Bartınstar’da Ocak ayında yayınlanan yazımda tarihi Bartın Endüstri Meslek Lisesi’nin apar topar yıkılmasının Bartın Eğitim-Sen ve Ankara Mimarlar Odası tarafından yargıya taşındığını, Zonguldak İdare Mahkemesinde devam eden süreçte bilirkişi raporunun tarihi okul binasını “taşınmaz kültür varlığı ve mimari miras” olarak tanımlandığını paylaşmıştım. Bilirkişi raporunun Mahkeme kararını etkileyeceğini de eklemiştim. Beklenen oldu; yargı, alelacele yıktırılan tarihi binanın kültür varlığı ve mimari miras olarak tescillenmesine karar verdi ve yapının sağlık/eğitim müzesi olarak Bartın’a kazandırılmasını tavsiye etti.
Mahkemenin kararı sevindiricidir. Ancak alelacele bir yıkım ve mahkemenin dur demesine kadar tanıklık ettiklerimiz oldukça düşündürücüdür. Tarihi Endüstri Meslek Lisesi’nin yıkılmasına varan süreçte, organize kent düşmanlığına, kamu yararının göz ardı edilmesine, görevi kötüye kullanmaya, halkın meşru taleplerinin yok sayılmasına, kutuplaştırıcı siyasi dile, gerçek dışı beyanlara, kent suçu işlenmesine kadar nice olaya şahit olduk.
Öte yandan tarihi yapının yıkılmasına karşı çıkan, yapının Bartın kent tarihinin bir parçası olduğunu ve korunması gerektiğini ısrarla dile getiren bir avuç insanın ne kadar meşru, haklı ve doğru olduğuna da şahit olduk. Bartın’ın değerine sahip çıkan bir avuç insan Bartın’ın yüz akıdır, diğerlerinin ne olduğunu Bartın halkı ve tarih isimlendirecektir.
Osmanlı ve Cumhuriyet Tarihinin Tanığı
Yıkılan Endüstri Meslek Lisesi’nin tarihi binası 150 yılı aşan tarihiyle kentin hem Osmanlı hem de Cumhuriyet tarihine tanıklık etmiş en önemli sembollerden biridir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde 1880’lerde Kastamonu, Sinop, Bartın ve Karabük şehirlerini kapsayan bölgede öldürücü bir frengi salgını yaşanmıştır. Kolayca ve süratle yayılan salgın bölge halkının %70-80’ni etkilemiştir. Salgın, bölgede büyük bir kırımla sonuçlanabileceği gibi kalıtsal tahriplere yol açarak sonraki nesillerin de yaşamlarını tehdit etmekteydi.*
Ölümcül salgınının önüne geçmek, halkın ve gelecek nesillerin sağlığını korumak adına Osmanlı Devleti’nin organları olan Cemiyet-i Tıbbiye-i raporu ve Şura-yı Devlet emriyle Kastamonu, Bartın ve Sinop’ta salgın hastaneleri kurulmasına karar verilmiştir. Bu karar sonucunda Endüstri Meslek Lisesi’nin tarihi binası Frengi hastanesi olarak inşa edilmiştir. Bartın’ı ve çevre illerdeki vatandaşları ölümcül salgından koruyan hastanenin önemi ve anlamı başka bir öldürücü salgınla karşı karşıya olduğumuz bugünlerde daha iyi anlaşılabilir. Dönemin önemli bir sağlık girişimi olan bu hastaneler sayesinde salgın kontrol altına alınmış ve bölge halkı sağlığıma kavuşmuştur. Bölge halkının salgını atlamasını sağlayan Frengi Hastanesi daha sonraki yıllarda genişletilerek Memleket Hastanesi olarak yıllarca Bartın’a şifa dağıtmıştır. Memleket Hastanesi’nin bulunduğu cadde, yüzyılın başından beri ’Hastane Caddesi’ olarak adlandırılmıştı. (Bugünkü ismi Bülent Ecevit Bulvarı’dır.)
Bilindiği üzere, tarihi bina 1960’lı yıllardan itibaren eğitim yuvası olarak, Bartın Erkek Sanat Okulu, sonrasında da Bartın Endüstri Meslek Lisesi olarak hizmet vermiştir. Mezunları, eğitimcileri ve üretime katılan kalifiye elemanlarıyla Bartın ekonomisine çok önemli bir katkı sağlamıştır. Gerek eğitimcileri gerekse mezunları Bartın tarihinde önemli izler bırakmıştır.
Mahkemenin “taşınmaz kültür varlığı ve mimari mirastır” kararının da ötesinde tarihi yapı gerek salgından koruyan şifa dağıtan bir hastane olmasıyla, gerekse Bartın ekonomisine ve kültürel varlığına katkı sunan bir eğitim kurumu olmasıyla Bartın tarihinden silinemeyecek bir öneme sahiptir.
Katil Kim?
Bartın için bu kadar önemli bir yapının, bir okul binasının yıkılması ve yargı kararıyla koruma altına alınması süreci bana Agatha Christie romanlarını hatırlattı. Hani romanı okurken katil kim diye merak edersiniz; katil aşçı mıdır, uşak mıdır bahçıvan mıdır hizmetçi midir veya başka biri/birileri midir en sonuna ortaya çıkar. Tarihi öneme sahip bu yapının yıkılması sürecinde sorumlu ve/veya sorumlular kim diye araştırırken ben de aynı hisler içindeydim. ‘Katil’ kimdi?
‘Katili’ ararken karşıma o kadar çok fail çıktı ki… Tarihi binayı bu günlere kadar koruma altına alma duyarlılığını göstermeyenler mi? Belediye meclisinde imar değişikliği kararına imza atan meclis üyeleri mi? İtirazlara kulak asmayanlar mı? Tarihi önemi aşikar olan yapıya bir şekilde yıkılabilir hükmü veren Anıtlar Kurulu mu? Tüm gelişmelere göz yumup, ölü taklidi yapanlar mı? Gerçekdışı beyanlarla kutuplaşmayı hedefleyenler, siyasi malzeme çıkartmaya çalışanlar mı, haberleri sayfalarına taşımayanlar mıydı? Yoksa Bartın’ın yüz akı olan bir avuç insanı hakaretlerle hedef gösterenler miydi? Dediğim gibi fail listesi uzun… Romanın sonuna geldiğimizde, yıllar geçtiğinde tarih bize ‘katilin veya katillerin’ aslında kim olduğunu elbet gösterecektir.
Şahit olduğumuz bu organize kent düşmanlığı durmayacaktır. Hukukun tüm vatandaşlara sağladığı hakla temyize gidilmiş, tuhaf açıklamalarla hedef şaşırtmaya devam edilmektedir. Ancak hepsi nafile çabadır. Tarihi Bartın Endüstri Meslek Lisesi binası yok edilmiş olsa da “taşınmaz kültür varlığı ve mimari mirastır”. Yargı süreci tamamlandığında koruma altına alınan tarihi bina aslına uygun olarak yeniden inşa edilerek sağlık/eğitim müzesi olarak Bartın’a kazandırılacaktır.
Bu vesileyle Bartın’ın tarihine, kültürel mirasına, doğasına sahip çıkanlara, bir Bartınlı olarak müteşekkir ve minnettar olduğumu belirtmek isterim. Bartın’a dair her şeyde Bartın halkı söz sahibi olmalıdır. Biz sadece bir avuç insan değiliz –hepimiz- bu kentin sahipleriyiz. Bu vesileyle çağrımı tekrarlayayım; Kenti yönetenler kentin sahibine hakkını artık teslim etmelidir ve Bartın Kent Konseyi’ni bir önce hayata geçirmelidir.
Sağlıcakla kalın.
*GOSOS │Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi (Kış 2016) 11/2: 157-175 Yayın Tarihi: 18.11.2016. XIX. YÜZYIL SONLARI-XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ’NDE FRENGİ İLE MÜCADELE KAPSAMINDA YAPILAN YASAL DÜZENLEMELER – Necati ÇAVDAR-Erol KARCI