kareden kablo geçer. Ayrıca insanların cep telefonlarını da hesap ederseniz… AVM’ler elektromanyetik hapishanelerdir.  Nasıl ki fuar alanı gezerken başınız ağrıyorsa AVM’lerde de bu tip semptomlar yaşarsınız.

-Yorgun bir AVM gezisi sonrası eve geldiğinizde ve başınızı yastığa koyduğunuzda bir önceki güne göre değişmemiş olduğunuzu fark edersiniz. Yeni bir yer görmemiş yeni bir deneyim yaşamamış yeni bir şey öğrenmemiş… vs. Kısaca AVM’ler insanların zaman ve parasından beslenen obur canavarlardır. Sizin neye ihtiyacınız olduğu umurunda değildir.

-Çocuklar için AVM.lerde oluşturulmuş oyuncak ve oyun alanlarının olumsuz sonuçları bilimsel olarak kanıtlandı.

 

*************************

Yücel: Tarihsel kimlik göz ardı ediliyor

İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel: Kültürel miras açısından, önemli eserler bırakamadığımız bu dönemde AVM’ler de çıkar gruplarına hizmet etmekten başka bir rol üstlenmiyor.

Palandöken: Esnaf işini kaybediyor

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken: “AVM’ler açılınca bölgedeki esnaf ve sanatkarların sosyo-ekonomik yapısı da bozuldu. Bu nedenlerle ekonominin kılcal damarları dediğimiz yaklaşık 60 çeşit işkolunda işletim süreci zarara uğrayarak kepenklerin bir bir kapandığını görüyoruz. Anadolu’da açılmış olan AVM’ler de malları bulundukları illerden karşılamadıkları için, kazandıkları nakit parayı da il dışına çıkarıyor. Bu durum küçük olan piyasanın daha da daralmasına ve ayakta kalmaya çalışan esnafın işini kaybetmesine neden oluyor.

Demirdizen: AVM’lerin Kent dışında yapılmasına izin veriliyor

Şehir plancısı Erhan Demirdizen: Eski merkezini koruyabilen kentlerde insanlar günlük hayatlarında açık ve yeşil alanları daha yoğun kullanabiliyor. Oysa AVM’lerde bu aktiviteler minimuma iniyor. Bu nedenle Avrupa’nın pek çok kentinde AVM’lerin kent dışında yapılmasına izin veriliyor.”

Ertem: Pazarların da kişilerin de ekonomisini bozuyor

Ekonomist Dr. Cemil Ertem: Çok yönlü ekonomik sorunlar doğuran AVM’ler, gelir dağılımlarında bozulmalara neden oluyor. İhtiyaç dışında tüketime teşvik eden bu merkezler, kredi kartıyla yapılan harcamalar ile kişilerin yüksek faizli borçlanmalarına neden oluyor. Aynı zamanda kentteki geleneksel pazarlar da ekonomik gerilemeden dolayı bozuluyor. AVM çevresindeki bölgede oluşan kent yapısında da değişimler yaşanıyor. Dükkan kiraları zamlanıyor ve konut fiyatları artıyor.

Çakar: AVM’ler yanlış tüketim mabedi, gidilmemeli

Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar:  “AVM’ler içerilerinde bulundurdukları mağaza zincirleriyle birlikte uluslararası sermayenin yansıması durumuna geliyor. Yoğun olarak ithal ürünlerin satışa sunulduğu bu merkezleri, gereksiz tüketimin pompalandığı yerler olarak değerlendiriyorum. İnsanların yanlış tüketime yönlendirilerek tuzağa düşürüldüğü bu mekanlar, tüketimin mabedidir. Tüketiciler; ekonomi, sağlık ve gelecek yönünden aykırı ve zararlı olan AVM’lere gitmeyerek tepkisini göstermeli.

Köksal: Kapalıçarşı gibi değil, tasarımları satış odaklı

Zirve Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turan Köksal: Cepheleri kapalı olan AVM’ler, bir de kötü tasarlanmışsa şehrin tarihi ya da kültürel dokusuna zarar getirirler. İstanbul’daki Kapalıçarşı gibi değil, kendi için sadece satış odaklı bir iç mekan tasarımı sunarlar. Engelliler için az asansör koyarlar. Yemek katını en yukarı koyalar ki, uzun zaman o bina içinde geçirecekse müşteri, acıksın ve oraya ulaşırken de alışveriş yapsın.

Erdoğan: AVM’lerin hiçbir turistik değeri yok

Medeniyet Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan: AVM’lerin, bulundukları kentlerin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtmadığını görüyoruz. Tek tip ve sıradan olması turizm açısından da olumsuz etkiler bırakıyor. AVM’lerin kesinlikle turistik değerleri de bulunmuyor. Estetik değeri olmayan bu yapıların, kentlerin mutfak kültürüne de zarar verdiğini düşünüyorum. Turistin kente has bir lezzeti AVM’deki bir restoranda yemesiyle, nezih bir tarihi mekanda tatması arasında önemli farklar var. Bu yüzden kente gelen turist de yöresel lezzetleri çarşı-pazarda, yani yerinde tüketmeli.

Kumrular: Tek eğlence, kalitesiz kitle filmleri

Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Kumrular: “Eski Yunan’daki ‘agora’ ve Arap kültüründeki ‘soğuk’ gibi açık hava pazarı geleneğinin aksine havasız ortamlarda gün geçirilmesi doğal olarak sağlığa zararlıdır. Bu nedenden dolayı Avrupa’da AVM’ler şehrin kilometrelerce uzağındadır.

Kaya: Yalnızlık psikolojisi, insanları AVM’lere yöneltiyor

Psikolog Hasan Kaya: İnsanlar, AVM’leri genellikle yalnızlıklarından kurtulmak, sosyalleşmek için tercih eder. Bu merkezlerdeki kalabalık insan toplulukları, yalnız başına dolaşan insanların da kendisini onların arasında hissetmesini sağlar. Yani yalnızlık psikolojisinin, insanları AVM’lere yönelttiğini söyleyebiliriz. Oysa ki bu, tamamen yanlış bir tutumdur. Oradaki kapalı, havasız ortam, zaten yalnızlıktan bunalmış olan bireylerin daha da daralmasına sebep olur.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Bartın zaten açık bir AVM nedir bu istek anlamadık

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir