Turhan Öztürk

Bir ATM, bir de itfaiye… Hayaller küçük gerçekler büyük!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son dönemin popüler köyü Arıt, basında sık sık yer almaya başladı. Haberlerde yer alan satırlarda en çok vurgulanan konu, “Bir ATM’miz bile yok. ATM istiyoruz” diyen ahalinin görüşlerine yer veriliyor.

Belde statüsünden köye dönüşen Arıt’ta Ziraat Bankası şubesi de kapandıktan sonra vatandaşların bir talebi var. Bir adet ATM…

Yani para çekme, para yatırma, fatura ödeme makinesi…

Yüksek perdeden dile getirdikleri en önemli sorun bu.

Kamu bankalarını yöneten iktidar partisi bunu sağlayamıyor.

İş Bankası’nda etkin olan ana muhalefet bunu sağlayamıyor.

Ahali, köylerine gelen her siyasiye aynı şeyi söylüyor: “Bir ATM’miz bile yok. ATM istiyoruz.”

Kaç para abi bu ATM, Bartınstar olarak biz üstlenelim, köyün ortasına dikelim bu para makinasını.

Bu mu yani?

xxx

Bartın’ın bir başka beldesi; Hasankadı.

Genç vilayetin genç beldesi. Yöreye giden siyasiler anlatıyor…

Diyorlar ki; Hasankadı bir ambulans, bir de itfaiye istiyor.

CHP’liler gidiyor, “Size biz verelim” diye teklif te bulunuyor. Ama belediye MHP’li…

“Olmaz” diyor, “parti bizi ihraç eder…”

Hepi topu bir ambulans, bir de itfaiye aracı.

19 yıllık güçlü iktidar, Bartın tarihinin en kıdemli milletvekili, Cumhur ittifakının dirayetli ortağı…

Hayaller mi küçük, gerçekler mi acı…

Aylardır bilmem ne bakanlığından lütuf bekleniyor…

Kaç para abi bir ambulans, bir itfaiye…

Bartınstar olarak bir kampanya başlatalım, biz alalım.

Bakanlıklarla aylarca sürecek bir yazışmadır, bilmen nedir…

Sahi nedir?

Xxx

Bir ara Kumluca Belediyesi’nin çöp kamyonu sorun olmuştu.

Sorun ne kelime; neredeyse devlet krizi halini almıştı. Aylarca sürdü, sonunda bir şekilde çözüldü de ahali nefes aldı.

Hepi topu 60 bin TL gibi bir para harcandı.

Onca gürültü sadece 60 bin TL için kopartıldı. Sonunda kredi falan çekildi de, sorun çözüldü. Şimdi eskisi, Ürkütler köprüsü başında çürümeye terk edildi.

Bu mudur yani?

Bakın proje üretince neler oluyor.

Üret kardeşim, 30 tane üret, 5’i tutarsa ihya olursun.
Sen üret, at sepete.

Ya tutarsa…

xxx

Kumluca’nın kurucu belediye başkanı İbrahim Güner, seçildiğinde Almanya’ya gidip gurbetçilerin katkılarıyla bir ambulans, iki iş makinesi getirmişti.

Namı diğer “Deli Hoca”, o yokluk içinde beldenin en temel sorunu, altyapıyı kurdu.

Makamından güç alan değil, yönettiği yere güç veren isimlerden oldu İbrahim Güner.

Siz bakmayın “Deli” dediklerine…

Hala onun döneminde yapılan altyapıyı kullanıyor belde.

Onun da kusurları vardı tabii…

Örneğin; dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ı makamdan kovmayaydı iyiydi…

Çözülemeyen küçük meseleleri görünce, hakkını teslim etmeden geçemedim.

Xxx

Hayaller mi küçüldü, gerçekler mi büyüdü; şaşkınım.

Kimse bu şehir için kılını kıpırdatmıyor.

Sırtını kamuya yaslayanlar, devletin olanaklarıyla racon kesiyor, tahakkümler kuruyor.

Pek çok kurum kötü yönetiliyor, insanların aklıyla alay ediliyor.

Spor kötü yönetiliyor.

Ahali kanıksamış…

Ufacık bir eleştiri de bile…

Eleştirenler düşman ilan ediliyor.

Ayıp yahu, edep…

Bizim işimiz bu.

Bir amatör spor kuruluşunu elinde tutmak için herkesin gözü önünde cambazlıklar yapanlar… Muktedirlere “Sen bizim babamızsın” diyerek, yalandan iktidarına devam ediyor.

Kimse çıkıp “Kral çıplak” demiyor.

Diyemiyor.

Şaşkınım.

xxx

Şehir kötü yönetiliyor. Süslü işler bir yana…

Günden güne kalabalıklaşan trafiğe, sokaklara, caddelere çözüm üretmek için makamda olanlar…

Asıl çözülmesi gereken sorunlara karşı ‘cek’li ‘cak’lı cümlelerle yanıt veriyor.

Toplumsal iletişim 10 numara ama…

Kronik sorunlara karşı “otur sıfır…”

Kusura bakmayın ama 2021 yılında şehir trafiğinin yükünü hala…

Tam 233 yıl önce…

1787’de yapılmış Kemerköprü çekiyorsa…

Orduyeri Köprüsü çekiyorsa…

Kimse beni “Bu şehir iyi yönetiliyor” diye inandıramaz.

Çözüm üretemezseniz…

Hala alternatif bir yol, alternatif bir köprü inşa edemezseniz…

Bu satırların yazarını ikna edemezsiniz.

xxx

Kimse elini cebine atmıyor.

Kimse çözüm için bir gram fedakarlıkta bulunmuyor.

Gazetecilikte eski müdürlerimiz, bazen bir bilgi, bir haber için bizden talepte bulunurlardı.

“Alamadık, bulamadık…” mazeretlerini kabul etmezlerdi.

  • “Git kardeşim, adamın kapısında yat, bilgiyi al getir…”

Derlerdi…

Şimdinin yerel yönetimlerinde böyle bir çaba yok.

Bir hantallık, bir iş bilmezliktir almış başını gidiyor.

Ortak akıl, dirayetli duruş, soruna değil çözüme odaklı bir anlayış yok olmuş.

Yerini kaypaklık, kadercilik, kör göze parmak cesareti almış.

Bu ne pespayelik; şaşkınım.

xxx

Bartın tarihinin en uzun süreli milletvekili, il merkezinde bir kez olsun başarılı olamamış. Gönüllere girememiş.
Dahası, Erdoğan taraftarlığının yüzde 70’e vurduğu Kumluca’da iki dönemdir belediyeyi nasılsa kazanamamış.

AK Parti yönetimlerinde bile, muhalefet figürlerinden daha çok eleştiriliyorsa…

Bir sorun var…

Çok geziyor, çok görünüyor, çok önemli hizmetleri var; kabul ediyorum.

Ama bir şeyler eksik. Artık bu kimin hatası sorgulayacağız.

Unutmadan notumuzu düşelim. Bartın, Yılmaz Tunç sonrası siyasete hazırlanıyor şimdiden.

Sahada olanlara dikkat edin…

Sahaya yeni inenlere de…

Hep inkar etse de açıktan oynayanlara da…

E her şeyin bir sonu var tabi. Hazırlıklı olmak lazım.

xxx

Şimdi onca yazıp muhalefet vekilimize değinmezsek olmaz.

Ama insani bir durum söz konusu. Malum, babası rahatsız. Ve onun yanından ayrılmıyor. O yüzden yazacaklarımızı erteliyoruz.

Ama Bartın örgütüne değinebiliriz.

CHP Genel Merkezi, il örgütlerinin performansını yerinde ölçeceğiz dedikten sonra…

Bartın örgütü de kıpırdanır gibi oldu.

Bazı köy ve beldelerde göründü.

Ama süreklilik yoktu.

MHP ve AK Parti ittifakının hem de her gün boy boy etkinlik paylaştığı dönemde…

CHP örgütü çok cılız kaldı.

Notlarım böyle söylüyor.

Takdir sizin.

xxx

İğneyi başkasına, çuvaldızı kendimize batıralım ki, ciddiyetimiz ortaya çıksın.

Şehrin basın organları üzerinde ölü toprağı var.

Kimisi sadece ortaya attığı sorularla birilerine “gel gel” yapıyor…

Hem de herkesin gözü önünde.

Kimisi araziye uymuş, etliye sütlüye karışmadan gemisini yürütüyor,.

Haber dediğin 5n1k…

Kimseler onu da ciddiye almıyor.

Meslek yerlerde sürünüyor.

Ama herkes bir köşe tutmuş. Köşesini cengaverce savunuyor, mücadele ediyor.

Eskiden İstanbul’da bir klişe vardı.

Türkiye’ye kar yağdığı…

İstanbul’a kar yağınca belli oluyor diye…

Bartın’da bir sorunun varlığı…

Bir gazetecinin başına gelince ortaya çıkıyor.

O ana kadar konu değil o sorun!

Hayallerimiz mi küçük, gerçekler mi acı?

İşte şehrimizin hali; pür meali.

Kalın sağlıcakla.

Bir ATM, bir de itfaiye… Hayaller küçük gerçekler büyük!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir